Erişilebilirlik

Kongre Yabancı Gazeteci Vizeleri Konusunda Açıklama İstiyor


Kongre üyeleri, Amerika’nın Sesi’nin (Voice of America) de bağlı olduğu ABD Küresel Medya Dairesi (USAGM) Başkanı Michael Pack’ten bazı gazetecilerin vizelerinin uzatılmaması konusunda açıklama istedi.

Kongre üyeleri, bu yönde alınan kararların gazetecileri ve dairenin misyonunu tehlikeye attığını belirtti. Dokuz Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi ve Senatör, Michael Pack’e bir mektup yazarak, bazı yabancı gazetecilerin vizelerinin yenilenmemesi dahil olmak üzere alınan kararlarla; CEO Michael Pack’in güvenlik risklerine ilişkin sözlerinin kurumda çalışanların morali ve daha etkili habercilik yapılmasını sağlama amacıyla nasıl örtüştüğünün açıklanmasını istedi.

Mektupta imzası bulunan dokuz senatör ve Temsilciler Meclisi üyesi arasında New Jersey Senatörü ve Senato Dış İlişkiler Komisyonu kıdemli üyelerinden Bob Menendez ve Temsilciler Meclisi Dış İşleri Komisyonu Başkanı New York’u temsil eden Kongre üyesi Eliot Engel de bulunuyor.

Kongre üyelerinin Michael Pack’e gönderdiği mektupta, “Vizelerin yenilenmemesi benzersiz yeteneklerini ve tecrübelerini USAGM’in misyonunun hizmetine sunan çalışanlar ve sözleşmeli personele yönelik zalimce bir tutuma işaret ediyor” denildi.

Mektupta, vizelerin uzatılmaması kararından etkilenen gazetecilerin diğer ülkelerde yaşayan VOA takipçilerine doğru, şeffaf ve güvenilir haberler ulaştırdıklarının altı çizildi. Mektupta, USAGM’e, bazı gazetecilerin J-1 vizelerini yenilememe kararının ABD’nin ulusal güvenliğini nasıl koruduğu sorusu da soruldu. Michael Pack’ten sorulara 30 Eylül’e kadar yazılı olarak cevap vermesi istendi.

USAGM’den, Amerika’nın Sesi’nin konuyla ilgili açıklama talebine yanıt gelmedi. Michael Pack Haziran ayında Senato’nun CEO olarak onayını aldığından bu yana verdiği çeşitli röportajlarda ve Amerika’nın Sesi (VOA) çalışanlarıyla yapılan yazışmalarda, kurumun editoryal bağımsızlığını korumak ve kurumun misyonunu daha etkili bir şekilde yerine getirmesini sağlamak istediğini belirtmişti.

Pack, yapılan resmi denetimlerde uzun yıllara dayanan ve önceki yöneticiler tarafından çözüme kavuşturulmayan ciddi güvenlik sorunları olduğunu ortaya çıkardığını söylemişti.

Michael Pack, USAGM’deki görevine başladıktan sonra Hür Avrupa Radyosu, Özgürlük Radyosu ve Özgür Asya Radyosu ve Ortadoğu Yayın Ağı gibi USAGM çatısı altında bulunan yayın kuruluşlarının yöneticilerini görevden alarak Açık Teknoloji Fonu yönetim kurulu üyelerini değiştirdi.

Amerika’nın Sesi Genel Müdürü Amanda Bennett, Michael Pack göreve başlamadan iki gün önce istifa etti.

Pack, yabancı uyruklu gazetecilerin J-1 vize süreçlerinin gözden geçirileceğini açıklamış, bu sırada çok sayıda gazetecinin vize süreleri dolmuştu. Michael Pack, Ağustos ayında en az altı üst düzey yetkiliyi idari izne göndermişti.

Michael Pack Temmuz ayında yaptığı açıklamada kurumun misyonunu gerçekleştirmesini engellediği ve ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu söylediği sorunlara ilişkin soruşturma talimatı verdiğini bildirdi.

Cumhuriyetçi ve Demokrat Kongre üyeleri Michael Pack’in USAGM’de göreve geldiğinden bu yana attığı adımlar konusunda endişelerini dile getirdi. Michael Pack’in 24 Eylül’de Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda ifade vermesi bekleniyor.

