Tayvanlı seçmenler, Çin'den gelen baskılara rağmen haftasonu yapılan başkanlık seçimlerinde iktidardaki egemenlik yanlısı Demokratik İlerleme Partisi'ne (DPP) tarihi bir zafer kazandırdı.
Dünyanın birçok demokratik ülkesi, DPP'nin seçilmiş lideri Lai Ching-te'yi Cumartesi günkü zaferinden dolayı kutladı. Pekin ise seçim sonucunun Tayvan'daki ana akım kamuoyunu yansıtmadığını iddia etti ve Tayvan'ın Çin'in iç meselesi olmaya devam ettiğini vurguladı.
ABD, Avrupa Birliği, İngiltere ve Kanada DPP'nin galibiyetinden memnun; ABD Dışişleri Bakanlığı, Tayvan halkını, adanın sağlam demokratik sisteminin "gücünü gösterdikleri" için övdü.
Buna karşılık Çin Dışişleri Bakanlığı Washington'un mesajını Tek Çin ilkesinin ihlali olarak nitelendirdi ve Tayvan'ın Çin'in bir parçası olduğu temel gerçeğinin asla değişmeyeceğini söyledi.
İlgili Haberler Çin’den ABD’ye Tayvan tepkisiÇin, Tayvan'ı “yoldan çıkmış” bir eyalet olarak görüyor ve tam kontrolü ele geçirmek için güç kullanmayı hiçbir zaman göz ardı etmiyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın ismi açıklanmayan bir sözcüsü yaptığı açıklamada Washington'u, "Tayvan sorununu" Çin'i kontrol altına almak için kullanmamaya çağırdı. Sözcü, "Tayvan sorunu Çin'in temel çıkarlarının tam merkezinde yer almakta ve Çin-ABD ilişkilerinde aşılmaması gereken ilk kırmızı çizgi" dedi.
İlgili Haberler Tayvan'da seçimi bir kez daha Çin'le birleşmeye karşı çıkan parti kazandıTayvan Dışişleri Bakanlığı ise, Çin'in yorumlarının uluslararası algıyla tutarsız ve "küresel demokratik toplumun beklentisine aykırı" olduğu kadar "Tayvan halkının iradesine de aykırı" olduğu yanıtını verdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Bu tür söylemler yalanlanmaya değmez" denildi.
DPP'nin üst üste üçüncü başkanlık dönemini kazanmasıyla birlikte bazı analistler Tayvan'ın ABD ve benzer düşünen diğer demokrasilerle bağlarını derinleştirmeye devam edeceğini, Pekin'in ise Taipei üzerindeki baskıyı daha da arttırabileceğini söylüyor.
Tayvan'daki Soochow Üniversitesi'nden siyasetbilimci Chen Fang-yu VOA'ya yaptığı açıklamada, "Washington'dan gelen mesajlar Tayvan'ın ABD için önemli bir müttefik olduğunu gösteriyor ve bence her iki taraf da önümüzdeki dört yıl içinde ilişkileri daha da derinleştirecek" öngörüsünde bulundu.
Tayvan Dışişleri Bakanlığı, aralarında ABD'nin eski ulusal güvenlik danışmanı Stephen Hadley ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı James Steinberg'in de bulunduğu bir ABD heyetinin üç günlük bir ziyaret için Pazar günü Taipei'ye vardığını duyurdu. Heyetin ziyaret sırasında Tayvan lideri Tsai Ing-wen, hükümet yetkilileri ve diğer siyasilerle biraraya gelmesi bekleniyor.
ABD-Tayvan ilişkileri güçlü kalmaya devam edecek olsa da, bazı uzmanlar Pekin'in Tayvan üzerindeki baskısını, özellikle de adanın gelecek dört yıl boyunca bölünmüş bir hükümet tarafından yönetilmesinin beklendiği bir dönemde, aynı ölçüde sürdüreceğini düşünüyor.
Cumartesi günü yapılan seçimlerin ardından hiçbir siyasi partinin mecliste çoğunluğu elde edememesi, DPP'nin dört yıl boyunca iktidarda kalmasını zayıflatabilir.
Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden siyasetbilimci Wen-Ti Sung VOA'ya yaptığı değerlendirmede, "Pekin'in bir sonraki DPP hükümetine zeytin dalı uzatma olasılığı daha az" dedi.
