2 Ağustos günü Balıkesir-Edremit karayolunda seyretmekte olan yolcu otobüsünde çıkan yangında ikisi çocuk beş kişi öldü. 34 yolcu taşıyan otobüste 17 yolcu da yaralandı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, otobüs şoförü ile muavinin verdiği bilgiye göre yangının kahve makinasından çıktığını açıkladı.
Bir gün sonra, 3 Ağustos’ta seyir halindeki bir başka yolcu otobüsü Manisa’nın Kırkağaç ilçesi yakınlarında alev aldı. Motordan duman çıktığını fark eden şoförün otobüsü yol kenarına çekerek yolcuları tahliye etmesi bir başka felaketi önledi.
4 Ağustos’ta ise bir tur otobüsü Çeşme’den bir yolcu grubunu almak üzere İzmir-Çeşme otoyolunda giderken yine motor kısmından alev aldı. Şoförün ve araçta bulunan firma sahibinin bütün çabalarına rağmen içinde yolcu bulunmayan otobüs kullanılamaz hale geldi.
6 Ağustos günü benzer bir olay Muğla sınırları içindeki Yatağan-Milas karayolunda yaşandı. Yabancı turistleri taşıyan otobüsün motor kısmı alev alınca, şoför durarak yolcuları tahliye etti. Otobüs orman yangınına müdahale etmek için yoldan geçen işçiler tarafından arozözle söndürüldü.
“Yangın alarmının olmayışı hafif kusur kabul ediliyor”
Peş peşe yaşanan bu olaylar, otobüs yangınlarının neden çıktığı ve nasıl önlenebileceği sorularını da beraberinde getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli, otobüs yangınlarının sefer sayılarının sıklaştığı yaz aylarında çoğaldığına dikkat çekti.
Düşünceli “2012’de çıkartılan bir yönetmelikle otobüslerde yangın alarm sisteminin olması bir zorunluluk. Ancak bu sistemin olmayışı fenni muayenelerde hafif kusur olarak kabul ediliyor. Bunun ağır kusur olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Yangınların temel nedeni periyodik kontrolların yapılmaması, yani denetimsizlik. 2016 sonrası üretilen araçlarda bu sistemler var. Ancak çalışıp çalışmadıklarının da denetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
“10 numara yağ riski az”
Otobüs yangınlarına mazot yerine daha ucuz olduğu için 10 numara yağ kullanılmasının yol açtığı yönünde iddialar da gündeme geldi.
Ancak Düşünceli son yıllarda üretilen otobüslerde Euro 5 ve Euro 6 motor tipleri kullanıldığını belirterek “10 numara yağ riski nispeten az. Eski motorlarda kullanılma ihtimali var. Ama eskisi gibi fiyat avantajı da kalmadı” dedi.
Beş kişinin öldüğü Balıkesir-Edremit yolundaki otobüs yangının büyük ihtimalle elektrikli ısıtıcıdan kaynaklandığını kaydeden Düşünceli “Araç sürücüsü ve muavin gibi görevlilerin böyle bir durumda eğitim almış, bilgi ve deneyim sahibi olması gerekiyor. Panik halinde nasıl davranacağını, insanları nasıl tahliye edeceğini bilmesi gerekiyor. Nasıl uçağa bindiğinizde tahliye anında nasıl davranacağınız hostesler tarafından anlatılıyorsa otobüste de aslında bu uygulamanın başlaması gerekiyor. Bu yangında yaralananların tamamı ezilmeden kaynaklanıyor. Alevlerin yükselmesi sonucunda orta kapıdan çıkamayan yolcuların ön kapıya yönelmesinden kaynaklanıyor.
Düşünceli son yıllarda yangın algılama ve söndürme sistemlerinin çok geliştiğini vurguladı ve “Motor için yangın söndürme sistemi yapıyorsunuz ama aracın içinde çıkacak yangın için bir söndürme veya algılama sistemi düşünülmüyor. Oysa otobüsün içindeki yangınlar için de bu olmalı. İnsan sağlığına zarar vermeyen ama yangını anında söndüren sistemler var. Bunlar zorunlu hale getirilmeli” dedi.
“Otobüsler kontak kapatmadan çalışıyor”
İzmir Otobüs Yangınlarını Önleme Derneği Başkanı Selim Gediz de özellikle yaz aylarında otobüslerin neredeyse kontak kapatmadan, sadece şoför değiştirerek çalıştıklarına dikkat çekti.
VOA Türkçe’ye konuşan Gediz, “Bu otobüsler belirli çalışma periyotlarına göre, malzeme yorgunluğu da hesaba katılarak üretilmiş. Kışın 5-10 yolcuyla giden otobüsler, yaz aylarında, tatil dönemlerinde aralıksız çalışıyor. Ekonomik koşullar bunu zorluyor. Dolayısıyla malzeme yorgunluğundan ötürü otobüslerin sigorta panosundan tutun da motoruna kadar çeşitli yerlerinde arıza çıkabiliyor. Bir başka faktör de otobüslerin fabrikadan çıktıktan sonra Türkiye koşullarına göre tadilattan geçirilmesi. Televizyon, su ısıtıcısı gibi ünitelerin eklenmesi” dedi.
“Yangın alarmı olmasa da araç trafiğe çıkabiliyor”
Derneğin Genel Sekreteri Tarhan Aslan da Almanya’da otobüslerin üç ayda bir muayeneden geçirildiğini yılda bir kez de neredeyse yarın gün süren kapsamlı bir denetimle tepeden tırnağa kontrol edildiğini söyledi. Avrupa Birliği ülkelerinde yangınları erken algılayacak sistemlerin kullanıldığını belirten Aslan “Türkiye’de 2012 yılında çıkartılan yönetmelik AB müktesebatından alındı. Bu yönetmelikle 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren araçlarda yangın algılama sistemi olması zorunluluğu getirildi. Ancak bunun bir yaptırımı yok. 2017 yılında araç muayenelerinde kullanılan kusur tablosu değiştirilirken bizim zorlamamızla yangın algılama sistemlerinin olmayışı bir kusur olarak kabul edildi. Ancak hafif kusur olarak kabul edildiği için, araçta yangın algılama sistemi olmasa bile bu aracın muayene kağıdına yazılıyor, ancak aracın trafiğe çıkmasına engel olmuyor” dedi.
“Facia göz göre göre geldi”
Dernek Başkanı Gediz “Facia göz göre göre geldi. Eğer bu facia gece olsaydı yolcuların hiçbiri otobüsten sağ çıkamazdı. Çünkü bütün kapılar havalı sistemle çalışır. Çıkan yangınla birlikte hava boşalınca kapıları da bagaj kapaklarını da açamazsınız. Dernek olarak bütün ilgili bakanlıklara bunları anlattık. Çözüm, 2021 tarihli yönetmeliğin çok ivedi bir şekilde uygulamaya sokulmasıdır” ifadesini kullandı.
Tarhan Aslan da Kurban Bayramı’nın yaklaştığına dikkat çekerek “Bütün otobüs seferleri dolu. Araçlar yoğun biçimde çalışacak. Dolayısıyla araç sahipleri yola çıkmadan önce özellikle elektrikle ilgili kısımları iyice bir bakımdan geçirmeli. Son 2-3 yıldır yangınlar en çok su ısıtıcılarından çıkıyor. Servis yapan personel işi bittikten sonra ısıtıcıyı kapatmalı, suyunu doldurmalı. Artık insanlar kendi başlarının çaresine bakacak” dedi.