J-1 vizeli gazetecilerin sözleşmeleri iptal ediliyor

27 Ağustos’ta USAGM insan kaynakları birimi, J-1 vizelerinin süresi dolan ya da önümüzdeki aylarda dolacak olan gazetecileri, sözleşmelerinin iptal edildiği konusunda mektupla bilgilendirdi. Gönderilen mektuplarda, vizelerinin süresi dolduğunu ve bu nedenle ABD’de çalışma hakkına sahip olmadıklarını gerekçe göstererek bu kişilerin sözleşmelerinin iptal edildiği belirtildi.

Kurumda görev yapan bir gazeteci Amerika’nın Sesi’ne (VOA) yaptığı açıklamada sözleşmesinin iptal edildiği mektuba yanlış tarih atıldığı ve sözleşmenin iptali konusunda 15 gün önceden bilgi verilmesi kuralına da uyulmadığını söyledi.

Ekim ayına kadar vizeleri bulunan en az iki kişiye de sözleşmelerinin iptal edildiği yönünde mektup gönderildi. Bu gazetecilerden biri insan kaynakları biriminden bilgi talep ettiğinde, mektubun yanlışlıkla gönderildiği söylendi.

Endonezya Servisi’nde çalışan iki gazeteciyse sözleşmelerinin iptal olduğuna ilişkin mektuplar yazılmadan ülkelerinde bulunuyordu. Bu gazeteciler vizeleri yenilenmeyecek en az beş gazeteci arasındaydı.

Michael Pack’in ofisinden yapılan açıklamada, kurumun yönetimini iyileştirmek ve ABD’nin ulusal güvenliğini korumak amacıyla vize yenileme işlemlerinde her dosyanın kendi içinde ayrı ayrı değerlendirildiği belirtildi.

Kongre üyeleri, basın hakları örgütleri ve Amerikalı gazeteciler vize inceleme süreçlerinin kurum için çalışan gazetecileri tehlikeye attığı görüşünde.

Associated Press haber ajansının başkan yardımcısı ve kurumda editoryal standartlardan sorumlu editör John Daniszewski, Amerika’nın Sesi’ne (VOA) yaptığı açıklamada gazetecilerin güvenliğinin öncelik olması gerektiğini söyledi, “Gazeteciliğin her yerde bu kadar saldırı altında olduğu bir dönemde gazetecilerin korunması çok önemli. Gazetecileri daha da tehlikeye atan her şeyden kaçınılmalı” dedi.

Eylül ayı başlarında aralarında büro şefleri, üst düzey editörler, yabancı muhabirlerin de bulunduğu şu anda ve daha önce Amerika’nın Sesi’nde (VOA) görev yapan 40’tan fazla çalışan, VOA Genel Müdür Vekili Elez Biberaj’a personel değişiklikleri ve Michael Pack’in verdiği bir röportaj sırasındaki sözlerine ilişkin bir mektup gönderdi.

Mektupta Michael Pack’in attığı adımların ulusal güvenlik önceliği olarak görülen bazı ülkeler için oluşturulan program ve projeleri olumsuz etkilediği iddia edildi.

Mektupta, Michael Pack’in USAGM’deki görevindeki ilk aylarını ve ulusal güvenlik sorunlarını anlattığı 27 Ağustos’taki Federalist adlı muhafazakar bir internet sitesine verdiği röportaj ve podcast yayınından da söz edildi.

Röportajda Michael Pack, “hayatlarını tehlikeye atan gazetecilerin, birer kahraman gibi baskı altında yaşayan ülkelerdeki insanlara gerçeği ulaştırma amacında olduklarını” kabul etmişti.

Gazetecilerin tasfiye edildiğini yalanlayan Michael Pack, ulusal güvenlik sorunlarından söz ederken, bazı çalışanların güvenlik soruşturmalarının düzgün yapılmadığını, yabancı istihbarat servislerinin de kurulduklarından bu yana ABD hükümetinin finanse ettiği medya kurumlarına sızma çabası içinde olduğunu söyledi, “Yabancı bir casus yerleştirmek için harika bir yer” ifadesini kullandı.

