Almanya’da koalisyon hükümeti tarafından daha önce üzerinde anlaşmaya varılan ve geçen hafta kamuoyuna duyurulan Alman vatandaşlığına geçme koşullarını kolaylaştırma planı, hem hükümette hem de mecliste krize neden oldu.
Reform planına ana muhalefet Hıristiyan Birlik Partileri CDU/CSU ve ırkçı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi sert tepki gösterirken, değişikliğe önce destek veren koalisyon ortağı FDP’nin son anda karşı çıkması tartışmaları alevlendirdi.
Your browser doesn’t support HTML5
CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, koalisyon hükümetinden SPD ve Yeşiller’in imzasını taşıyan planının, Almanya’ya göçü kolaylaştıracağını ve sosyal sistemi suistimal edenlerin sayısının artacağı görüşünü savundu. Merz, "Alman vatandaşlığı değerlidir. Bu kadar kolay çarçur edilmemeli" derken Birlik Partileri’nin, özellikle planda yer alan ve Türkiye kökenli göçmenlere yönelik olarak öngörülen "çifte vatandaşlık" olanağına onay vermeyeceklerini açıkladı.
CDU Genel Sekreteri Mario Czaja da, Alman vatandaşlığının ancak ülkeye iyi derecede uyum sağlamış göçmenlere verilmesinden yana olduklarını ve vatandaşlığa geçiş süresinin 8 yıldan 5 yıla düşürülmesine karşı olduklarını söyledi. Czaja, yasayı bloke edeceklerini de bildirdi.
Koalisyonda yer alan ve hükümetin kuruluş anlaşmasında vatandaşlığa geçiş süresinin kısaltılması yönündeki plana 'evet' diyen FDP, şimdi "Vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılmasının zamanı değil" diyerek Başbakan Scholz’ü yalnız bıraktı.
Kendisi de İran kökenli bir göçmen olan FDP Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai, hükümetin önce ülkedeki sığınmacıları geri göndermek ve kaçak göçle mücadele gibi sorunları gündeme almasını isteyerek vatandaşlığa geçişin ancak ileride konuşulabileceğini söyledi. Göçmen karşıtı AfD’den yapılan açıklamada, "Alman vatandaşlığı başarılı bir uyum sürecinin taçlandırılmasıdır. Yeni planın hedefi, uyumdan vazgeçerek, Alman vatandaşlığını da değersizleştirmektir" görüşünü savundu.
Berlin’de düzenlenen bir toplantıda göçmen kökenlilerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle biraraya gelen Başbakan Scholz ise Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunun artık tartışılmaması gerektiğini ifade ederek, "Bu gerçek ışığında politikalar üretip hayata geçirmeliyiz. Burada çoğu on yıllardır yaşayan göçmen insanların burada kalmaları için bazı yasal düzenlemeleri kolaylaştırmalıyız" dedi ve planı savundu.
Almanya’da 22 milyondan fazla göçmen kökenli insanın yaşadığına ve bunlardan 9 milyonunun Alman vatandaşlığı bulunmadığına dikkati çeken Scholz, özellikle çifte vatandaşlık konusunda, “Birden fazla vatandaşlığa karşı çıkılmasını anlayamıyorum” dedi.
Federal İçişleri Bakanlığı, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Alman vatandaşlığına geçişleri kolaylaştırmayı ve çifte vatandaşlık önündeki engelleri kaldırmayı hedefleyen düzenlemenin son şeklinin verildiğini ve önümüzdeki ay Federal Meclis’e gönderilmesinin, gelecek yılın ilk aylarında da yaşama geçirilmesinin beklendiğini duyurmuştu.
Açıklanan haliyle yeni yasa önerisinin en önemli özelliklerinden biri, halen sekiz yıl olan vatandaşlığa kabul için bekleme süresinin beş yıla inecek olmasıydı. Alman vatandaşlığına geçiş koşulları arasında yeterli derecede Almanca bilme, yaşamını idare ettirme teminatı gibi maddeler de yer alıyor.
Almanya'ya uyum konusunda, iktisadi ve sosyal bakımdan büyük başarı kaydeden göçmenlerin vatandaşlığa kabul başvuruları için de bekleme süresinin üç yıl olmasının yeterli olacağı açıklandı. Planlanan yeni yasanın bir diğer özelliği ise Alman vatandaşlığına geçecek kimseye, geldiği ülkenin vatandaşlığından çıkması şartı koşulmayacak olması.
Çifte vatandaşlığa yeşil ışık yakılmıştı
Yasanın Türk vatandaşları bakımından getireceği en önemli değişikliklerin başında çifte vatandaşlık hakkı yer alıyor. Halihazırda geçerli yasada çifte vatandaşlık sadece karşılıklılık prensibi olmak kaydıyla tüm Avrupa Birliği üyesi ülkesi vatandaşları ile İsrail, Güney Kore ve ABD vatandaşlarına sağlanan bir hak. Ancak ülkede en büyük göçmen grubu konumundaki Türk vatandaşlarına bu hak verilmiyor.
Bu yüzden çok sayıda Türk vatandaşı göçmenlik şartlarını yerine getirdiği halde eski vatandaşlığından vazgeçmek istemediği için Alman vatandaşlığına geçmemeyi tercih ediyor. Almanya‘nın, mevcut yasalar nedeniyle Avrupa'da çifte vatandaşlığın en az olduğu ülkelerden biri olması ve Türk vatandaşlarını doğrudan bu konuda dışlaması, Türkler'i temsil eden örgütler tarafından yıllardır eleştiriliyordu. Almanya'da 3 milyondan fazla Türkiye kökenli insan yaşıyor. Ancak bunların sadece yüzde 9,8‘i hem Alman hem Türk vatandaşlığına sahip.