İnsan ömrü 1990 yılından bu yana altı yıl uzadı. Yeni bir araştırma, insan ömrünün uzamasını, AIDS ve sıtmanın tedavisinde son yıllarda büyük ilerlemeler kaydedilmesine bağlıyor. Bulaşıcı hastalıkların yolaçtığı ölüm vakalarının azalması, anne sağlığının ve yenidoğan tıbbının gelişmesi ve beslenme bozukluklarının önüne geçilmesi de insan ömrünü uzatan faktörler.
İnsanların en uzun yaşadığı ülkeler Japonya, Singapur, Andorra, İzlanda ve Kıbrıs. Bu ülkeleri İsrail, Fransa, İtalya, Güney Kore ve Kanada izliyor. Amerika, Dünya Sağlık Örgütü’nün uzun ömür listesinde 34‘üncü sırada. Bunun nedeni, Amerika’da çok farklı kökenlerden gelen göçmenlerin yaşaması ve bu kişilerin çok geniş kapsamlı sağlık sorunları olması. Türkiye ise Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde 67‘inci sırada yer alıyor.
Araştırmanın başkanı olan küresel sağlık profesörü Theo Vos, Washington Üniversitesi Sağlık Değerlendirmeleri Enstitüsü’nde görev yapıyor. Profesör Vos, hemen hemen tüm ölüm nedenlerine bakıldığında, ölüm vakalarında azalma olduğunun gözlendiğini söylüyor.
Uzman, doğum sonrasında bebekleri etkileyen enfeksiyon hastalıklarının önüne geçilmesinin en önemli etken olduğunu söylüyor. Yaralanmaların yol açtığı ölüm vakalarında da ciddi bir azalma kaydedildiğini vurgulayan Profesör Vos, bulaşıcı olmayan bazı hastalıkların neden olduğu ölümlere de artık daha az rastlandığını belirtiyor.
Ancak uzun ömür, daha çok sayıda kişinin ömrünün sonlarını sağlık sorunlarıyla uğraşarak geçirmesi anlamına da geliyor.
”Ortalama hayat süresi uzadığı zaman kişinin bazı fonksiyonlarını yerine getirmesini engelleyen hastalıklara yakalanma olasılığı da artıyor” şeklinde konuşan Vos, uzun vadede kişinin bedensel işlevlerini zayıflatan hastalıkları önleme konusunda yeterince ilerleme kaydedilmediğinin altını çiziyor.
Kimi hastalık ve sakatlıkları engellemek mümkün. Ancak Profesör Vos, bu hastalıkları önleme ve tedaviye yapılan yatırımların, daha yaygın hastalıkların tedavisine yapılan yatırımlardan az olduğunu hatırlatıyor:
”Tıbbi araştırmalar yapanlara sesleniyoruz: insan ömrünü uzatmaya değil, sakatlık ve hastalık nedenlerinin ölenmesine ilişkin çalışmalara daha çok yatırım yapın. Bu şekilde insan ömrünün uzamasını mümkün kılan bazı önemli gelişmeleri, sakatlıkların önlenmesi konusunda da sağlayabiliriz.”
Dünyada insan ömrünün en kısa olduğu on ülkeden dokuzu, Afrika’da, Sahra Çölü’nn güneyinde yer alan ülkeler. İnsan ömrünün ortalama 42 yıl olduğu Lesoto, listenin en alt sırasında. Swaziland, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gine-Bissau, Zimbabve, Mozambik, Afganistan, Çad, Güney Sudan ve Zambiya, insanların en kısa süre yaşadığı ülkeler.
Profesör Vos, bu ülkelerde insan ömrünü kısaltan en önemli etkenin HIV salgını olduğunu hatırlatıyor. Afrika’nın güneyinde 10 yıl çalışan uzman, HIV salgınından önceki yıllarda bile Lesoto’da yoksulluk nedeniyle önlenemeyen hastalıklara çok sık rastlandığını söylüyor.
Kalp kasının yetersiz kan akışı nedeniyle beslenememesi üzerine ortaya çıkan iskemik kalp hastalığı, insan ömrünü kısaltan etkenlerin başında geliyor. Bunu alt solunum yolları enfeksiyonu, inme ve trafik kazaları izliyor.
İshalli hastalıklar, kronik bronşite ve amfizeme neden olan kronik obstrüktif akciğer hastalığı da ortalama ömrü kısaltan rahatsızlıklar. Erken doğan bebeklerin karşılaştığı komplikasyonlar, görme ve işitme kaybı ve akıl sağlığı bozukluklar da insan ömrünün süresini etkiliyor.
Araştırma, 188 ülkede yaygın hastalık ve sakatlıklara dair verilere dayanıyor. Profesör Vos, amacın insan sağlığını iyileştirmek olduğunun altını çiziyor. Araştırmanın sonuçlarının, Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma Hedefleri’nin bu yıl yerini alacak olan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin belirlenmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.
WASHİNGTON —