"Yenidoğan Çetesi" ile ilgili duruşmanın ikinci oturumuna, 2016’daki yenidoğan ünitelerinde aynı konuda başlatılan soruşturma damga vurdu. Duruşmada hemşire sanıkların doktor gibi hastalara müdahale ettiği, ilaç satarak para kazandıkları, raporların değiştirildiği ortaya çıktı
‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili soruşturmanın başlangıcı olarak, 27 Mart 2023 tarihinde CİMER’e yapılan ihbar gösteriliyor. Soruşturma kapsamında Mayıs 2023’te denetimlere başlandı, 5 Mayıs 2023’te İl Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü’ne ihbarda bulundu. 21 Mayıs 2023’te Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açıldı, teknik takip başladı ve Eylül 2023’te iddianamede yer alan özel hastanelerde denetimler başlatıldı.
26 Nisan 2024’te 47 kişi, 27 Nisan’da ise 22 kişi gözaltına alındı. Raporlar hazırlandı, bebek ölümleriyle illiyet bağı 16 Eylül 2024’te soruşturmaya dahil edildi. 16 Ekim’de iddianame hazırlandı ve dava başlamış oldu.
Fakat soruşturmanın başlangıcı kabul edilen 2023’ten tam 7 yıl önce Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı bir soruşturma bugün görülen duruşmaya damga vurdu. Eski Başbakan ve şu anda Gelecek Partisi Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu’nun paylaştığı rapora göre 2016’da, ‘Yenidoğan Çetesi’ davasında yargılanan Dr. Dursun Eryılmaz ve Şafak Hastanesi gibi bu dosyada da yer alan hastanelerin bulunduğu bir soruşturma başlatıldı.
İlgili Haberler ‘Yenidoğan çetesi’ davasında itiraf: “Sahte rapor düzenledik, ilaçları sattık”2016’da aynı konuda soruşturma başlatıldı
2016’da başlatılan soruşturmada da, bugün ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak adlandırılan davayla aynı suçlamalar yapıldı.
2016’da Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı soruşturmanın konuları benzer şekilde, 112 Komuta Kontrol Merkezi ile özel hastanelerin yenidoğan servisleriyle bağ kurulması ve menfaat sağlanması, bebeklerin tanı ve tedavi süreçlerinde girilen bilgilerdeki uyumsuzluk, bebeklerin yatış sürelerinin uzatılarak SGK’nın zarara uğratıldığı ve yasal mevzuata aykırı nöbet tutulmasıydı.
Mayıs 2016’da Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanlığı’nın başlattığı bu soruşturma Kasım 2016’da sonlandırıldı. SGK’nın zararına, bebeklerin zarar görüp görmediğine bakılmadan izinsiz olarak özel hastanede çalışanların suç işlediğine karar verilerek sadece para cezası kesildi.
“İsyan ediyorum”
Bakırköy’de ‘Yenidoğan Çetesi’ ile ilgili duruşmanın ikinci gününde adliye önünde açıklama yapan Davutoğlu da bu konuyla ilgili “Bunun kabul edilebilir tarafı yok. İsyan ediyorum. Ne yaptınız siz ya? Sağlık bakanları ne yaptı? Müsteşarları ne yaptı? Adalet ne yaptı?” diye konuştu.
Bugün görülen duruşmada ifade veren sanıklar bir taraftan yaptıklarını itiraf ederken, diğer taraftan da tapelere ve savcılık fezlekesine yansıyan iddiaların bir kısmıyla çelişen sözler söyledi.
Raporlarla oynandığı itiraf edildi
Örneğin, hemşire Hasan Basri Gök ifadesinde bebeklerin epikriz raporlarıyla oynayarak yatacakları günün arttırıldığını, bu sayede SGK’dan daha fazla para kazanıldığını, evraklarda oynama yaptıklarını itiraf etti.
Gök, ‘Yenidoğan Çetesi’nin lideri olarak gösterilen, iddianamenin bir numaralı sanığı Fırat Sarı’nın çalıştığı Reyap Hastanesi’nde hemşire olarak çalışıyordu. Doğrudan raporları değiştirmek ve doktorlar adına belge doldurmakla suçlanan Gök, aynı dönemde Fırat Sarı’nın şahsi şoförlüğünü de yapıyordu.
