Yolsuzluğa karşı çalışan bir izleme grubu hazırladığı raporda farklı yolsuzluk yöntemlerinin ülkelerden para kaçırılmasına nasıl neden olduğunu inceledi
WASHINGTON, D.C. —
Yolsuzluk birçok ülkede çok ihtiyaç duyulan fonların yok olmasına yolaçıyor, hukukun üstünlüğüne saygı duymayan bir toplum yaratıyor. Yolsuzluğa karşı çalışan bir izleme grubu hazırladığı raporda farklı yolsuzluk yöntemlerinin ülkelerden para kaçırılmasına nasıl neden olduğunu inceledi. Rapora göre, Türkiye’den de 2001-2010 yılları arasında yasadışı yollardan 27 ile 32 milyar arasında para çıkışı kayda geçmiş.
Yolsuzluğun maliyeti inanılmaz boyutta.
Küresel Mali Dürüstlük adlı izleme grubunun raporuna göre 2001-2010 yılları arasında 150 gelişmekte olan ülkeden yasadışı yollarla 5 trilyon 86 milyar dolar çıktı.
Çin 2 trilyon 75 milyar dolarlık yasadışı para çıkışıyla listenin başında yer alıyor.
Meksika ise yolsuzluğa bağlı 476 milyar dolarlık kayıpla ikinci sırada. Bu, kişi başına 4 bin 500 dolar anlamına geliyor.
Beşinci sırada 152 milyar dolarla Rusya var.
Afrika ülkeleri arasında 129 milyar dolarla listede 7’nci olan Nijerya önde gidiyor. Bu rakam bir Nijeryalı başına 864 dolar anlamına geliyor.
Küresel Mali Dürüstlük Direktörü Raymond Baker’a göre, yolsuzluğun tipik resmi olan, rüşvet isteyen devlet görevlisi tipi, yolsuzlukta sadece yüzde 5’e yakın bir oran oluşturuyor.
Raymond Baker: “Sınırötesi para akışlarının önemli kısmını suçtan kazanılanlar oluşturuyor. Tahminimize göre bu küresel toplamın yüzde 30, 35’ini oluşturuyor. Ancak işin vergi kaçırma kısmı yüzde 60, 65’le sorunun en büyük bölümü.
Baker bu kadar büyük rakamları hareket ettirmenin dünya çapında büyük bir “gölge mali sistem” gerektirdiğini söylüyor: “Sistemin temelinde gizlilik, yasal yetki sınırları, gizli şirketler, anonim güven hesapları ve sahte hayır dernekleri var. Ticaretin fiyatlandırmasında yapılan hileler ve para aklama teknikleri de bu sistemin parçası.”
Örgüte göre, dünyanın en büyük mali “kara delik”lerinden biri Amerika ve ülkede yaratılan bazı anonim şirketler yasadışı para akışlarında aracı rol üstleniyor.
Yolsuzluğu izleme grupları İsviçre ve bazı Karayip ülkeleri gibi Batı ülkelerinde bankacılıktaki gizlilik kurallarının kirli para akışı için kullanıldığını söylüyor.
Oranlar çok büyük olsa da, yolsuzlukla mücadelenin gücü de dünyanın her yerinde artıyor.
1993’te kurulan Uluslararası Şeffaflık Örgütü devletlerin işlemlerini kamuya açması için çalışıyor. Bu çabaların yanısıra yeni teknolojiler ve diğer gelişmeler de vatandaşların devletleri şeffaflığa zorlaması için yeni araçlar sağlıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü kurucularından Frank Vogl şunları söylüyor: “İnternetin, sivil toplumun dünyanın her yerinde gelişmesi, sosyal medya, araştırmacı gazetecilik ve cesur savcılar sayesinde kamuoyu devlet kurumlarındaki yolsuzluklardan çok daha fazla haberdar. Herkes artık yolsuzluk konusunda daha çok bilgiye sahip.”
Hükümetler ve özel sekördeki yolsuzlukların dünya kamuoyunu giderek daha çok ilgilendirmesi kaçınılmaz görünüyor.
Yolsuzluğun maliyeti inanılmaz boyutta.
Küresel Mali Dürüstlük adlı izleme grubunun raporuna göre 2001-2010 yılları arasında 150 gelişmekte olan ülkeden yasadışı yollarla 5 trilyon 86 milyar dolar çıktı.
Çin 2 trilyon 75 milyar dolarlık yasadışı para çıkışıyla listenin başında yer alıyor.
Meksika ise yolsuzluğa bağlı 476 milyar dolarlık kayıpla ikinci sırada. Bu, kişi başına 4 bin 500 dolar anlamına geliyor.
Beşinci sırada 152 milyar dolarla Rusya var.
Afrika ülkeleri arasında 129 milyar dolarla listede 7’nci olan Nijerya önde gidiyor. Bu rakam bir Nijeryalı başına 864 dolar anlamına geliyor.
Küresel Mali Dürüstlük Direktörü Raymond Baker’a göre, yolsuzluğun tipik resmi olan, rüşvet isteyen devlet görevlisi tipi, yolsuzlukta sadece yüzde 5’e yakın bir oran oluşturuyor.
Raymond Baker: “Sınırötesi para akışlarının önemli kısmını suçtan kazanılanlar oluşturuyor. Tahminimize göre bu küresel toplamın yüzde 30, 35’ini oluşturuyor. Ancak işin vergi kaçırma kısmı yüzde 60, 65’le sorunun en büyük bölümü.
Baker bu kadar büyük rakamları hareket ettirmenin dünya çapında büyük bir “gölge mali sistem” gerektirdiğini söylüyor: “Sistemin temelinde gizlilik, yasal yetki sınırları, gizli şirketler, anonim güven hesapları ve sahte hayır dernekleri var. Ticaretin fiyatlandırmasında yapılan hileler ve para aklama teknikleri de bu sistemin parçası.”
Örgüte göre, dünyanın en büyük mali “kara delik”lerinden biri Amerika ve ülkede yaratılan bazı anonim şirketler yasadışı para akışlarında aracı rol üstleniyor.
Yolsuzluğu izleme grupları İsviçre ve bazı Karayip ülkeleri gibi Batı ülkelerinde bankacılıktaki gizlilik kurallarının kirli para akışı için kullanıldığını söylüyor.
Oranlar çok büyük olsa da, yolsuzlukla mücadelenin gücü de dünyanın her yerinde artıyor.
1993’te kurulan Uluslararası Şeffaflık Örgütü devletlerin işlemlerini kamuya açması için çalışıyor. Bu çabaların yanısıra yeni teknolojiler ve diğer gelişmeler de vatandaşların devletleri şeffaflığa zorlaması için yeni araçlar sağlıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü kurucularından Frank Vogl şunları söylüyor: “İnternetin, sivil toplumun dünyanın her yerinde gelişmesi, sosyal medya, araştırmacı gazetecilik ve cesur savcılar sayesinde kamuoyu devlet kurumlarındaki yolsuzluklardan çok daha fazla haberdar. Herkes artık yolsuzluk konusunda daha çok bilgiye sahip.”
Hükümetler ve özel sekördeki yolsuzlukların dünya kamuoyunu giderek daha çok ilgilendirmesi kaçınılmaz görünüyor.