Çocukların Gözünden Corona Salgını

Your browser doesn’t support HTML5

Dünya ülkeleri Corona virüsü salgınıyla mücadele kapsamında her gün yeni bir kısıtlama yoluna giderken, toplumun her kesiminden vatandaş yaşanan süreçten olumsuz etkilenmeye devam ediyor.

Yaklaşık 3 aydır sokağa çıkmaları yasak olan çocuklar ise eğitimden, parklardan, sokaklardan ve sosyal aktivitelerinden uzak kalıyor. En çok çocukları sevindiren bayramı bile istedikleri gibi yaşayamayan çocukların tek dileği, bir an önce hayatın normale dönmesi.

VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantepli çocuklar, okullarını, arkadaşlarını ve oyunları özlediklerini ifade ederek, toplum tarafından taşıyıcı olarak görülmelerinden ötürü rahatsızlık duyduklarını da dile getirdi.

“Bayramda büyüklerimizi ziyaret edemiyoruz’’

Çocukların anne ve babalarını kaybederek virüsten etkilendiklerini ifade eden 12 yaşındaki Gizem Er, “Biz çocuklar hem 20 yaş altı olduğumuz için evden çıkamıyoruz hem de anneleri babaları virüsten dolayı ölen çocuklar olarak etkileniyoruz. Bir de annesi babası çalışmak zorunda olduğu için üzerlerine kapı kilitlenen çocuklar var. Dışarı çıkamıyoruz, dışarıda polisler var, oyun oynayamıyoruz. Arkadaşlarımı özledim, okulu özledim, öğretmenimi özledim. Dışarı çıkıp istediğim zaman istediğim yere gidebilmeyi özledim. Bayramda normalde büyüklerimizi ziyaret eder, onların ellerini öperdik. Şimdi artık gidemiyoruz çünkü kimde Corona virüs olduğunu bilemiyoruz. Hiçbir yere gidemeyeceğimiz için bayramlık da almadık bu yıl. Zaten her yer kapalı, bayramlık alacak yer de yok. Eğer elimde sihirli bir değnek olsaydı, ilk önce Corona virüsü göndermek isterdim, sonrasında ise Afrika’daki açlığa çözüm bulmak isterdim. Evde kalın, dışarı çıkmayın, çıkacaksanız da geçerli nedenlerden dolayı çıkın, sosyal mesafeyi de koruyun’’ dedi.

“Taşıyıcı olmak bizi suçlu hissettiriyor’’

Corona virüsünü Türkiye’ye ilk getiren kişiyi merak ettiğini söyleyen 11 yaşındaki Melek Çalımlı, “Taşıyıcı olmak bizi suçlu hissettiriyor, 20 yaş altıyız. Çocuklar için taşıyıcı diyorlar, ama tüm çocuklarda virüs yok sonuç olarak. Sokağa çıkamıyoruz, yasak var sonuçta. Oyun oynamayı, okula gitmeyi, okulda ders yapmayı, öğretmenlerimizi özledik. Corona virüsü Türkiye’ye ilk bulaştıran kişi ne düşünüyor merak ediyorum. Çünkü birçok insanın ölümüne yol açtı. Eğer elimde sihirli bir değnek olsaydı Corona virüsünün bitmesi için bir sürü yola başvururdum. Yetkililer tüm sorumlulukları fazlasıyla alıyor ama 4 saat olan sokağa çıkma iznini 8 saate ya da tam güne alabilirler. Biz çocuklar olarak görevimizi yerine getiriyoruz ve evde kalıyoruz, lütfen sağlığınız için siz de evde kalın’’ diye konuştu.

“Üç aydır maçlara çıkamıyorum’’

Corona virüsü denilince aklına özgür olamamak geldiğini söyleyen 9 yaşındaki Ahmet Akban, “ Çünkü virüsten dolayı dışarı çıkamıyoruz, okula gidemiyoruz. Okuldaki arkadaşlarımı, öğretmenimi, sınıftaki sıraların kokusunu bile özledim. Okulda ders yapmak çok ayrı bir sevgi, evdeki de ayrı bir sevgi ama okuldaki daha güzel. Amatör Futbol Çocuk Ligi’nde oynuyordum, 3 aydır hem maçlara çıkamıyorum, hem antrenmana gidemiyorum, hem de hocalarımı özlüyorum. Parkta arkadaşlarımla futbol oynuyordum, onu da oynayamıyorum. Evde de spor yapıyorum, ama dışarıda yapmak kadar zevkli değil’’ ifadelerini kullandı.