TürkAkım projesinin açılışı için İstanbul’a gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir buçuk saat arayla iki görüşme gerçekleştirdi.
İkinci görüşme sonrası yayınlanan ortak açıklamada İran-ABD gerilimi, Libya krizi ve Suriye konusunda iki ülkenin görüşlerine yer verildi.
ABD ve İran arasındaki gerilimin artmasından ve Irak’taki olumsuz yansımalarından derin endişe duyduklarını belirten iki ülke, tüm taraflara itidalli davranma ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulundu.
‘‘Dış müdahalelere, tek taraflı askeri eylemlere ve mezhepsel çatışmalara her zaman karşı olduk’’
Açıklamada, ‘‘Kasım Süleymani’yi ve beraberindekileri 3 Ocak 2020 tarihinde Bağdat’ta hedef alan ABD hava operasyonu, bölgedeki güvenlik ve istikrarı olumsuz etkiledi. İran’ın Irak’taki koalisyon askeri üslerine 8 Ocak 2020 tarihinde gerçekleştirdiği balistik füze saldırıları ışığında, hangi tarafça yapılırsa yapılsın, karşılıklı saldırılar ve güç kullanımı, Orta Doğu’daki karmaşık sorunlara çözüm bulunmasına katkı sunmayacak, aksine, yeni bir istikrarsızlık döngüsüne yol açacak ve nihayetinde herkesin çıkarlarına zarar verecektir. Dış müdahalelere, tek taraflı askeri eylemlere ve mezhepsel çatışmalara her zaman karşı olduk. Bu doğrultuda, bölgedeki mevcut gerilimin düşürülmesine dair bağlılığımızı ifade ediyor, tüm taraflara itidalli ve sağduyulu hareket etme ve diplomasiye öncelik verme çağrısında bulunuyoruz’’ dendi.
Ortak açıklamada Suriye konusunda, ‘‘İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde sükunetin, İdlib’le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sağlanması’’ ‘Anayasa Komitesi’nin desteklemesi’’ öne çıkarken Libya ile ilgili bölüm oldukça kapsamlı.
Türkiye ve Rusya’dan Libya’da müzakere masasına davet
Libya’daki gelişmeleri büyük bir endişeyle izlediklerini ve Libya’nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine olan güçlü bağlılıklarını sürdürdüklerini söyleyen iki ülke, ülkede devam eden çatışmaların Libyalılar arasındaki bölünmüşlüğü derinleştirdiğine dikkat çekti.
Ortak açıklamada, ‘‘Libyalılar arasında BM himayesinde kapsamlı bir siyasi süreci başlatmak için en önemli önceliği, ateşkesin derhal sağlanması teşkil etmektedir. Mevcut kritik şartlar altında ve ilgili BMGK Kararlarının ortaya koyduğu amaçlar ışığında inisiyatif almaya karar verdik. Bu çerçevede, arabulucular olarak, Libya’daki tüm taraflara çatışmaları 12 Ocak günü saat 00.00 itibarıyla durdurmak, sahada istikrarın sağlanması ve Trablus ile diğer şehirlerde günlük hayatın normalleştirilmesi için gereken önlemlerle desteklenen sürdürülebilir bir ateşkes ilan etmek, Libya halkının acılarına son vermek ve ülkeye barış ve refahı yeniden getirmek için derhal bir müzakere masasının etrafında bir araya gelme çağrısında bulunuyoruz’’ dendi.
Ortak açıklama öncesi Erdoğan ve Putin Haliç Kongre Merkezi’nde TürkAkım açılış toplantısında davetlilere hitap etti.
Erdoğan: ‘’Doğu Akdeniz’de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin diplomatik açıdan hayata geçme şansı yoktur’’
Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgeler konusunda anlaşmazlık yaşadığı Yunanistan, Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs’la bir gerilim yaşama peşinde olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Doğu Akdeniz’de süren hidrokarbon arama faaliyetlerimizin tek amacı ülkemizin ve KKTC’nin menfaatlerini korumaktır. Her fırsatta tekrarladığımız gibi Doğu Akdeniz’de ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin diplomatik açıdan hayata geçme şansı yoktur. Akdeniz’deki en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin bu bölgedeki her projede söz söyleme hakkı elbette olacaktır Hedefimiz ülkemizi küresel enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Türkiye olarak gerilim peşinde değiliz, asla da olmadık’’ dedi.
