Yılbaşında Türkiye'de Sahte İçkiye Dikkat

Yılbaşı öncesinde güvenlik güçleri sahte içki üretenlere yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı. 14 Aralık’ta İstanbul merkezli olarak sekiz ilde yapılan operasyonda 250 tonun üzerinde sahte içki ele geçirildi, 80 şüpheli yakalandı. Piyasa değeri 14 milyon liranın üzerinde olan içkileri taşımak için üç TIR gerekti. Benzer operasyonlar yurdun farklı illerinde de devam ediyor.

Güvenlik güçlerinin bütün çabalarına rağmen sahte içki üretiminin önüne geçmek zor görünüyor. Bunun en büyük nedeni de sahte içkinin piyasada bandrollü olarak satılan yasal içkiye kıyasla çok daha ucuz olması.

2014-2018 arasında 228 kişi metil alkol zehirlenmesinden öldü

Ancak ucuz ve sahte içki, beraberinde tehlikeleri de getiriyor. Yasal denetimden uzak üretilen bu içkilerde, özellikle de rakıda etil alkol yerine daha ucuz olan metil alkol kullanılması, görme kaybına ve ölümlere yol açıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in bir soru önergesine verdiği cevaba göre, 2014-2018 yılları arasında 228 kişi metil alkol zehirlenmesinden öldü. Aynı süre içinde bir milyon 604 bin 847 adet şişeyle bir milyon 308 bin 804 litre kaçak ve alkollü içki ele geçirildi. 433 alkollü içki imalathanesine baskın yapıldı.

Devlet, alkollü içkilerden hem Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) hem de Katma Değer Vergisi (KDV) alıyor. Alınacak ÖTV miktarı her yıl iki kez, ocak ve temmuz aylarında zamlanıyor. ÖTV miktarında farklı içkilerdeki farklı alkol oranları da etkili oluyor. 2019 Temmuz ayında yapılan son ÖTV zammıyla, yüzde 5 alkol oranına sahip olan 50’lik biradan alınan ÖTV miktarı 4,78 lira. Buna KDV de eklendiğinde vergi miktarı 5,64 liraya çıkıyor. Yüzde 45 oranında alkol içeren 70’lik rakıdan alınan ÖTV ve KDV ise 97,12 lirayı buluyor.

“Satış fiyatının yüzde 80-85’i vergi”

İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Emin Bağcı, böyle bir durumda sahte içki üretiminin önüne geçilmesinin zor olduğunu söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Bağcı, “Hangi üründe olursa olsun, fiyatların yüksek olması merdiven altı üretimi körükler. Artık herkes bu işi yapıyor. Düğünlerde bile, düğün sahibi kendi ürettiği rakıyı getirip misafirlerine ikram ediyor” diye konuştu.

Alkollü içkilerde satış fiyatının yaklaşık yüzde 80-85’inin vergiden oluştuğunu belirten Bağcı, “Bütün olay çok fazla vergi alınmasından kaynaklanıyor. Piyasada bir litre etil alkolü 40-45 liraya bulabiliyorsunuz. Buna bir litre su koyduğunuz zaman da iki litre rakı kıvamında alkol elde ediyorsunuz. Piyasada satılan anason yağını da bunun içine ilave ettiğiniz zaman kaçak rakı olmuş oluyor. Bunun litresi 25 liraya geliyor, diğerinin litresi 220 lirayı geçiyor” dedi.

“İçkileri kayıtlı, ruhsatlı yerlerden alın”

Asgari ücretin 2 bin 200 lira olduğunu hatırlatan Bağcı, bu fiyat farkının insanları kaçak içkiye yönelttiğini belirterek, “Tamam sigarayı da içkiyi de bırakalım. Sağlığa zararlı. Ama Türkiye gerçeğinde bunu içen insanlar var. Sevindiği zaman da üzüldüğü zaman da içki içen bir kesim, Türkiye’nin gerçeği” ifadesini kullandı.

Resmi olarak içki satışlarında düşüş yaşansa da içki tüketiminin düşmediğini savunan Bağcı, vatandaşları da “Kaçak içkiyle gerçek içki arasındaki farkı gözle görerek anlamak mümkün değil. Metil alkol kullanılan içkiler hem zehirliyor hem kör ediyor. Bu nedenle içkileri kayıtlı, ruhsatlı yerlerden almak lazım. İçki satmaya yetkili, güvenilir yerlerden fatura karşılığı almak lazım” sözleriyle uyardı.

