20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak olan Joe Biden’ın görüşleri hakkında bilgi sahibi olan kaynaklara göre, yeni başkan Amerika’nın dış politikasına yeniden yön verirken Başkan Donald Trump gibi yaptırım seçeneğine başvurmaktan kaçınmayacak.
Reuters haber ajansının analizine göre, Biden göreve geldiğinde ilk olarak Trump’ın izlediği dış politikaya hızla yeni bir yön verecek, ancak İran ve Çin gibi yaptırımların başlıca hedefi olan ülkelerle ilişkilerde değişikliğe gitmeden önce kapsamlı bir değerlendirmeye gidecek.
Reuters’a bilgi veren kaynaklar Biden’ı bekleyen zorluğun hangi yaptırımları devam ettirip, hangilerini sona erdirmek ya da genişletmek olacağını belirtiyor.
Adlarının açıklanmasını istemeyen kaynaklar, Biden göreve geldikten kısa bir süre sonra mevcut yaptırımların kapsamlı olarak gözden geçirilerek yeni strateji belirleme çalışmalarının başlayacağını söyledi.
Ancak gözden geçirme tamamlanmadan önce bile Biden, yaptırımların ABD'nin temel dış politika araçlarından biri olmaya devam edeceğini net bir dille ortaya koyacak. Yine de bu, Trump’ın “Önce Amerika” hedefiyle yürüttüğü dış politikadan farklı olacak.
İki kaynağın Reuters’a verdiği bilgiye göre Amerika’nın Afganistan’da savaş suçu işleyip işlemediğini soruşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkililerine Trump yönetimince uygulanan yaptırımların kaldırılmasının Biden’ın atacağı ilk adımlardan biri olması bekleniyor. Batılı ülkeler Trump'ın bu adımını protesto etmişlerdi.
Biden’ın, Rus muhalif siyasetçi Alexei Navalny’nin zehirlenmesi olayı nedeniyle Rusya’ya, İngiltere ve Avrupa Birliği’nin yaptığı gibi yaptırım uygulayabileceği de bir kaynağa göre olasılıklar arasında. Ancak Biden ya da ekibi bu tahminlerle ilgili resmi bir yorumda bulunmuş değil.
Trump, Amerika’yı İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan çekerek ve Çin yönetimi yetkililerini yaptırıma tabi tutarak, kendisinden sonra gelecek başkan için bu iki ülke ile ilişkilerin çabuk bir şekilde düzeltilmesini oldukça zorlaştırmış oldu.
Trump 3.800 yaptırımı devreye soktu
Trup liderliğinde Amerika dört yıl içinde yaklaşık 3 bin 800 yeni yaptırımı devreye soktu. Selefi Barack Obama ikinci dört yıllık başkanlık döneminde 2 bin 350 yaptırım uygulamaya koymuştu. Trump döneminde ayrıca 200’den fazla yabancı ülke yetkilisine vize kısıtlamaları getirildi.
Biden’ın da bu tür zorlayıcı yaptırımları kullanmaya devam edeceği ancak yaptırımlarla ilgili karar alma sürecinin daha ihtiyatlı olacağı ve müttefiklerle yakın işbirliğine dayanacağı öngörülüyor.
Trump yönetimi yetkilileri, Amerika’nın ekonomik gücünü kullanmasının, rakiplerine ciddi oranda zarar verdiğini ve bu durumun da göreve geldiğinde Biden’ın işine yarayacağını savunuyor. Ancak yaptırımların hedefinde olan ülkelerdeki hükümetler Trump’ın taleplerini karşılama niyetinde görünmüyor.
Örneğin, Trump’ın yeni yaptırımlarına rağmen İran yönetimi nükleer anlaşmayla ilgili müzakere masasına yeniden oturmayı reddediyor. Venezuela lideri Nicolas Maduro yaptırımlara rağmen görevinden ayrılmadı. Kuzey Kore’deki yönetim de nükleer kapasitesini genişletmeye devam ediyor.
Diğer taraftan, Çin de gerek Hong Konglular gerek Şincan’daki azınlık Müslümanlar’a karşı baskı politikaları ve teknoloji sektöründeki eylemleri nedeniyle Amerika’dan bir dizi yaptırım görse de hedefte olan bu politikalarını değiştirmedi.