Sung’a göre, DPP artık yasama meclisinde çoğunluğa sahip olmadığından, Çin hükümeti bir sonraki Tayvan hükümetinin iktidarı elinde tutmasının "yeterince hassas bir denge" olduğundan hareketle, Taipei üzerinde daha fazla baskı uygulayabilir ve bu da gerginliğin devam edeceği anlamına geliyor.
Çin hükümeti Tayvan’daki seçimleri daha önce defalarca "savaş ve barış" arasında bir tercih olarak nitelendirmiş ve adanın yeni seçilen başkanını " “bağımsızlık söylemlerini yayan bir baş belası” olarak eleştirmişti.
Pekin, Tayvan üzerindeki baskısını sürdürmek için geçen haftalarda, seçimleri etkilemek için bir dizi hamlede bulundu; adaya yakın bölgelerde askeri tatbikatlar düzenledi ve bazı Tayvan ürünlerine yaptırımlar uyguladı.
Bazı analistler Pekin'in Tayvan üzerinde baskı kurmaya devam edeceğini ancak askeri manevralar ve ekonomik zorlama gibi bazı adımlarının etkisinin sınırlı olabileceğini düşünüyor. Ulusal Singapur Üniversitesi'nden siyasetbilimci Ian Chong VOA'e yaptığı açıklamasında, "Gri bölge operasyonlarıyla ilgili olarak, Tayvan nüfusunun bunu az çok normalleştirdiğini düşünüyorum" dedi.
Zorlayıcı ekonomik tedbirler söz konusu olduğunda ise Chong, Çin'in yalnızca ekonomik çıkarlarına zarar vermeyecek malları hedef aldığını düşünüyor. "Pekin Tayvan'a gerçekten eziyet etmek isteseydi, elektronik ithalatını ve yarı iletken ithalatını durdururdu" diyen Chong, Çin ekonomisine zarar vereceği için bu adımın atılmayacağını kaydetti.
Ancak Çin'in askeri ve ekonomik hamlelerinin sınırlı etkisine rağmen Chong, Pekin'in Tayvanlı siyasetçileri, özellikle de Çin'de ticari çıkarları olanları, emrettiği çizgiye gelmeye zorlamaya başlayacağı görüşünde.
Chong, "Pekin'in Tayvan'a baskı yapmak için yeni yollar bulmaya çalışacağından eminim ve önümüzdeki yıl Lai yönetimini nerede hata yapmaya zorlayabileceklerini görmek için baskı yapmaya çalışacaklar" diye konuştu.
Soochow Üniversitesi'nden Chen, üç siyasi partinin de yasama organında çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle DPP'nin politikaların uygulanması konusunda engellerle karşılaşabileceğini söyledi. VOA'ya konuşan Chen, "Birçok önemli politika ve personel ataması yeni yasama meclisinde muhalefet partileri tarafından engellenebilir" dedi.
Chen, Lai liderliğindeki yeni yönetimin muhalefet partileriyle müzakerelere odaklanmanın yanısıra, özellikle de kamuoyunun DPP'yi desteklemediği bir dönemde, sivil toplumla yeniden bağlantı kurması gerektiğini düşünüyor.
Chen, farklı politika platformları arasında, iki muhalefet partisi olan Çin dostu Kuomintang ve Tayvan Halk Partisi'nin, ABD-Tayvan 21. Yüzyıl Ticaret Girişimi ve ABD'nin Tayvan'a silah satışı gibi, adanın ikili ilişkileriyle ilgili kilit politikaları hayata geçirmede DPP'in işini zorlaştırmaya çalışabileceğini düşünüyor.
Chen, "Bölünmüş hükümet, Lai yönetiminin muhalefet partileriyle nasıl müzakere edileceği ve sivil toplum gruplarıyla nasıl çalışılacağı gibi konularda bilgeliğini sınayacak. Politika uygulamalarını halka nasıl düzgün bir şekilde açıklayacaklarını öğrenmeleri önemli" dedi.
Tayvan’ın yeni lideri Mayıs ayında göreve başlayacak ve 2016'dan beri görevde olan Tsai Ing-wen'in yerini alacak.
VOA’den Nike Ching bu habere katkıda bulunmuştur.