Erişilebilirlik

AİHM Büyük Dairesi Demirtaş Kararını Açıkladı


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, 4 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "derhal serbest bırakılması" yönünde karar aldı. Büyük Daire, Türkiye'den, "Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gereken tüm önlemleri almasını" istedi. Mahkeme, Demirtaş'a toplam 60 bin 400 Euro tazminat ödenmesine de karar verdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) temyiz makamı ve en üst yargı merci olan Büyük Daire, bu kararla 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan ve halen Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki davaya son noktayı koymuş oldu.

Büyük Daire, 18 Eylül 2019'da tarafların temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen duruşmanın ardından dosya incelemesini de tamamlayarak bugün nihai kararını açıkladı.

Kararda, "Mahkeme ayrıca, başvuranın tutukluluğuna ilişkin olarak yetkililer tarafından öne sürülen amaçların, yalnızca gizli bir siyasi amacı örtmekten ibaret olduğu sonucuna varmıştır: Bu da demokratik toplumun kalbi olan çoğulculuğun örtülmesi amacıdır" ifadesine yer verildi.

60 bin 400 Euro para cezası

Mahkeme, Türkiye'nin Demirtaş'a; 3 bin 500 Euro maddi, 25 bin Euro da manevi tazminat verilmesine, masraf ve harcamalar içinde 31 bin 900 Euro olmak üzere; toplam 60 bin 400 Euro ödenmesine karar verdi.

Büyük Daire, Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması için Türk hükümetinin gerekli tüm tedbirleri almasını" da istedi. Büyük Daire'nin son kararıyla, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını içeren karar da kesinleşmiş oldu.

7 ayrı ihlal maddesi

Yüksek Mahkeme, Demirtaş'ın tutuklanması ve geçici tutukluluğuyla ilgili olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS), "İfade özgürlüğü, özgürlük, güvenlik hakkı ve özgür seçim hakkı" dahil olmak üzere, bir kaç maddesinin birden ihlal edildiğinin belirlendiğini kaydetti.

Türk hakim Saadet Yüksel'in de görev aldığı 17 hakimli Büyük Daire, 1'e karşı 16 oyla ifade özgürlüğünü düzenleyen AİHS'in 10'uncu maddesine; 2'ye karşı 15 oyla "özgürlük ve güvenlik hakkını" düzenleyen 5/1-3'üncü maddesine; 1'e karşı 16 oyla "tutukluluğun yasallığı ve makul süresini" düzenleyen 5/4 maddesine; 1'e karşı 16 oyla "siyasi amaçlarla özgürlüğün kısıtlanmasını" düzenleyen 18'inci maddesine, 2'ye karşı 15 oyla "davalı devletin, başvuranın derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gereken tüm önlemleri alması zorunluluğunu" düzenleyen 46'ıncı maddesine aykırı davrandığına hüküm getirdi.

Ayrıca AİHS Protokolü'nün "özgür seçme ve seçilme hakkını" düzenleyen 3'üncü maddesine aykırı davranıldığına da oy birliğiyle karar verildi.

Oylamada Türk hakim Saadet Yüksel'in yanısıra, bazı maddelere Polonyalı hakim Kryzsystof Wojtyczek, Ukraynalı hakim Lado Chanturia ve Macar hakim Peter Paczolay kısmen karşıt görüş bildirdiler.

Yargı süreci

Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan AİHM, 20 Kasım 2018'de Demirtaş'ın tutuklanmasında hak ihlali tespit etmiş, "tutuklama sürelerinin makul süreyi aştığı, tutukluluğun siyasi faaliyetleri engellendiğinin belirlendiği" ifade edilerek, Demirtaş'ın tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.

AİHM kararının ardından İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Aralık 2018 tarihinde, Demirtaş'a “terör örgütü propagandası" yaptığı iddiasıyla verilen hapis cezasını onamış, avukatları, yattığı sürenin verilen cezaya karşılık geldiğini belirterek, Demirtaş'ın tahliyesini istemişti.

Ancak, bu sefer de Demirtaş hakkında 6-7 Ekim olayları soruşturması kapsamında tutuklama kararı verilince, siyasetçinin tutukluluk hali devam etmişti.

Yüksek Mahkeme, 18 Eylül 2019'da Demirtaş'ın serbest bırakılması kararını verdi. Ankara hükümeti kararın tümüne, Demirtaş'ın avukatları da "tutukluluğun makul bir şüpheye dayandığı" ifadesine itiraz ederek, 19 Şubat 2020'de, kararı Büyük Daire'ye taşımıştı.

AİHM, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın politik nedenlerle hapiste tutulduklarının belirlendiğini ve tutukluluk süresinin uzun olmasının Demirtaş'ın Meclisteki çalışmalarını ve diğer siyasi faaliyetlerde yer almasını engellediğini, bunun da, ifade, seçme ve seçilme hakkına aykırı olduğuna karar verdi. Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü düzenleyen 4, 5 ve 10'uncu maddelerinin yanısıra, "tutukluluğun, muhalif görüşleri susturma amaçlı" kullanıldığı gerekçesiyle 18'inci maddesinin de ihlal edildiğine karar vermişti.

Türkiye uygulamakla yükümlü

AİHS'e imza atan Türkiye, bu kararın gereğini yerine getirmekle yükümlü. Ancak Kavala dosyasında olduğu gibi karara uymazsa, Türkiye'ye Kavala'nın serbest bırakılması için 1-2 Aralık'taki toplantısında "sert uyarıda" bulunan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Demirtaş dosyasını da gündeme alacak.

XS
SM
MD
LG