Venezuela’da Pazar günü yapılan başkanlık seçimine hile karıştığı iddialarının ardından başlayan sokak gösterilerinin ardından ülkedeki siyasi gerilim artarak devam ediyor.
Yüksek seçim kurulunun seçimi yüzde 51,2 ile kazandığını duyurduğu Nicolas Maduro’nun, anayasal olarak gerek koşullar sağlanmadan, Pazartesi günü mazbatasını almasıyla başlayan tepki, kısa sürede bütün ülkeye yayılarak radikal sokak gösterilerine dönüştü.
Caracas’ta başkanlık sarayına, diğer eyaletlerde de sembolik önemi olan yerlere doğru yürüyüşe geçen halk güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaştı. Yaşanan çatışmalarda en az 11 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı ayrıca 750’den fazla kişinin de gözaltına alındığı bildiriliyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Göstericiler Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Ulusal Seçim Konseyi (CNE), iktidar partisinin çoğunlukta olduğu Ulusal Meclis’in başkanı Jorge Rodriguez, muhalefetin fiili lideri Maria Corina ve ortak başkan adayı Edmundo Gonzalez hakkında soruşturma başlatılmasını ve cezaevine atılmasını talep ediyor.
Mevcut Devlet Başkanı Maduro ve Savunma Bakanı Padrino Lopez ise gösterileri, devam eden bir darbe girişimi olarak niteliyor.
“Olayların arkasında dış güçler var” iddiası
Maduro dün yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerine yönelik şiddet eylemlerine karıştığı iddiasıyla gözaltına alınan bazı eylemcilerin, uyuşturucu ve para karşılığında bu eylemlere katıldığını itiraf ettiklerini söyledi. Maduro, Libertad Sucre adlı silahlı çetenin, doğrudan muhalif liderler Corina ve Gonzalez ile çalıştığını savundu.
Your browser doesn’t support HTML5
Protestolardan muhalefetin yanısıra Venezuela’yı iftira ve şiddet uygulayarak ele geçirmekle itham ettiği ABD’yi, Elon Musk’ı ve Kolombiya merkezli uyuşturucu kartellerini sorumlu tutan Maduro, bugünden itibaren güvenlik önlemlerinin artacağını, asker ve polis devriyelerine iktidar yanlısı grupların da destek vereceğini açıkladı.
Maduro sokak gösterilerine katılan kişileri devlete bildirmesi için bir web sayfası ve uygulamanın oluşturulduğunu duyurdu.
Muhalefetten kitlesel eylem
Caracas’ta onbinlerce kişinin katıldığı kitlesel bir eylem gerçekleştiren muhalefet, orijinal seçim tutanaklarının yüzde 81,21’ine ulaştığını ve muhalif lider Gonzalez’in tüm oyların yüzde 67’sini alarak Venezuela’nın seçilmiş yeni başkanı olduğunu savundu.
Göstericilere seslenen Corina, yüksek seçim kurulu ve iktidar partisinin hala sandık başına oy sayılarını gösteren seçim tutanaklarını açıklamamasının nedenini sorguladı. Corina, takipçilerine şiddete başvurmama ve provokasyona gelmemeleri çağrısı yaptı.
Şeffaf bir sayım için mücadeleye devam edeceklerini kaydeden Corina, şantaja boyun eğmeyeceklerini söyledi.
Carter Merkezi: “Seçim ilkelerinin ciddi ihlali görülüyor”
Seçimlere, Venezuela Ulusal Seçim Konseyi (CNE) tarafından gözlemci olarak çağrılan Emory Üniversitesi bünyesindeki Carter Merkezi 4 şehirde 17 gözlemci ve uzmanla seçimi takip ettiklerini ancak ciddi kısıtlamalara maruz kaldıklarını açıkladı.
Açıklamada, seçim sürecinin siyasi aktörlere ve medyaya getirilen kısıtlamalardan dolayı demokratik ve adil bir ortamda gelişmediği; sonuçların da güvenilir olarak kabul edilmesi için gereken uluslararası standartları karşılamadığı savunuldu.
Yapılan yazılı açıklamada “Seçim makamının, sonuçları sandığa göre ayrıştırarak ilan etmemesi, (sonuçların karşılaştırılması olanağını ortadan kaldırdığı için) seçim ilkelerinin ciddi bir ihlalini teşkil etmektedir” ibaresi yer aldı.
Seçimlere Türkiye’den gelen heyet içindeki CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal da seçim merkezlerine gidip oy verme sürecini takip etseler de oy verme süreci tamamlandıktan sonra sayım sürecini gözlemleyemediklerini, sonrasında da CNE’nin kameralar karşısına çıkarak sonucu açıkladığını söylemişti.
Yeniden iki başkanlı dönem mi?
Peru’nun dün, Venezuela’nın meşru başkanı olarak Edmundo Gonzalez’i tanıdığını açıklaması, akıllara 2019 yılında dönemin muhalif meclis başkanı Juan Guaido’nun kendini geçici cumhurbaşkanı atamasıyla başlayan siyasi kriz sürecini getirdi.
Venezuela, seçim sonuçlarının tanınmaması ya da oyların şeffaf bir şekilde yeniden sayılması talebinde bulunan Arjantin, Şili, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti ve Uruguay ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurmuştu.
O dönemde başta ABD, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve çok sayıda Latin Amerika ülkesi olmak üzere 59 ülke, Venezuela’nın meşru devlet başkanı olarak Maduro’yu değil, Guaido’yu tanımış ve hükümete uluslararası sert yaptırımlar uygulamıştı.