Savaş Çocukluğu Müzesi’nin Washington DC’deki sergisi kişisel eşyalar, belgeler ve savaş döneminde yaşayan çocukların hikayeleriyle dolu.
Bunlardan biri de yanında üzerine giydiği giysileri ve birkaç parça eşyasıyla Amerika’ya göç eden Melina Selimbegoviç…
Çocukken Amerika'ya gelen Selimbegoviç için en değerli ve hiç bırakmayacağı eşyası yanında getirdiği battaniye: "Ben bu ülkeye plastik bir torba, bir battaniye ve çok çirkin bir oyuncak ayıyla geldim, o ayıyı da kızıma verdim. Bu eşyalar benim için çok kıymetli."
Müze savaşın en genç mağdurlarına hikayelerini dünyayla paylaşmaları için fırsat veriyor.
Müze ziyaretçilerinden bir üniversite öğrencisi, savaşın farklı bir yönünü gördüğünü söylüyor, "Bu sergi çocukların umut, dayanıklılık ve hayatta kalma deneyimine ışık tutuyor’’ diyor.
Kamboçya’daki soykırımdan kaçan Phally Budok, geniş bir ailede doğmuştu, ancak ailesinin sadece dört üyesi hayatta kalabilmiş: Phally, iki kız kardeşi ve anneleri…
Budok yeğenin kız kardeşi için savaşla ilgili bir rapor hazırlamış ve rapor müzede sergileniyor.
"Onu buradaki herkesle paylaşmak benim için önemliydi çünkü savaşta çocukların durumuyla ilgili farkındalık yaratmak önemli" diyen Budok savaş sırasında 5 yaşındaymış.
Saraybosna’daki açılışından bu yana müze Suriye’den Ukrayna’ya savaşın çocuklarının sahip olduğu eşyaları barındırıyor.
Müze Amerika’daki Bosnalı ve Kamboçyalı savaş mağdurlarıyla da yakın temas halinde.
Müzenin kurucusu Amerika’daki diğer müzelerle iş birliği yaparak müzenin Amerika’daki varlığını daha kalıcı hale getirmek istiyor.
Savaşın mağdurları deneyimlerinin sınırları aştığını söylüyor ve ziyaretçilere de bu mesajı veriyor.
Selimbegoviç, ‘‘Belki sözcükleri okuyamayacak ve içerdikleri duyguyu anlayamayacaklar ama bale ayakkabılarını, oyuncakları görecekler ve anneleri onlara çocukların da savaş gördüğünü anlatacak. Bundan haberimiz olmalı, savaşmayı bırakmalıyız’’ diyor.
Savaşla ilgili deneyimleri paylaşmak önemli. Ancak savaş mağdurları esas önemli olanın çocukları savaşların içinde büyümekten korumak olduğunu söylüyor.
