Televizyon yaygın bir iletişim aracı. Tüm aile fertlerine olduğu gibi çocuklara da hitap ediyor. Eğlendirip, bilgilendiriyor ama olumsuz etkileri de var. Zaman zaman korku ve endişeye neden olabiliyor veya aile ilişkilerini olumsuz etkileyebiliyor.
Okul öncesi çocuklar televizyona daha fazla düşkün oluyor. Bunun nedeni ise, hem sesin gelmesi hem de hızlı ve canlı görüntülerin geçmesi. Her ne kadar bu durum onları çok mutlu etse de Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Zafer Atasoy, aileleri uyarıyor: “Çocukların televizyonun önünde tek başına bırakılması, onları olumsuz etkiliyor.”
Doktor Zafer Atasoy şunları söylüyor: “Çocuğunuzu nasıl bir yabancıya emanet etmiyorsanız, televizyona da emanet etmeyin. Yanında olun, onunla gördüğünüz görüntülerle ilgili görüşlerinizi paylaşın. Bu şekilde korkularını, kaygılarını, mutluluklarını, sevinçlerini de paylaşmış olur, ortak bir düşünce tarzı geliştirir, ortak beğeniler oluşmasını sağlarsınız.”
Amerika’nın Sesi’nden Hülya Polat’ın Dr. Zafer Atasoy’la yaptığı söyleşiyi aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz:
Televizyonu da paylaşın
Anne-baba izlerken çocuğu televizyon izlemekten alıkoymanın mümkün olmayacağını söyleyen Dr. Zafer Atasoy, ancak önemli olanın paylaşma ortamı olduğunun altını çiziyor. “Evde birlikte yemek yenmesi ne kadar önemliyse televizyonun da birlikte izlenmesi ve paylaşılması gerekiyor” diyen Dr. Atasoy, zararlı içeriklerin önüne ancak bu şekilde geçilebileceğini vurguluyor.
Ailelerin yorumlaması gerekiyor
Dr. Atasoy, “Anne babanın ekranda çıkan her şeyi, aile düzenine ve çocuğun yararına göre yorumlaması gerekir. Çünkü çocuklar televizyon karşısında savunmasızlar; bazı şeyleri anlamakta algılamakta ve yerli yerine oturtmakta zorlanabilirler. Televizyon karşısında büyüyen çocuk başkalarının doğrularıyla büyür. Bu da çocuğu kaybetmeye kadar varabilir” uyarısında bulunuyor.
Televizyonu anne-baba ile izleyen çocuk daha az korkar
Özellikle 5-6 yaş döneminde televizyon izleme ortamının çok önemli olduğunu belirten Dr. Atasoy, “Televizyonda ürperten bir şey gördüğünde çocuğun yanında anne ya da babası varsa çocuk daha az korkar. Ebeveynin olayı yorumlamasıyla durumu daha iyi anlar. Anne-babaların süzgeç görevi görmesi ve onun ne olduğunu tekrar anlatması gerekir ki, olumsuz etkileşimlere girmesin. Bu durumun en iyi tarafı çocuklarla ebeveyn arasında ortak bir dil yakalanmasıdır. Bu da son derece anlamlıdır” diyor.
Televizyon aile ilişkilerini kuvvetlendirmeli
Evde birden fazla televizyon olmasının da sakınca yaratabileceğinin altını çizen Dr. Atasoy, herkesin kendi odasında televizyon izlemesinin aile bütünlüğünü bozacağını dile getiriyor:
“Televizyonun parçalayıcı değil, aile ilişkilerini kuvvetlendiren bir araç olması gerekir. Eğer ki evde bir tane televizyon varsa; haber, maç, çizgi film, dizi gibi herkesin zevkine ve ihtiyacına uygun her şey izlenebilmeli.”
Okul öncesi çocuklar televizyona daha fazla düşkün oluyor. Bunun nedeni ise, hem sesin gelmesi hem de hızlı ve canlı görüntülerin geçmesi. Her ne kadar bu durum onları çok mutlu etse de Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Zafer Atasoy, aileleri uyarıyor: “Çocukların televizyonun önünde tek başına bırakılması, onları olumsuz etkiliyor.”
Doktor Zafer Atasoy şunları söylüyor: “Çocuğunuzu nasıl bir yabancıya emanet etmiyorsanız, televizyona da emanet etmeyin. Yanında olun, onunla gördüğünüz görüntülerle ilgili görüşlerinizi paylaşın. Bu şekilde korkularını, kaygılarını, mutluluklarını, sevinçlerini de paylaşmış olur, ortak bir düşünce tarzı geliştirir, ortak beğeniler oluşmasını sağlarsınız.”
Amerika’nın Sesi’nden Hülya Polat’ın Dr. Zafer Atasoy’la yaptığı söyleşiyi aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz:
Televizyonu da paylaşın
Anne-baba izlerken çocuğu televizyon izlemekten alıkoymanın mümkün olmayacağını söyleyen Dr. Zafer Atasoy, ancak önemli olanın paylaşma ortamı olduğunun altını çiziyor. “Evde birlikte yemek yenmesi ne kadar önemliyse televizyonun da birlikte izlenmesi ve paylaşılması gerekiyor” diyen Dr. Atasoy, zararlı içeriklerin önüne ancak bu şekilde geçilebileceğini vurguluyor.
Ailelerin yorumlaması gerekiyor
Dr. Atasoy, “Anne babanın ekranda çıkan her şeyi, aile düzenine ve çocuğun yararına göre yorumlaması gerekir. Çünkü çocuklar televizyon karşısında savunmasızlar; bazı şeyleri anlamakta algılamakta ve yerli yerine oturtmakta zorlanabilirler. Televizyon karşısında büyüyen çocuk başkalarının doğrularıyla büyür. Bu da çocuğu kaybetmeye kadar varabilir” uyarısında bulunuyor.
Televizyonu anne-baba ile izleyen çocuk daha az korkar
Özellikle 5-6 yaş döneminde televizyon izleme ortamının çok önemli olduğunu belirten Dr. Atasoy, “Televizyonda ürperten bir şey gördüğünde çocuğun yanında anne ya da babası varsa çocuk daha az korkar. Ebeveynin olayı yorumlamasıyla durumu daha iyi anlar. Anne-babaların süzgeç görevi görmesi ve onun ne olduğunu tekrar anlatması gerekir ki, olumsuz etkileşimlere girmesin. Bu durumun en iyi tarafı çocuklarla ebeveyn arasında ortak bir dil yakalanmasıdır. Bu da son derece anlamlıdır” diyor.
Televizyon aile ilişkilerini kuvvetlendirmeli
Evde birden fazla televizyon olmasının da sakınca yaratabileceğinin altını çizen Dr. Atasoy, herkesin kendi odasında televizyon izlemesinin aile bütünlüğünü bozacağını dile getiriyor:
“Televizyonun parçalayıcı değil, aile ilişkilerini kuvvetlendiren bir araç olması gerekir. Eğer ki evde bir tane televizyon varsa; haber, maç, çizgi film, dizi gibi herkesin zevkine ve ihtiyacına uygun her şey izlenebilmeli.”