Zehirlenme belirtileri neler?

Ege Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Ersel de metil alkolün tüketilirken anlaşılmasının neredeyse imkansız olduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Ersel, metil alkolün daha çok sanayide kullanıldığını belirterek hiçbir şekilde gıda tüketimine uygun olmadığını vurguladı.

Ersel, “İşin kötü yanı zehirlenme belirtileri erken ortaya çıkmıyor. Çünkü metil alkolün emilimi 12-24 saat arasında gerçekleşiyor. Zaten alkol almış olmanın beraberinde getirdiği sarhoşluk haliyle hastalar maalesef bize olumsuz bulgular ortaya çıkmaya başladığında ya da ayıldığında geliyor. Zehirlenme belirtileri aslında alkolü biraz aşırı kaçırmanın bulgularına benziyor. Midede yanma, ekşime, bulantı, kusma, karın ağrısı, baş dönmesi gibi bulgular olabiliyor. Bazen solunum değişmesine, bilinç kaybına, nöbet geçirmeye kadar varan, ciddi santral sinir sisteminde bozukluklara yol açacak bulgular olabiliyor. Tipik olan bir bulgu da hastaların görme bozukluğu. Bazen çift görme, bulanık görme gibi olabiliyor ama en çok rastlanan bulgu kar yağıyor şeklinde görme. Televizyon ekranlarındaki karlı görüntü gibi görüyor etrafı. Bunun da nedeni optik sinirde oluşan hasar ve retinadaki ödem” diye konuştu.

“Yapılacak en doğru şey hızla en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak”

Prof. Dr. Ersel metil alkol zehirlenmesine ilişkin bulguların ortaya çıkmasıyla birlikte hastanın kesinlikle kusmaya zorlanmaması gerektiğini vurgulayarak “Belirtiler ortaya çıktığında yapılacak en doğru şey hızlıca en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak. Çünkü bundan sonra yapılacak şey bir nevi zamanla yarış” dedi.

Bu zamana karşı yarışta metil alkolün enzimle parçalanarak form aldehite ve formik aside dönüşmesini önlemek hayati önem taşıyor. Çünkü körlüğe ve ölümlere yol açan asıl tehlikeli madde formik asit. Ersel, bu konuda ellerinde üç temel silah olduğunu söyledi. Bunlardan bir tanesi etil alkol. Ancak Ersel, halk arasında da yaygın olan “metil alkol zehirlenmesine, etil alkol iyi gelir” düşüncesine karşı vatandaşları da şu sözlerle uyardı: “Bu, sizin evde yapabileceğiniz bir şey değil. Çünkü kontrollü bir şekilde, çok yüksek düzeylerde ve bazen de mideye doğrudan sonda göndererek yapılması gereken bir işlem. Bilinci kapalı hastalarda da son derece dikkat ederek yapılması gereken bir işlem”.

Ersel, etil alkol tedavisinin hala literatürde yeri olsa da Sağlık Bakanlığı’nın getirdiği fomepizol adlı maddenin metil alkol zehirlenmesine karşı çok daha etkili bir silah olduğunun altını çizdi. Ersel, “Fomepizol, alkolü parçalayan enzime yaklaşık sekiz bin kat daha fazla bağlanma şansı olan bir madde. Dolayısıyla fomepizol kullanıldığında metil alkol bir şekilde, yavaş da olsa metabolizmadan uzaklaştırılıp atılabiliyor. Formik asit oluşmuyor. Biz fomepizolu erken dönemdeki hastalarımıza hemen uyguluyoruz. Bu hastalarda tabii alım miktarı önemli” dedi.

Fomepizol uygulanmasına rağmen bulguları şiddetli giden hastalarda ise hayat kurtarıcı tedavi, diyaliz oluyor. Ancak Ersel, uygulanan bütün tedavi yönetmelerine rağmen hastanın hayatı kurtulsa bile göz sinirlerinde ve merkezi sinir sisteminde kalıcı hasarlar olabileceği uyarısında bulunarak “Mutlaka ve mutlaka kaçak alkol tüketiminden kaçınmak gerekiyor” dedi.