Amerika’da düzenli olarak açıklanan işsizlik maaşı başvuruları, tüketici güven endeksi, yeni istihdam rakamları gibi veriler, ekonomiye dair kafa karışıklığını arttırıyor. Her gelen veri, ABD ekonomisi resesyona giriyor mu yoksa girmeden kurtulacak mı? sorusunu daha da derinleştiriyor.
ABD’de ekonomi resesyona girecek mi henüz net değil ama net olan bir şey var; o da enflasyonun etkilerinin her gün hissedildiği.
ABD’de enflasyon 41 yılın zirvesinde dolaşıyor. Peki halk ve ekonomistler ABD ekonomisini nasıl değerlendiriyor?
Your browser doesn’t support HTML5
New York Üniversitesi Ekonomi bölümü doçentlerinden Joseph Foudy, karmaşık gelen verilere işaret ediyor ve ekonominin bir paradoks içerisinde olduğunu söylüyor.
Joseph FOUDY – New York Üniversitesi: "Ekonomide bugün bir paradoks yaşanıyor. Son derece güçlü bir istihdam ortamı görüyoruz. Bu da ekonomide, enflasyon artışına neden olurken buna tedarik zincirlerindeki sorunlar da ekleniyor. Ayrıca yine tüm bunlara ek olarak Ukrayna’daki durumun da istihdam piyasasındaki iyi haberlere karşı baskın hale geldiğini görüyoruz.”
Ancak Foudy’nin dikkat çektiği nokta. ABD ekonomisinde şu an kesin görünen bir sorun var ki; o da yüksek enflasyon.
Joseph FOUDY: "Enflasyon, ekonomiye ciddi anlamda yerleşmiş görünüyor. Konut piyasasında yavaşlamaya neden olmak ve tüketici harcamalarını da kısmak adına faiz oranlarında, düzenli artış gerekecek."
Manhattan College’tan Ekonomi Profesörü Kudret Topyan da ABD’de yüksek enflasyonun ortaya çıkmasının, sürpriz olmadığını, bunun COVID-19 salgınında yapılan mali yardımlar ve oluşan ortam sonrası normal olduğunu söylüyor.
Kudret Topyan – Manhattan College: “Yani üç yıl önce ne dendiyse ne olacak dendiyse üç aşağı beş yukarı o oldu. Yani enflasyon 9,1’e çıktı dediğimiz gibi. 40 yılın en yüksek enflasyonu, daha önce biliyorsunuz, FED’in yüzde 2'lik taahhüdü var burada enflasyon yüzde 2 olur, altına düşerse ne ala, yukarı, çıkarsa diye bar bar bağırdı millet 'enflasyon olacak, enflasyon olacak' diye enflasyon oldu. Yani beklenmedik bir şekilde olmadı.”
Beklenmedik bir şey olmadı ama tüm riskler düşünüldüğünde, enflasyonla başa çıkmak mümkün olacak mı?
Profesör Foudy’e göre formül belli; faiz arttırımları ve güçlü dolar kuru nedeniyle ihraç ürünlerinin maliyetinin düşmesi.
Joseph FOUDY: "Bu noktada klasik bir araç olan faiz arttırımları kullanılıyor, siyasi alanda da Suudi Arabistan’ın petrol üretimini arttırmaya çalışıyorlar. Enflasyonu düşürmek konusunda yapılabilecek ilk şeyse, gümrük vergilerini düşürmek olabilir bu ihraç ürünlerinin fiyatlarının düşmesini sağlar. Ancak siyasi açıdan bakıldığında bu da şu anda pek mümkün görünmüyor. Ancak en azından güçlü dolar kuru nedeniyle ülkeye gelen ürünlerin maliyetleri düşüyor. Bu da enflasyonun bir nebze olsun düşmesine yardımcı oluyor.”
Formüller bunu söylüyor ama ABD’de yaşayan Türkler de dahil olmak üzere halk, hatta esnaf neler düşünüyor enflasyon konusunda?
Gülseren Yılmaz – Türk Hemşire: “COVID’ten sonra çok iyi hissediyorum. Yüzde yüz derecesinde bir artış var. Özellikle sebzelerde meyvelerde ve et konusunda. Ablamın arabası, 25 dolara doluyordu deposu, şu an 55 dolara dolduruyoruz."