VOA bünyesinde 35 yıl görev yapan eski haber merkezi müdürü Andre de Nesnera, hayatları tehlikede olma ihtimali bulunan gazetecilerin işten çıkarılmasına ve Michael Pack’in röportajda yaptığı açıklamalara tepki vermek amacıyla personelin yazdığı mektubu imzaladığını belirtti. “Önemli olan güvenilirlik. Güvenilirliği kazanmak bir ömür, kaybetmekse bir saniye sürer. Bazılarımız Michael Pack’in açıklamaları ve görüşlerine bakarak VOA’in ABD hükümetinin sesi haline geleceğini düşünüyoruz” dedi.

Michael Pack 10 Eylül’de Sara Carter Show’da verdiği röportajda da USAGM’in casus yerleştirmek için iyi bir yer olduğuna ilişkin sözlerini yineledi. CEO Pack, son 10 yıldır, personelin yüzde 40’ının güvenlik soruşturmasının düzgün yapılmadığını ve bunun sonucunda USAGM’in yabancı kurumların VOA’ye ya da diğer yayın kuruluşlarına sızıp sızmadığını bilmediğini söyledi.

Washington Post yazarlarından Jason Rezaian, VOA’ye verdiği röportajda, Michael Pack’in “casus söyleminin sorumsuzca olduğunu, köklü geçmişe sahip bir kurumun ilkelerini hiçe saydığını” belirtti. Rezaian, Washington Post’un Tahran muhabiri olarak çalıştığı sırada, İran’da hakkında delile dayanmayan casusluk suçlamaları yüzünden 544 gün hapis yatmıştı.

Rezaian, “Şüphe seviyesini gereksiz şekilde yükseltiyor ve Voice of America’nın nasıl bir kurum olmak istediği konusunda da soru işaretleri yaratıyor” dedi. “Casus olmakla suçlandığınızda, kendinizi haklı çıkarmanız imkansızdır. Karşınızda ‘İki kere iki beş eder’ diyenler varsa, bu durumda haklı çıkmanız imkansız” ifadelerini kullandı.

“Çoğu zaman batılı yetkililerin yaptıkları bu gaflar ve açıklamalar zaten savunmasız olan insanlara karşı kullanılıyor” diyen Rezaian, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın, dışişleri bakanıyken İran’da hapse atılan bir öğretmenle ilgili olarak yaptığı “gazetecilere eğitim veriyordu” açıklamalara atıfta bulundu. Rezaian, “Bu durumun, ülkeleri ya da toplumlarına ilişkin haber ve hikayelere ışık tutmak isteyen çok sayıda başarılı gazetecinin daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağı bir duruma dönüşmesinden endişeliyim” şeklinde konuştu.

Daha önce Özgür Asya Radyosu için çalışan iki gazeteci, çalıştıkları yere gizlice ekipman yerleştirdikleri iddiaları nedeniyle Kamboçya Bürosu’nun kapanmasının ardından casusluk suçlamasıyla karşı karşıya. Suçlu bulunmaları halinde gazetecilerin 15 yıl hapis cezası almaları olası. İki gazeteciyi temsil eden avukat VOA’ye yaptığı açıklamada dava dosyasının şu anda Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu söyledi.

VOA, RFA ve diğer kurumlarda görev yapan gazeteciler bazı ülkelerden vize alamıyor, sınır dışı ediliyor, tutuklanıyor, ya da hedef alınıyorlar. İranlı gazeteci Rezaian, “İslamcı Cumhuriyetler ve rejimler bunu yapıyor. Rusya, Çin, Suudi Arabistan ve son yıllarda giderek dozu artan şekilde de Türkiye, Mısır... Durum zaten yeterince kötü. Bu ülkelere, gazetecilerin hayatlarını ve geçimlerini sağlamalarını daha da zorlaştırmaları için kullanabilecekleri fırsat vermeye gerek yok” dedi.

AP haber ajansı yöneticilerinden Daniszewski, hoşa gitmeyen gerçekleri gündeme getirdiklerinde ya da ortaya çıkardıklarında gazetecilerin neredeyse her otoriter hükümet döneminde casuslukla ya da ulusal güvenliğe zarar vermekle suçlandığını söyledi. Daniszewski, “Gazetecilerin casus olduklarını söylemek çok tehlikeli. Her gazeteciyi zan altında bırakıyor ve bir ölçüde de her gazeteciyi tehlikeye atıyor” dedi.

XS
SM
MD
LG