Türkiye’de görüntülü haberleriyle ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) lisans başvurusu yapılmadığı gerekçesiyle VOA Türkçe ve DW’nin internet sitelerine erişim engelleme kararı hayata geçirildi.
RTÜK, AKP ve MHP’li üyelerinin oy çokluğuyla 9 Şubat'ta aldığı kararı doğrultusunda görüntülü haberleriyle ilgili lisans başvurusu yapmadıkları gerekçesiyle VOA Türkçe ve DW’ye erişim engellemesi getirilmesi için yargıya başvurdu.
Bu başvuru doğrultusunda Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, bugün (30 Haziran 2022) tarihli ve 2022/7982 dosya sayılı kararıyla erişim engellemesi kararı aldı. Bu karar da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından uygulanmaya başladı ve böylece VOA Türkçe ile DW’nin internet sitelerine Türkiye’den erişilmesi engellendi.
Yaman Akdeniz: ‘‘Sansür kararının Biden-Erdoğan’ın görüşmesinin hemen ardından olması manidar’’
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, VOA Türkçe’ye açıklamasında, “Sosyal medya yasa teklifi Ekim ayına bırakılmışken, sansüre devam kararı alınması anlamına geliyor. DW Türkçe’yle VOA Türkçe’ye erişim engeli kararı alınması apaçık sansür uygulamasıdır” dedi.
Erişimi engelleme kararındaki zamanlamaya dikkat çeken Akdeniz, “RTÜK tarafından 9 Şubat’ta üç gün içerisinde lisans başvurusunda bulunmaları talep edilmişti. Haber sitelerine tümüyle erişim engellemesi getirilmesi sadece sansür olarak nitelendirilebilir. ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesinin hemen ardından olmasını ise manidar olarak yorumlamak mümkün görünüyor. Böylece ilk kez RTÜK’ün haber siteleriyle ilgili yetkisi kullanıldı. Mevcut durumda diğer haber sitelerine erişim engeli kararları yargı eliyle 'kamu düzeni ve milli güvenlik' gerekçesiyle uygulanıyor. Bu kapsamda örneğin Jinnews, Independent Türkçe gibi sitelere erişim engellemesi yapılıyor” diye konuştu.
RTÜK’ün söz konusu kararında “ret” oyu kullanmış olan CHP kontenjanından seçilmiş üyesi İlhan Taşçı da, hakimlikçe erişim engellemesi kararı verilmesini RTÜK’ün talep ettiğini doğruladı. Taşçı, “Lisans başvurusu yapmayan DW Türkçe ve Amerika'nın Sesi’nin erişimi RTÜK Başkanlığı’nın istemi üzerine Ankara Sulh Ceza Hakimliği'nce engellendi. İşte basın özgürlüğü ve ileri demokrasi!” tepkisini paylaştı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı da Twitter'dan paylaştığı açıklamada''Sansür yasası dediğimiz dezenformasyon taslağı yasalaşsaydı rutin hale gelecek sansürün öncüsüdür VOA Türkçe ve DW Türkçe'ye engelleme kararları. Türkiye yasaklar ülkesi olmamalıdır. RTÜK internet gardiyanlığına son vermelidir'' dedi.
Gazeteci örgütlerinden karara tepki
DİSK’e bağlı Basın İş Sendikası Başkanı Faruk Eren de, “Gazeteciler uzun bir zamandır endişe içinde mesleklerini yapıyor. Bu karar sansürün yeni bir boyutu. İktidar seçime sadece kendine biat etmiş bir medya ile gitmek istiyor. Gazeteciler sansürü yırtmanın yollarını bulacaktır. Halka gerçekleri ulaştırmaya devam edeceklerdir her şeye rağmen” değerlendirmesinde bulundu.
Basın özgürlüğü ile ilgili konuları yakından takip eden Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünden Erol Önderoğlu ise kararın çoğulcu yayıncılık anlayışıyla bağdaşmadığını dile getirdi.
VOA Türkçe’de değerlendirmelerde bulunan Önderoğlu, ‘‘Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin lisans alınmadığı gerekçesiyle Deutsche Welle ve Amerika'nın Sesi haber sitelerine RTÜK talebiyle getirdiği erişim engeli ancak siyaset ve seçime hizmet edecek, çoğulcu yayın anlayışıyla bağdaşmayan, buna dair toleranssızlığı uluslararası plana taşıyan son derece problemli bir karardır’’ dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Can Güleryüzlü de, “Türkiye’de yüzünü adalete değil iktidara dönen yargının, bugün akşam saatlerinde verdiği son kararla milyonların takip ettiği ve Türkiye’ye ilişkin ulusal basının gündeme getiremediği birçok konuyu haberleştiren Voice of America (VOA) ile Deutsche Welle'ye (DW Türkçe) erişim engeli konuldu. Anayasal güvencede olan ve halkın gerçekleri öğrenebilmesinin en önemli araçlarından basına yönelik bu tür engelleyici kararların çok rahat alınması ciddi anlamıyla tedirgin edici. Kararda şikayetçi konumdaki RTÜK ise Türkiye’de adeta iktidarın celladı misyonuyla hareket etmekte ve açıkça basın özgürlüğü düşmanlığı yapmakta. Kararın itiraz yoluyla taşınacağı üst mahkemede iptal edilmesi ve bir an önce iki haber sitesinin yayınlarına erişimin sağlanması basın özgürlüğü açısından elzem bir durumdur" dedi.
