Biden yönetimi Rusya’nın Ukrayna’yı bir kez daha işgal edebileceği endişesiyle hem diplomasi çabalarını hem de askeri hazırlıklarını sürdürürken; Rusya’nın taleplerine de yazılı yanıtını iletti. Biden yönetimi bu adımları atarken bir yandan da Doğu Avrupa’daki askeri varlığını güçlendirmeye hazırlanıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Rusya uzmanı Thomas Graham, Rusya ve Batı arasında yaşanan gerilimde çeşitli senaryoları değerlendirdi. George W. Bush döneminde Beyaz Saray ile Kremlin arasında stratejik diyalog sürecini yöneten Graham, ABD ve NATO’nun son adımlarının Rusya ile görüşmelerde Batı’nın elini güçlendireceği görüşünde.
“Amaç Rusya’yla diplomatik oyun sahasını eşitlemek”
Rusya’nın Ukrayna sınırına 100 bin asker konuşlandırmasının ardından tırmanan gerilimde Washington ve Moskova diplomatik görüşmeleri sürdürüyor.
Amerika NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceği konusunda hukuki olarak bağlayıcılığı olan güvenceler talep eden Rusya’ya yazılı yanıtını iletti. Beklendiği gibi ABD ve NATO, Moskova’nın ana talebi konusunda taviz vermeyi reddetti. Amerika yanıtında Rusya’nın endişelerinin giderilebileceği bazı alanları belirledi.
ABD Savunma Bakanlığı bir yandan ihtiyaç olması halinde NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek üzere askeri hazırlığını da yapıyor.
Pentagon Sözcüsü John Kirby, 8 bin 500 askerin teyakkuzda beklediğini ancak henüz askerlerin konuşlandırılması konusunda bir karar alınmadığını açıkladı. NATO da Baltık bölgesinde caydırıcı unsurlarını güçlendiriyor. Rusya ise bölgede bir dizi askeri tatbikat düzenledi.
Your browser doesn’t support HTML5
2004 ile 2007 arasında Başkan George W. Bush’un özel yardımcısı olarak Beyaz Saray ve Kremlin arasındaki diyalog sürecini yöneten ve merkezi New York’ta bulunan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin Rusya uzmanı Thomas Graham, Amerika’nın ve NATO’nun bu adımlarla Rusya ile gerilimli süreçte inisiyatifi ele almayı amaçladığı görüşünde.
ABD’nin bu adımlarının hem caydırıcı hem de güven unsuru olduğunu belirten Thomas Graham, “Ruslar’ın da bunu ABD’nin daha ciddi olduğunun bir göstergesi olarak algılayacağını düşünüyorum. Son birkaç haftadır inisiyatif Putin’deydi. Pentagon’un burada yapmaya çalıştığı şey diplomatik oyun sahasını eşitlemek” diyor.
“Putin ustaca psikolojik bir oyun oynuyor”
ABD Başkanı Biden, Rus birimlerinin Ukrayna sınırını geçmesi halinde bunun bir işgal olacağını ve bu durumda Rusya’nın ağır bir bedel ödeyeceğini söylediği konuşmasında Rusya’nın işgal dışında atabileceği başka adımlara da atıfta bulunmuş, başka senaryolara da hazırlıklı olduklarını belirterek “Paramiliter taktikler, gri alan saldırıları olarak adlandırılan saldırılar ve Rus üniforması giymeyen Rus askerlerinin eylemleri” gibi olasılıkları saymıştı.
Rusya uzmanı Thomas Graham, Moskova’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donbas’ta ya da 2014 yılında ilhak ettiği Kırım civarında daha küçük çaplı bir harekat yapıp sonra geri çekilerek müzakere yoluna gidebileceğini belirttti.
