Eski Ön Asya dünyasının bugüne kadar tespit edilmiş en büyük heykelcilik atölyesi olması nedeniyle benzersiz bir arkeolojik alan niteliği taşıyan 3 bin 500 yıllık Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi yanında yapımına başlanan sulama göleti projesi, mahkeme kararıyla durduruldu.
Your browser doesn’t support HTML5
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi'nin tarihi dokusuna zarar verdiği düşünülen sulama göleti inşaatının akıbetini belirleyecek mahkeme kararı ve ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sit Konseyi) raporu çıktı.
Gaziantep'in İslahiye ilçesinde bulunan ve bazalt taşından oluşan aslan, dağ tanrısı, savaş arabası gibi heykellere ev sahipliği yapan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi yakınlarında yapılan gölet inşaatının, birinci derece arkeolojik sit alanında tahribata neden olduğu iddia edildi.
İnşaat çalışmaları, tarihi alana zarar verdiği gerekçesiyle 2019'da geçici olarak durduruldu. Gaziantep Kent Konseyi de inşaatın tamamen durdurulması için konuyu yargıya taşıdı.
Dava süreci devam ederken, beklenen ICOMOS raporu da mahkemeye ulaştı. Yesemek'in sulama göleti projesi nedeniyle risk altında olduğu, projenin durdurulması gerektiği ve bu zamana kadar yapılan çalışmaların rehabilitasyon ile tersine çevrilmesi gerektiğini bildiren rapor doğrultusunda mahkeme, SİT alanı yakınlarında yapılacak gölet projesinin bölgeye zarar verebileceğine ve kısmen de tahribata yol açtığına hükmetti.
“Bilimsel çalışma yapılmadan alınan bir karar vardı’’
Yesemek ile ilgili geçmişte alınan kurul kararında bir yanlışlık olduğuna dikkat çeken Gaziantep Kent Konseyi Yesemek Komisyonu Başkanı Bekir Sıtkı Severoğlu VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Bu önemli kararda sadece müzenin bir uzmanının denetimine ve inisiyatifine bırakılmış olması gibi bir talihsizlik vardı. Dolayısıyla yapılması gereken bilimsel çalışmanın yapılmaması söz konusuydu. Bu anlamda mahkeme bilirkişi raporunu ayrıntılı inceledikten sonra, rapordaki uluslararası anlaşmalara göre eksiği tespit ettiği için Yesemek yanındaki sulama göleti için alınan kurul kararını iptal etti. Mahkemeden çıkan iptal kararının ardından ICOMOS) raporunun da gelmesi çok iyi oldu’’ dedi.
“Yesemek’in kalıcı listeye girmesi bölge için çok önemli’’
Yesemek’in bulunduğu İslahiye bölgesinin bir süre sonra Zeugma’dan daha fazla söz edilen tarihi bir alan haline geleceğini vurgulayan Severoğlu, “Sulama göleti inşaatı çalışmaları sırasında oradaki kültürel peyzaj zarar gördü ama o zararların telafisi konusunda ICOMOS raporunda bir takım ikazlar yer alıyor. Raporda, Yesemek'in sulama göleti projesi nedeniyle risk altında olduğu, projenin durdurulması gerektiği ve bu zamana kadar yapılan çalışmaların iyileştirme ile tersine çevrilmesi gerektiği belirtilmiş. UNESCO sürecinde o raporda yazılanların gereğinin yapılması Gaziantep için çok önemli. Yesemek bir sembol ve orada yapılacak çok işler var. İslahiye bölgesi gelecekte Zeugma’da çok daha fazla söz edilen bir yer haline gelecek. Dolayısıyla UNESCO’nun Yesemek’i kalıcı listeye dahil etmesi de bölge açısından çok olumlu sonuçlar doğuracaktır’’ diye konuştu.
“Yesemek antik heykeltıraşlık okullarının da öncüsüdür’’
VOA Türkçe ‘ye konuşan Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Arkeolog Prof. Dr. Atilla Engin de Yesemek’in Türkiye’nin sahip olduğu en önemli arkeolojik kültür varlıklarından biri olduğuna dikkat çekti.
Engin, “Eski Ön Asya’nın bilinen en eski heykel atölyelerinden biri olan Yesemek boyut itibariyle de en büyüğüdür. Aynı zamanda yüzlerce heykeltıraşlık eserinin yapıldığı bir heykel okulu olan Yesemek, antik heykeltıraşlık okullarının da öncüsüdür. Özellikle 2019 yılının sonunda Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak gerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmaları ve kurtarma kazıları gösterdi ki, aslında Yesemek kabul gören Demirçağ Geç Hitit Beylikler döneminden daha eski olan Hitit İmparatorluk çağına ait. Aynı zamanda sanılanın aksine Yesemek, Zincirli Höyük-Samal kenti için değil Hitit İmparatorluk çağında bölgede kurulacak olan kent için üretim yapılan bir atölye olduğu anlaşıldı. Tespit edilen bu durumlar Yesemek’in önemini arttırdı. 2012 yılında UNESCO’nun geçici miras listesine giren Yesemek’in kalıcı listeye çalışmalarımız da devam ediyor. Umuyoruz ki Yesemek hak ettiği yere gelecek ve daha çok kişi tarafından tanınacak, bilinecek’’ ifadelerini kullandı.
“Gölet Projesi oradaki kültür varlığına zarar verdi’’
Sulama göleti için sit alanında yapılan inşaat çalışmalarının kültürel peyzaja büyük ölçüde zarar verdiğini belirten Arkeolog Atilla Engin, “Yesemek yanında yapımına başlanan gölet projesi maalesef oradaki kültür varlığına zarar verdi. Ama tabi zararın neresinden dönülse kardır. Şu anda bu çalışmalar durmuş durumda ve tahrip edilen alanda yaptığımız kurtarma kazıları atölyeyle ilgili daha kapsamlı bilgilere sahip olmamızı
sağladı. Tabi bu tahribatın etkilerini azaltma bir sonraki temel hedef olmalıdır. Çünkü Yesemek Kültürel Peyzaj alanında UNESCO’ya aday gösterilmiş bir kültür varlığıdır. Dolaysıyla bu çevredeki inşaat faaliyetleri kültürel peyzaja da büyük ölçüde zarar vermiş görünüyor’’ şeklinde konuştu.