Biden’ın bazı yardımcıları ise yaptırımların fazla kullanımının olumsuz sonuçları olacağından endişe duyuyor.
Biden’ın dışişleri bakanı olarak Antony Blinken’i ve ulusal güvenlik danışmanı olarak da Jake Sullivan’ı ataması dış politikada çok taraflılığı ön plana çıkarsa da yaptırımlar da önemli oranda bir azalma kaydedilmeyeceğinin bir işareti olarak yorumlanıyor.
Biden’ın yaptırımlar konusunda en büyük çelişkiyi İran’la yaşaması bekleniyor.
2015 yılında imzalanan ve Trump’ın Amerika’yı 2018 yılında, Avrupalı müttefiklerinin eleştirilerine rağmen geri çektiği İran uluslararası nükleer anlaşmayla ilgili olarak Biden, İran’ın anlaşmanın tüm kurallarına uyması şartıyla ülkesini yeniden anlaşmaya dahil edeceği söyledi. Ancak İran yönetimi de ilk adımın Biden’dan gelmesini bekleyecekleri yönünde açıklamalarda bulundu.
Trump yönetimi yetkilileri İran yaptırımları sayesinde Biden’a avantaj sağladıklarını, ekonomik sıkıntıda olan İran’ın bu yaptırımlar sonucunda müzakere masasına oturmak zorunda kalacağını ileri sürüyor.
İran yaptırımlarının Biden’ın işini zorlaştırılmak için mi devreye sokulduğu sorusuna Trump’ın İran ve Venezuela elçisi Elliott Abrams, “Hayır, hayır! Bu aslında Biden ve ekibinin elini güçlendiriyor” şeklinde yanıt verdi.
Reuters’a konuşan Abrams ayrıca İran ve ABD’nin diğer düşmanlarının yaptırıma tabi tutulmasının diğer alternatiflerden daha iyi bir seçenek olduğunu savunarak, “Diğer seçeneklerden biri askeri güç kullanmak. Diğeri ise vazgeçip geri çekilmek” dedi.
Çin’e karşı daha sıkı yaptırım ihtimali
Dünyanın ikinci en büyük ekonomisi Çin’e yönelik yaptırımlar da Biden’ın masasındaki en önemli dış politika konularından olacak. Trump seçim kampanyası boyunca Biden’ın Pekin’e boyun eğeceğini iddia etti ancak Biden özellikle insan hakları ihlalleri karşısında çok daha sıkı yaptırımlar uygulama vaadinde bulunuyor.
Bu da Biden’ın Çin’e, Hong Kong, Tibet ve Şincan’daki baskı politikaları nedeniyle daha fazla yaptırım adımı atabileceği ihtimalini gündeme taşıyor.
Ancak Reuters’a bilgi veren Biden’ın bir danışmanı, Çin’e yönelik yaptırımların ticari uzlaşmazlıkları çözmek için de kullanılabileceğini söyledi.
Trump’ın Kuzey Kore yönetimiyle uzlaşı sağlama girişimlerinin aksine Biden’ın, Kuzey Kore’yi nükleer silah programını sonlandırmaya zorlamak adına daha katı bir politika izlemesi bekleniyor.
Biden ayrıca seçimlere müdahale iddiaları nedeniyle Rusya’ya da yaptırım uygulayabileceğinin işaretini verdi. Kimliklerini açıklamayan iki kaynağın aktardığına göre, Afganistan’daki Amerikan askerleri ve müttefiklerinin öldürülmesi için Rusya’nın girişimde bulunduğu yönündeki istihbarat doğrultusunda da Rus yönetimine yaptırımı gündeme taşıyabilir. Trump söz konusu iddiaları değerlendirmeye almamıştı.
Trump, liderliği boyunca ABD kurumları arasındaki iletişim zincirini de çoğu kez yok sayarak yeni politikaları Twitter üzerinden açıkladığından, Biden’ın kurumlar arası iletişim ağını da yeniden güçlendirmesi bekleniyor.