İlgili Haberler "Yenidoğan Çetesi" davası başladı: 22’si tutuklu 47 sanık hâkim karşısında“Hemşireler doktor gibi müdahale ediyorlardı”
Üç gün yaşayan bir bebek hakkında altı gün yaşamış gibi rapor hazırladıklarını kabul eden Gök, mahkeme başkanıyla arasında geçen konuşmada bir başka itirafta daha bulundu.
Mahkeme Başkanı’nın “Hemşireler hastalara doktor gibi müdahale ediyor muydu?” sorusuna yanıt olarak Gök, “Doktor gelene kadar ediyorlarlardı” dedi. Gök ayrıca doktorun gelmediği durumlarda da hemşirelerin müdahale ettiğini söyledi. Mahkeme Başkanı’nın, “Doktor olması gerekmiyor muydu?” sorusuna Gök, “Gerekiyordu” yanıtını verdi.
“İlaç satarak 30-40 bin lira kazandık”
İddianamede, “Curosurf isimli solunum tedavisinde kullanılan ilaçları bebek hastalar üzerinde kullanılmış gösterip ilaçların üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları” suçlaması temel suçlamalardan birini oluşturuyor.
Duruşmanın birinci gününde Hakan Doğukan Taşçı gibi Hasan Basri Gök de ilaçları kullanılmış gibi göstererek sattıklarını anlattı. Taşçı, “Satışlardan bir tanesini de gizli yaptık. 30-40 bin lira kazandık. Bütün sorumlulara para veriliyordu. Doktora yardım edene, epikriz raporu değiştirmeye yardım edene para veriliyordu” dedi.
İfade veren sanıklardan ambulans şoförü Hüseyin Gündüz de aynı itirafta bulundu:
“Ben Doğukan Taşçı’dan ilaç aldım. Bunun suç olduğunu bilmiyordum. Bu ilaçları 600 liraya aldım, 1000 liraya sattım.”
“Hastane sahipleriyle ayda bir görüşülüyordu”
Yenidoğan çetesiyle ilgili hazırlanan 1399 sayfalık iddianamenin genel değerlendirme kısmında hastane sahipleri ve başhekimlerle ilgili şu ifade yer almıştı: “Örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek kendilerinin de maddi çıkar sağladıkları…” Ancak davanın bu aşamasında dosya hastane sahiplerine doğru genişletilmiş değil.
Bugün ifade veren sanıklardan Hasan Basri Gök, çapraz sorgu sırasında iddianamede yer alan isimlerin hastane sahipleriyle ayda bir görüştüğünü söyledi.
“Yüzde 40 kar aldık”
Bir diğer sanık Deniz Korkmaz ise Fırat Sarı’nın kurduğu sistemden yüzde 40 kar aldığını itiraf etti. Korkmaz ifadesinde, “Cimer şikayetini yapan bendim ama tutuklanan da ben oldum” dedi. İddianameye göre soruşturmanın ilk başladığı tarih olarak 27 Mart 2023’te yapılan bu Cimer ihbarı kabul ediliyor.
Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlamalarından yargılanan Hüseyin Günerhan ise savcılık ifadelerini kabul etmediğini, ifadelerinin başka yazıldığını söyledi.
Tapelerde Günerhan’ın bir konuşmasında “Cinayet işlediniz doktorunuz yoktu üstüne bir de kamera kayıtlarını kapattınız. Delil kararttınız, savcıdan sakladınız” dediği ortaya çıkmıştı. Mahkeme başkanı bu konuşmayı Günerhan’a sordu. Günerhan bu soruya “Kaya bebekle ilgili. Ben sadece duyduklarımı söyledim” yanıtını verdi.
112 ambulans şoförü olmasına rağmen, birçok bebeği görevi kötüye kullanarak anlaşılan hastanelere gönderen, bunun karşılığında da para aldıkları belirtilen isimlerden biri de Fehmi Alperen.
Alperen ifadesinde para almadığını söylerken, örgüt hiyerarşisinde yönetici olarak görülen 112 şoförü Mert Özdemir'le konuşmalarının bebek sevkiyatıyla ilgisi olmadığını öne sürdü.
Duruşmanın 9 saat süren ikinci oturumu Alperen’in ifadesinin ardından son buldu. Duruşmanın hafta boyunca devam etmesi, Cuma günü ara kararın açıklanması bekleniyor.
İlgili Haberler Yenidoğan Çetesi davası 18 Kasım’da başlayacak: 22’si tutuklu 47 kişi sanık, 10 hastane kapatıldı