Rusya’nın bir uydusunu füzeyle yörüngede imha etmesi, uzayda olası tehlikeleri bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar bu tür imhaların felaketlere neden olabileceğini belirtiyor.
2013 tarihli 7 Oscar ödüllü Gravity-Yerçekimi adlı filmde Rusya’nın bir casus uydusunu imha etmesi nedeniyle uzaya yayılan parçaların astronotlar ve uluslararası uzay istasyonu için yarattığı tehlike konu ediliyor.
Filmde izleyiciye aktarılanların bir bölümü gerçeğe dönüştü. Rusya 1982’de yörüngeye gönderdiği casus uydusunu yapılan testte imha etti. Uydunun parçaları uzaya dağıldı ve sonrasında bir alarm durumu yaşandı. Uluslararası Uzay Üssü’nde dört Amerikalı ve bir Alman astronotla iki Rus kozmonot yara almadı, uluslararası uzay istasyonu zarar görmedi ama olay endişeleri ve tepkileri de beraberinde getirdi.
Your browser doesn’t support HTML5
Uydunun imha edilmesi üzerine NASA, astronot ve kozmonotların kendilerini hemen güvene almalarını istedi. Astronotlar tahliye kapsülünün içinde iki saat beklemek zorunda kaldı. Uydunun parçalanmasıyla “uzay çöpü” diye adlandırılan yüzlerce parçacık, uzayın sürtünmesiz boşluğunda şarapnel hızıyla seyretmeye başladı.
Amerika Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Bakanlık sözcüsü Ned Price, Uzay Komutanlığı, Amerika Uzay ve Havacılık Dairesi NASA’nın direktörü ve hatta NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Rusya’ya tepki gösterdi.
Yapılananın sorumsuzca olduğunu, astronotlarla Rus kozmonotların hayatlarının tehlikeye atıldığını vurguladılar.
Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Rusya Federasyonu umursamazca kendi uydularından birini imha etti. İzlenebilir 1500 yörüngesel çöple yüzbinlerce daha küçük yörüngesel çöp ortaya çıktı. Bu, bütün ulusların çıkarlarını tehdit ediyor. Ayrıca bu test uluslararası uzay istasyonundaki astronot ve kozmonotlara, ayrıca diğer insanlı uzay uçuş faaliyetlerine yönelik riski önemli ölçüde arttırıyor. Rusya’nın tehlikeli ve sorumsuz hareketi uzay boşluğunun uzun süre sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor ve açıkça Rusya’nın uzayın silahlanmasına karşı olduğu iddiasının samimiyetten uzak olduğunu ortaya koyuyor” sözleriyle Rusya’yı eleştirdi.
Rusya ise uzmanların görüşlerinin aksine uydunun imha edilmesinin bir tehlike yaratmadığı iddiasında.
Hatta Amerika’yı suçladı.
Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov “Amerika uzay çalışmaları için küresel kurallar çağrısı yapıyor. Ancak bazı nedenler yüzünden yıllarca Rusya ve Çin’in uzayda bir silahlanma yarışını önlemek adına anlaşma hazırlıklarını görmezden geldi. Bir çeşit küresel kural getireceğiz diye görmezden geldiler. Aslında Amerika’nın kendisi aktif olarak silahlanma yarışında” dedi.
Olay, uzay çöplerini, silahlanma yarışının uzaya taşınmasını ve dünya çevresindeki uyduların güvenliğini bir kez daha gündeme getirdi.
1957’de ilk uydunun Ruslar tarafından uzaya gönderilmesinden bu yana dünya çevresine binlerce uydu fırlatıldı.
Özellikle 2010’dan sonra uydu fırlatmanın oldukça arttığına dikkat çekiliyor. 105’ten fazla ülkenin, dünya yörüngesinde en az bir uydusu var. 2020’de 1300 ve 2021’de Eylül ayı itibarıyla 1400 yeni uydu dünya yörüngesinde dönmeye başladı.
Dünya genelinde internet olmayan bölgelere kablosuz internet ulaştırmak için proje yürüten SpaceX ve OneWeb’in önümüzdeki yıllarda yörüngeye 40 binden fazla uydu göndermesi planlanıyor.
Dünyanın hemen üzerinde trafiğin bu kadar yoğunlaşmasıyla, Rusya’nın yaptığına benzer girişimler uzmanlara göre zincirleme etkiyle uzay boşluğunda felaketlere neden olabilir.
Uzay çöpleri uzay boşluğunda başıboş hareket ediyor hem de oldukça hızlı bir şekilde.
Purdue Üniveristesi’nden Carolin Frueh “Uzay çöpü insan yapısı ve işe yaramayan bir nesne. Uzay değerli ve sınırlı bir kaynak ve daha fazla nesnenin uzaya gönderilmesi bölgenin daha yoğunlaşmasına neden oluyor. Kritik önemdeki sistemler; meteoroloji ve GPS uydularına yönelik uzay çöpü tehdidi artıyor. Dünyanın yörüngesini bu nesnelerle tıkamayı önlemek için tedbir almak gerekiyor. Uzay çöpünü azaltabildiğimiz kadar azaltmak için buna önem vermeliyiz” diyor.
Silahlanma yarışının uzaya taşınması da tartışmanın bir başka boyutu.
Geçen Nisan ayında Rusya benzer bir test daha yapmıştı. 2019’da Hindistan kendi uydusunu imha etti.
2007 yılında Çin aynısını yaptı.
İlk uydu imha testini ise 1959’da Amerika gerçekleştirdi. Ama o dönem uydu sayısı çok az ve dünyanın yörüngesi de bu kadar kalabalık değildi.
Uydular, genelde meteorolojik olayları izleme, telekomünikasyon, GPS hizmetleri, casusluk amaçlı kullanılabiliyor.
Bu tür testler bu faaliyetlerin uzun dönem sürdürülebilirliğiyle ilgili soru işaretlerinin doğmasına neden oluyor.
Uzayda artık uluslararası bir düzenin kurulmasının zamanının geldiğini düşünenler var. Ancak daha 12 Kasım’da sona eren, dünyayı çok yakından ilgilendiren iklim değişikliğiyle ilgili zirvede tam bir mutabakata varamayan, önde gelen ülkeler bu konuda bir uzlaşmaya varabilir mi? Dünya siyasetinin geldiği noktada buna evet demek oldukça zor görünüyor.