Jane Richfield– Maaşlı Çalışan: “Ben buraya 1,5 yıl kadar önce taşındım ve özellikle bu bölgede, fiyat artışlarını kesinlikle hissediyorum. Buraya taşındığımdan bu yana, her şeyin fiyatı artıyor, özellikle de gıda ürünlerinin. Önceden 100 dolara bir alışveriş arabası dolusu malzeme alıyordum şimdi sadece bir poşeti doldurabiliyorum. Salgın süresince bence hükümet büyük hatalar yaptı. İnsanlara para dağıttılar ama ekonomi böyle yürümüyor şimdi verdikleri paraları geri toplamaya çalışıyorlar.”
Sokaktaki bu tespiti, Profesör Topyan da doğruluyor.
Kudret Topyan: "Bakın COVID’le ile ilgili paralar artık verilmiyor, işsizlik paraları verilmiyor. İnsanların ellerinde birikmiş olan fonlar tükenmek üzere. Bunlar tükendiğinde işler eski normallerine dönmek zorunda kalacak. Bir de işsizlik rakamlarının insanları aldatmamasını söylemek istiyorum. 3,6 deniyor ama aslen çok daha fazla çünkü birçok kişi şu anda emek pazarında değiller. Çünkü işsizlik istatistiği çıkarken insanlara soruyorsunuz. 'Çalıştınız mı geçtiğimiz iki hafta boyunca? Hayır' diyor. 'Çalışmak istediniz mi diye soruluyor. Hayır' diyor. O zaman işsiz değilsiniz."
Aralarında Türk esnafların bulunduğu işletme sahipleri de enflasyonun piyasayı olumsuz etkilediğini söylüyor.
Nuh Topuz – Türk Esnaf: “Fiyat artışı evet görüyoruz. Bir kiloluk beyaz peynir 9,99’a satarken şu an 14,99’a satıyoruz. Bir kiloluk kaşar peyniri 12,99’a satarken şu an 19,99’a satıyoruz. Müşteriler şikayet ediyorlar. İki gün önce bu kadardı şimdi niye böyle bu kadar arttı diye onlar da kendilerince haklı tabi ki. Ana maddelere yöneliyorlar. Ekstra ürün almaktansa ana kalemleri almayı tercih ediyorlar.”
Mark William Force - Emekli: “Evet fiyat artışını hissediyoruz. 40 yıldır ilk kez bu kadar yüksek ve her şeyin fiyatı artıyor. Manhattan bölgesinde ofisler boşalıyor. Yüksek kiralar ve evden çalışma nedeniyle insanlar, New Jersey’e daha ucuz olan yerlere kaçıyorlar. İşlerimiz 2019’a kıyasla neredeyse yüzde 40 azaldı.”
ABD’de enflasyonu körükleyen nedenlerden biri de küresel riskler. New York Üniversitesi’nden Joseph Foudy, enerji fiyatlarının yükselmesi, Ukrayna savaşı ve olası bir COVID salgını dalgasının, daha da büyük sorunlar yaratabileceğine de işaret ediyor.
Joseph FOUDY: “Rusya’nın gaz akışını keseceği artık neredeyse kesin ve bu Avrupa ekonomisi üzerinde çok ağır bir durum yaratacak. Bu durum bir taraftan da deflayonist bir baskı yaratacak. Burada işsizliğin arttığını görebilirsiniz. Ancak artan enerji fiyatları, tedarik zincirlerinde bir şok etkisi yaratabilir ve aynı anda hem işsizlik hem de yüksek fiyatlar görebiliriz. Çin’in COVID’e karşı önlemlerini de ekleyince tüm olasılıklar masada diyebiliriz.”
Ancak tüm ekonomistler bu kadar karamsar değil. Manhattan College’tan Profesör Topyan, formüllerin belli olduğunu ABD Merkez Bankası’nın doğru adımları sayesinde krizin geçici olacağını savunuyor.
Kudret Topyan: “Birçok kişi mesela sürekli felaket tellallığı yapıp. Stock market battı batıyor diyor. Öyle düşünmüyorum çünkü tam yerinde ve zamanında belki biraz geç Amerika'da teşhis kondu ve gereken yapılıyor. Bence hasta iyileşecek. 2023'te en azından iyileşme emareleri gayet güzel görünür hale gelecek.”
Tüm bunlar olurken şimdi sadece ABD’de değil tüm dünyada gözler, ABD Merkez Bankası FED’in bu ay açıklayacağı faiz kararına kilitlendi. Piyasalar, FED’in bu ay alacağı kararla hem enflasyonun geleceği hem de resesyon endişeleri konusunda yolun biraz daha aydınlanmasını umuyor. Sokaktaki halksa, fiyatların düşmesini.