AKP medyayı düzenleme teklifini sonbahara bıraktı
Bu arada TBMM Genel Kurulu gündemindeki 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ise AKP iktidarınca sonbahar dönemine ertelendi. Medya ve sosyal medya alanına ilişkin yasa teklifi, özellikle Türk Ceza Kanunu’na (TCK) dezenformasyon ile mücadele iddiasıyla “hatalı bilgiyi alenen yayma suçu” şeklinde yeni suç eklenmesini içerdiği için kaygı ve tepkiyle karşılanıyordu. “Kim gazeteci?” sorusuna meslek örgütlerince karşı çıkılmasına rağmen baskın şekilde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı dolayısıyla iktidarca karar verilecek basın kartı ile ilgili hükümler de endişe yaratıyordu. “Medya Dayanışma Grubu” adı altında Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), DİSK Basın-İş Sendikası, Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) İzmir Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber Sen, Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) hep birlikte “Sansür Yasasına Hayır” sloganıyla yasa teklifine tepki gösteriyordu.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ise, basın meslek örgütleri ve kamuoyundaki tepkilerin ardından dün akşam TBMM’nin yaz tatili dolayısıyla teklifi görüşmeyi ertelediklerini açıkladı. Ünal, “Kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen Basın Kanunu’nu Ekim ayına bırakmak durumunda kalmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Erteleme kararına ilişkin “Medya Dayanışma Grubu” adı altında bu yasa teklifine karşı birlikte hareket etme kararı alan meslek örgütleri ise, “sevindirici ancak yeterli” değil” açıklaması yaptı. Bugün yapılan ortak açıklamada, “Teklifin günlerdir tartıştığımız, muhalefet ettiğimiz mevcut haliyle yeniden Meclis gündemine getirilmesi kabul edilemez. Eğer basın ile ilgili bir kanun düzenlemesi yapılacak ise aynı hata tekrarlanmadan bu kez basın meslek örgütleri ile birlikte hazırlanmalıdır. Ayrı bir başlık ve teklifte ele alınması gereken dezenformasyon ya da dijital mecralar düzenlemesiyle ilgili de 'susturma, korkutma ve cezalandırma' yöntemi yerine en demokratik ve insan haklarına saygılı bir yasanın yapım sürecine de dijital mecralarda görev yapan basın mensuplarının hak ve sorumluluklarının düzenlenmesine de ihtiyaç olduğunu vurguluyoruz. Toplumsal olarak bugünümüzü ve yarınımızı çok yakından ilgilendiren böylesine kritik bir yasa yapma süreci, günü kurtarmak adına siyasi hesaplara kurban edilmeyecek kadar yaşamsaldır. Ve herkesin içine sinecek, bütün toplumu kucaklayacak temiz bir sayfa açmaya, bu kapsamda da sil baştan yepyeni bir yasa çalışmasına her türlü katkıyı vermeye basın örgütleri olarak; ‘varız, hep birlikte buradayız’ diyoruz” denildi.
AKP’nin teklifi erteleme kararı nasıl şekillendi?
MHP’yle birlikte 26 Mayıs’ta TBMM’ye sunduğu yasa teklifine ilişkin AKP üzerinde Anadolu’daki yerel basın kuruluşları sahiplerinin etkili olduğu bilgisi de söz konusu. Yerel medya sahipleri ve çalışanlarını bünyesinde buluşturan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun da ilk kez diğer meslek örgütleriyle birlikte bu yasa teklifine karşı eylemlerde yer aldığı görülmüştü. Anadolu’daki yerel medya kuruluşları açısından Basın İlan Kurumu (BİK) kapsamında yapılan değişikliklerden dolayı en az 1000 gazete için kapanma sonucu doğuracağı belirtilmişti.
Anadolu’daki yerel medya aracılığıyla AKP’li milletvekillerine yönelik de yasa teklifine karşı baskı oluşturma süreci söz konusuydu. AKP içerisinde, yasa teklifinde bazı değişiklikler yapılması gerekliliği kapsamında, BİK’in resmi ilan dağıtımıyla ilgili yerel medya eleştirilerini dikkate alma, basın kartı iptali kararında kademelendirme yapılması ve “hatalı bilgiyi alenen yayma suçu” için de “suçun tekrarlanması halinde hapis cezası” öngörülmesi gibi başlıklar konuşuluyordu.
Bu arada meslek örgütlerinin talepleri doğrultusunda, CHP Grubu’nun “yasa teklifi en azından TBMM tatili sonrasına sonbahar dönemine ertelenmeli ve bu sırada eleştiriler yeniden değerlendirilmeli” yönünde AKP’yle görüşmeleri sürdü. CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un, TBMM’nin yaz tatili öncesinde ele alacağı yasa çalışmaları kapsamında AKP Grubu’yla müzakereler yaptığı ve medya teklifini erteletmeye çalıştığı görüldü.
Meslek örgütleri ve CHP’nin de girişimiyle teklif “şimdilik Ekim ayına ertelenmiş” durumda görünüyor.