Erişilebilirlik

Kaşıkçı Olayı Gizemini Koruyor


Salı günü Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğuna girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın durumu belirsizliğini koruyor.

Suudi Arabistan makamlarının reddetmesine rağmen Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı, Washington Post gazetesi dahil olmak üzere çok sayıda yayın organına Ortadoğu ağırlıklı görüşler yazan Suudi Arabistan vatandaşı Kaşıkçı’nın bu devletin İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürüldüğünü öne sürüyor.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Turan Kışlakçı, Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın yönetimine muhalif olan Kaşıkçı’nın ortadan kaldırılması için Riyad’dan bir timin geldiği iddiasında:

“Biz salı günü Cemal Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta olduğunu biliyorduk. Sonrasında orada öldürüldü. Bu durumu birkaç yerden teyit ettik. Aslında şimdi isimlerini veremeyeceğim Suudi Arabistan muhalifi emirliklerden bazı kaynaklarımız iki gün önce bize bu bilgiyi vermişlerdi. Ama biz kendi devletimizin siyasi yetkililerden ve Türk polisinden bu bilgileri teyit edene kadar bekledik. Ve artık Cemal Kaşıkçı öldürüldü diyebiliyoruz. Bu cinayet öncesinde Suudi Arabistan’dan 15 kişilik bir ekibin geldiğini de biliyoruz.”

Kışlakçı: “Kaşıkçı’ya 15 kişiyle tuzak kuruldu, başta ABD bu olayı takip etmeli”

Suudi Arabistan vatandaşı olan eşinden boşandığını gösteren bir evrak almak üzere salı günü başkonsolosluğa gelen Kaşıkçı’ya belgelerin yetişmediği gerekçe gösterilerek 2 Ekim gününe randevu verildi. Kışlakçı, bunun tuzak olduğunu öne sürüyor:

“Nişanlısı hanımefendiden öğrendiğimize göre Cemal Bey, bir tanıdığının evrakı almak için gelmesini talep etmiş. Ancak reddetmişler. Bu da tuzak ihtimalini güçlendiriyor. Bu 15 kişilik ekip, o yüzden buraya gönderildi. Bütün dünya kamuoyunun bu konuyu takip etmesi gerekiyor. Kaşıkçı aynı zamanda ABD vatandaşı. ABD’nin de bu konuyu takip etmesi gerekiyor. Biz gıyabi cenaze namazı kılacağız. Bunun için de devlet yetkililerimizin resmi açıklamayı yapmasını bekliyoruz.”

Kaşıkçı öldürüldüyse cesedi nerede?

Ancak dün Reuters’a başkonsolosluğun kapılarını açan Suudi Arabistan diplomatları Kaşıkçı’nın öldürüldüğü iddilarını reddediyor.

Peki eğer Kaşıkçı gerçekten öldürülmüşse cenazesi nerede? Türk Arap Medya Derneği Başkanı, Kaşıkçı’nın parçalanmış olarak çıkartılmış olma ihtimali üzerinde duruyor.

Başkonsolosluğun önünde bulunan beş araç, öğleden sonra ayrıldı. Ancak araçlarla diplomatik misyona gelen kişilerin kimler olduğunu ve ne yaptıkları hakkında başkonsolosluğun önünde bekleyen az sayıda gazeteciye bilgi verilmedi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler: “Suudi Arabistan’dan doyurucu açıklama gelmedi, endişe içindeyiz”

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Suudi Arabistanlı yetkililerin beş gün geçmesine kadar doyurucu açılama yapmamasının kendilerini endişelendirdiğini söylüyor.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Önderoğlu, “2 Ekim’de Cemal Kaşıkçı bu binaya girdi. Türkiye hükümet sözcüleri ve polis yetkilileri Kaşıkçı’nın bu binaya girişi olduğunu ama çıkış görüntüsü olmadığını hızla açıkladılar. Bu açıklamalar topu Suudi Arabistan’ın sahasına attı. Ama Suudi yetkililer şu ana kadar doyurucu bir açıklama yapmadılar. Biz Sınır Tanımayan Gazeteciler olarak herhangi bir tatmin edici bir açıklama görmedik. Bu konuda gitgide endişe içerisindeyiz. Suudi Arabistan yetkililerin Cemal Kaşıkçı’nın bu binada yok edilmediğine dair doyurucu açıklamalarını bekliyoruz. Otoriter diktatörlük ülkelerinde bu tür vahim olaylara aşina olduğumuz için ve Suudi Arabistan’ın insan hakları karnesini bildiğimiz için kendimiz beter bir duruma hazırlıyoruz” dedi.

Önderoğlu: “Bu olayın aydınlığa kavuşamaması ilelebet Suudi Arabistanlı yetkililer üzerinde ağır yük olacaktır”

Her ne kadar iyimser olmak isteseler de bu koşullar altında bunun pek mümkün olmadığını belirten Önderoğlu, tüm dünyadaki gazetecilik örgütlerini bu Kaşıkçı olayını birlikte takip etmeye çağırıyor:

“Meselenin Suudi Arabistan’la ilgili olması belirli ülkelerde belirli coğrafyalarda dikkate değer görülmemesinde bir etken olabilir. Zira bir gazetecinin mensubu olduğu devletin başka bir ülke toprağındaki diplomatik misyonunda yok edilmesi iddiası daha fazla bir duyarlılığa neden olmalıydı. Bu olayın aydınlığa kavuşamaması ilelebet Suudi Arabistanlı yetkililer üzerinde ağır yük olacaktır. Fakat Türkiye’yi de çok rahat bir durumda bıkamaz. Gazetecilik kuruluşları bir arada hareket edip bu dosyayı açığa çıkarmalı. Eğer bu cinayet kesinleşirse uluslararası hukuk çiğnenmiş demektir, uluslararası yargı dosyası olacaktır. Bir daha bu tür ihlallerin yaşanmaması herkesi tüm basın örgütlerini birlikte hareket etmeye çağırıyorum.”

XS
SM
MD
LG