Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi’ne (IAEA) göre İran ilk gelişmiş santrifüj zincirini, yer altındaki Natanz uranyum zenginleştirme tesisine taşıdı. Uluslararası nükleer anlaşma kapsamında bu sistemin sadece İran’ın birinci nesil IR-1 makineleriyle kullanılmasına izin veriliyor. Bu durum İran’ın uluslararası nükleer anlaşmayı ihlal eden hamlelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
İran daha önce IAEA’yı Natanz nükleer santralinde yer alan yerin üstündeki pilot tesisten uranyum zenginleştirme makinelerine ait üç santrifüj zincirini alarak bunları yer altındaki bir tesise transfer edeceği bilgisini vermişti. İran bu kararı Temmuz ayında yerin yüzeyindeki santrifüjünün sabotaj sonucu çıktığı sanılan yangında yanmasının ardından almıştı. İran’ın uranyum zenginleştirme makinelerine ait santrifüj zincirlerini hava bombardımanına karşı korumak amacıyla yeraltına taşıdığı sanılıyor.
Reuters haber ajansının elde ettiği IAEA raporuna göre İran IR-2m santrifüjlerin zincir sistemini kurdu, ancak henüz sitemi santrifüjleri çalıştıran uranyum heksaflorid gazıyla beslemeye başlamadı.
Natanz, büyük kısmı yer altında bulunan ve Uluslararası Atom Enerjisi Dairesi uzmanları tarafından da denetlenen ve gözetim altında tutulan bir tesis.
İranlı bazı yetkililer Temmuz ayındaki yangına siber bir saldırının neden olmuş olabileceğini dile getirmişlerdi. İran resmi haber ajansı IRNA Temmuz ayında yayımladığı bir haberde siber saldırının arkasında Amerika ya da İsrail’in olabileceğini öne sürmüştü.
Zincir sistemi birbirine bağlı santrifüj makinelerinden oluşuyor.
İran’ın hafif zenginleştirilmiş uranyum stoğu şu anda 2,4 tonla uluslararası anlaşmayla öngörülen 202,8 kilogram sınırının çok üzerinde. IAEA’ya göre İran yılın son çeyreğinde 337,5 kilogramla önceki iki çeyrekteki 500 kilogramlık uranyum zenginleştirmesine oranla daha az miktarda uranyumu zenginleştirdi.
IAEA’nın raporuna göre İran, yer altı tesisinde IR-4 makinelerinden oluşan bir santrifüj zinciri sistemini de kurmaya başladı. Ancak bunların daha gelişmişi olan IR-6 makinelerinden oluşan bir sistemi kurmaya henüz başlamadı.
2015 yılında imzalanan uluslararası anlaşmayla hedef, İran’ın nükleer bomba için gerekli yakıtı üretmek için ihtiyaç duyduğu süreyi 2-3 aydan bir yıla kadar uzatmaktı.
IAEA raporunda İran’ın uranyum zenginleştirme araştırmalarını ‘‘yoğunlaştırmayı’’ hedeflediğini belirtti. Bunun da yeraltı zenginleştirme santrali civarında gelişmiş santrifüjler kurmak anlamına geliyor olabileceğini kaydetti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere’yle birlikte Almanya, uzun süren müzakerelerin ardından 2015 yılında İran’la nükleer programıyla ilgili olarak tarihi bir anlaşma imzalamıştı.
ABD 2018 yılında resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı olan anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmiş ve İran’a yönelik ekonomik yaptırımları yeniden yürürlüğe koymuştu. İran, ABD’nin anlaşmadan çekilerek yaptırımları yürürlüğe koymasının ardından birçok kez anlaşmayı ihlal etti.