‘‘Bölgemizin kan ve gözyaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz’’
İran’ın Ortadoğu politikasının en önemli yürütücüsü kabul edilen Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından tırmanan gerilimi düşürmek için çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, son bir haftadır çok sayıda liderle telefonda görüştüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Savaş tamtamlarının çaldığı bu kritik süreçte de diplomasinin tüm kanallarını kullanarak tansiyonu düşürmeye çalışıyoruz. Amacımız gerilimi düşürerek yeniden aklı selimi hakim kılmaktır. Bölgemiz son 20 yıldır devam eden çatışmalar nedeniyle zaten bitap düştü. Vekalet savaşlarının bedelini maalesef Irak’tan Suriye’ye kadar milyonlarca masum kardeşimiz ödedi. Tüm taraflarla konuşabilen bir ülke olarak diplomasi trafiğimizi çok yönlü bir şekilde devam ettireceğiz. Elimizdeki tüm imkanları seferber ederek bölgemizin kan ve gözyaşına boğulmasına izin vermeyeceğiz’’ diye konuştu.
Putin: ‘‘Hiç de kolay olmayan bir dünyada yaşıyoruz, Türkiye ve Rusya gelecekte de birçok projeyi hayata geçirecek’’
Rusya lideri ise konuşmasında bölgesel sorunlara değinmeksizin TürkAkım ve Türk-Rus ilişkilerinin öneminin altını çizdi.
Putin, ‘‘Geçen sene Türk ortaklarımız 24 milyar metreküp gaz aldılar. Şimdi ise yeni bir güzergahtan TürkAkım’dan gelecek. Bu özel ve benzeri olmayan gaz ulaştırma sistemi. Her biri 16 milyar metreküplük kapasiteye sahip. İlk hattan gelecek olan doğal gaz Batı Sibirya yataklarından geliyor. İkinci hattan gelecek olan doğal gaz Türkiye üzerinden Balkanlara, Bulgaristan’a ve Yunanistan’a sevk edilecek. Rus doğal gazının Avrupa’ya sevk edilmesi sadece Türkiye için değil birçok güney Avrupa ülkesinin ekonomisine olumlu etki edecek. Avrupa gaz piyasasının güvencesini sağlayacak. Hiç de kolay olmayan zor bir dünyada yaşıyoruz. Ne yazık ki bulunduğumuz bu bölgede ciddi gerginliği artıracak eylemler var. Türkiye ve Rusya bu arada bambaşka bir örnek sunuyor.
Eminim Türkiye ve Rusya gelecekte birçok projeyi hayata geçirecektir’’ dedi.
Sezer: ‘‘Tören sönük geçti, ticari sözleşme henüz yok’’
Rusya uzmanı Aydın Sezer, karşılıklı güzel sözlere rağmen iki ülkenin TürkAkım 1’in ticari sözleşmesini imzalayamadıklarının altını çiziyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Sezer, ‘TürkAkım açılış töreni yaklaşık iki ay önce belirlendi. Öncelikle şunu ifade edelim Türk Akım birinci hattan gelecek gazla ilgili henüz ticari sözleşme yok. Botaş’ın eski Batı Hattı’ndan gelen 4 milyar metreküplük bir yükümlülüğü var. Onu TürkAkım 1’den alacağız. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu anlaşmanın yapılmasını bekleyeceğiz. İkinci hat Bulgaristan’ın 3 milyar metreküp biraz da Yunanistan’ın ihtiyacını karşılıyor. Dolayısıyla Ortadoğu’da yaşanan uluslararası gelişmeler ve Suriye’de Türkiye’nin yaşadığı sorunlar nedeniyle tören sönük geçti’’ dedi.
‘‘Rusya için Doğu Akdeniz’de öncelikli ülke Türkiye’’
Sezer’e göre, Türkiye ve Rusya’nın de facto olarak farklı tarafları desteklemesine rağmen Moskova’nın Ankara’nın göz ardı etmesi mümkün değil.
‘‘Rusya Federasyonu’nun Doğu Akdeniz politikasında Türkiye’nin özel bir konumu var. Bölgedeki en öncelikli ülke Türkiye. TürkAkım’dan başka Akkuyu da var. Akkuyu’da Rusya verdiğimiz bir ticari liman, ticari üs söz konusu. Suriye limanlarından sonra Rusya açısında stratejik bir boyut. Doğu Akdeniz’deki enerji işbirliğini bölge ülkeleri de AB ülkeleri de Rus doğal gazına alternatif diye lanse etseler de pratikte teknik olarak böyle bir şans yok. Libya’da farklı aktörleri destekliyoruz. Bizim desteklediğimiz Saraç hükümetini Rusya’nın da kanalları açık, onunla da görüşüyor. Ancak Rusya açık paramiliter gücüyle Hafter’e destek veriyor. Bu kadar açık olasına rağmen bu desteğini yalanlıyor. Dolayısıyla Rusya yumurtalarını aynı sepete koymuyor. Her iki tarafla da açık görüşme halinde ama kesinlikle Hafter’i destekliyor.’’