Graham, “Putin burada ustaca psikolojik bir oyun oynuyor. Yarattığı belirsizliğin batıda bir kopuşa yol açmasını umarak Doğu Avrupa’da Rusya’nın nüfuz sahasını yeniden inşa etmeyi amaçlıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Büyük egolar ve farklı ulusal çıkarlar var”
Berlin, Moskova’ya Ukrayna’ya yönelik askeri bir adımın sonuçlarının ağır olacağını belirtmekle birlikte Ukrayna’ya Alman yapımı silahların gönderilmesine onay vermedi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Almanya’nın tarihsel nedenlerle başka yöntemlerle Ukrayna’ya destek verdiğini belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Cuma günü Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirecek.
Amerikalı yetkililerse Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması halinde nasıl bir karşılık verileceği konusunda Avrupalı müttefiklerle görüş ayrılığı olmadığını belirtiyor.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa liderleriyle görüşen ABD Başkanı Biden’ın 7 Şubat’ta Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u Beyaz Saray’da ağırlaması bekleniyor.
Krizle başarılı şekilde mücadele edilmesi için Batı’da yeterli düzeyde birlik oluşturulması gerektiğini belirten Thomas Graham, krizin çözümünde büyük aktörler olarak ABD ve Rusya’nın ana müzakereci ülkeler olması gerektiğini söyledi.
Thomas Graham, “Büyük egolar ve farklı ulusal çıkarlar var. Burada asıl müzakere ABD ve Rusya arasında. Bu şekilde olmak zorunda çünkü Kremlin Avrupa Birliği’ni ciddi bir müzakere ortağı olarak görmüyor. Haklı ya da haksız olarak kararı ABD’nin verdiğini düşünüyor. Rusya’nın doğrudan ABD ile muhatap olması psikolojik açıdan Rusya’nın Avrupa kıtası altında büyük bir güç olduğunu doğruluyor. ABD ve Rusya’nın bu krizde ana müzakereci olması gerektiğini gösteren bir güç realitesi de var. ABD ve Rusya, güç dengesini değiştirebilecek askeri güce sahip yegane ülkeler. Bu nedenle bu krizden Avrupa’da bir çatışma olmadan çıkacaksak bu iki ülkenin sorumluluk alarak zor tavizler vermesi gerek” diye konuştu.
“Çin’e odaklanmak için Rusya’yla ilişkilerin öngörülebilir olması gerek”
Biden yönetimi bugüne kadar yayımlanan belgelerde stratejik tehdit olarak Çin’i işaret etmişti. Ancak dış politika gündeminde büyük ölçüde Rusya öne çıkmaya başladı.
Rusya’nın ABD’nin görmezden gelmesinin çok zor olduğu koşulları yarattığını söyleyen Thomas Graham, “Çin, ABD için uzun vadeli stratejik bir sorun. Ancak daha acil sorun her zaman öncelik kazanır. Rusya da Biden yönetiminin görmezden gelmesinin çok zor olduğu koşulları yarattı. Rusya görmezden gelinmek istenmiyor. ABD’nin Rusya’yı da hesaba katması gerektiğini gösteriyor. Biden yönetiminin duruşunu haklı buluyorum. Çin’e odaklanabilmek için Rusya ile ilişkimizi istikrarlı ve öngörülebilir hale getirmemiz gerek” dedi.
“Kriz Ukrayna’nın da ötesinde”
Reuters haber ajansına konuşan Türk kaynaklar, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin sonlandırılmasında arabulucu rolü oynamasına sıcak baktıklarını bildirmişti.
Türkiye Ukrayna’ya silahlı insansız hava aracı satmış ve Kiev bunları ülkenin doğusundaki çatışmalarda Rusya destekli ayrılıkçılara karşı kullanmıştı.
Rusya-Ukrayna krizinde NATO üyesi Türkiye’nin pozisyonunu değerlendiren Thomas Graham, Türkiye’nin Kiev ve Moskova arasında belki olumlu bir rol üstlenebileceğini söyledi ancak krizin yalnızca Ukrayna ile ilgili olmadığını da hatırlattı.
“Rusya’nın ABD’ye Eylül ayında sunduğu anlaşma taslağı Ukrayna ile değil NATO’nun doğuya genişlemesiyle ilgili. O nedenle Rusya ve Batı arasındaki temel çatışma konularını çözmek Rusya ve ABD’nin işi” görüşünü paylaştı.