Corona virüsü tedbirleri kapsamında 50 gündür evden çıkamayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar, bugün 11.00-15.00 saatleri arasında sokağa çıkma izni verilmesiyle birlikte İstanbul sokaklarına ve sahillere akın etti.
Deniz kenarında yürüyüş yapıp banklarda oturan bu kişiler birbirleriyle sohbet etme fırsatı da buldu.
Sahildeki bankta oturan 70 yaşındaki Nazmiye Çelik, “Memnun oldum tabii ki. Bizim de yürümeye ve hava almaya hakkımız var. Çünkü hareket etmezsek ha burada ölmüşüz ha evde ölmüşüz… Hareketsizlik çok beter” diye konuştu.
İşletme sahibi Yusuf Salgun, “İki aydır bizi eve hapsettiler. İyi güzel de bu iznin hafta arasında olması gerekiyor. Dükkanım var, ona gidemiyorum. Semtten dışarı çıkamıyorum” dedi.
Emekli olan 69 yaşındaki Mustafa Denizli, hasta olan kızını görememenin üzüntüsünü yaşadığını ifade etti:
Denizli, “Hava aldık. 7 hafta oldu hasta kızım var göremiyorum. Kızımı hastaneye götüreyim diye izin de vermiyorlar bana. Kızlarımı, torunlarımı göremiyorum. Kurban Bayramı’nda köye gitmeyi düşünüyorum. İnşallah o zamana kadar bu yasak kalkar. Eşim de hasta kızımı göremiyorum diye ağlıyor” şeklinde konuştu.
Aksaray’da yürüyüşe çıkan Semiha Erdur, “Gerçekten hem bunaldık hem de sıkıldık. Strese girdik, malum maddi sorunlarımız var. Onları da aşabilmemiz için bizim biraz dışarıya çıkmamız lazım. Hava almamız lazım. Üzüntülerimizi unutmamız lazım. Büyük bir sıkıntıdan geçiyoruz. Şahsım adına bütün dünyaya sağlık diliyorum. Ben de bir anneyim. Çocuklarımla görüşememek çok acı bir duygu. Konuşuyorsun, resmine bakıyorsun ama onları canlı görüp de kokusunu almak çok farklı bir şey. Tabii ki içimiz acıyor, gözyaşlarımız dinmiyor. Anlatamam, yaşamak lazım. Annelerin hepsi üzgün” diye konuştu.
68 yaşındaki Abdullah Uysal, “Her gün yürüyüş yapan kişileriz. 2 aylık zamanda evde durmak bize zor geldi. Kurallara uyuyoruz, sosyal mesafeye dikkat ediyoruz. Evde kalıyoruz. Devlet böyle bir izin verdiği için çok mutluyuz. İnşallah bu hastalığı atlatıp normal hayatımıza döneriz” dedi.
Emekli öğretmen Ergül Sezgin, “Evde kalmak çok kötü. Sıkıldık, bunaldık ama yapacak da bir şey yok. Dışarıya çıkınca başka bir dünyaya gelmiş gibi oldum. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı da şaşırdım. Zaten her yer de kapalı. Öyle boş gözlerle bakınıyoruz etrafımıza.
Neriman Nerezoğlu ise “Bir hava aldık rahatladık. İki aydır bir yere çıktığımız yok. Onun için iyi oldu, ama dükkanlar da açık olsa iyi olurdu. Yorulduk, oturacak açık bir yer olsa iyi olurdu. Otobüs durağında oturup dinlenmek zorunda kaldık” ifadelerini kullandı.
Emekli memur 72 yaşındaki Süleyman İnce, “Allah bu hastalığı düşmanıma vermesin. 72 yaşındayım ben böyle bir sessizlik, böyle bir yalnızlık hayatımda görmedim. İnsanın psikolojisi bozuluyor, bu gerçek. 50 gün sonra dışarıya çıkıyorum ve her yerin kapalı oluşu çok kötü. Dünyada tat diye bir şey kalmadı” dedi.
67 yaşındaki Özen Arslandek, “Dışarı çıkmak çok güzel bir şey; özgürlük. Hava almak, insanlarla karşılaşmak, dolaşmak çok hoş” diye konuştu.
Ayla-Mehmet Gündüz çifti, dışarıda dinlenmek için oturacak bir yer bulamamaktan yakındı.
Gündüz, “Evde tabii ki sıkılmıştık, ayaklarımız uyuşuyor. Biraz iyi oldu, ama her taraf kapalı. Alışveriş yapamıyoruz, markete gidemiyoruz, ihtiyaçlarımızı kendimiz almak istiyoruz. İnşallah onlar da olur. Ayrıca oturmamız için de bir yerler olsa iyi olurdu. Millet kapı eşiklerinde oturup dinlenmeye çalışıyor” diye konuştu.
Emekli Süleyman Şahin, “Evde kaldık sanki hapis hayatı yaşadık. Gerekli olduğu için çıkmadık evimizden. Fakat bu hafta sonu yapılan uygulama hafta arasında yapılsın ki yapacağımız resmi dairelerle ilgili işlerimiz var, onları yapalım” dedi.
Emekli öğretmen Sema Başaran, evde yürüyüş yapmanın dışarıyla mukayese edilemeyeceğini ifade ederek, “Çok mutluyum çok. Hemen hemen iki aydır dışarıya çıkılamıyordu. Evin içindeki yürüyüşler kafi gelmiyor. Bir de şeker hastasıyım, koroner kalp hastasıyım, yürümem lazım. Doktorum her gün yarım saat yürümen lazım diyor. Ama dışarıya çıkamadığım için yürüyemiyorum. İnşallah devamı gelir” dedi.