İsviçre'de, Rusya-Ukrayna savaşına sona ermesine katkıda bulunma amacıyla düzenlenen konferansa katılan 80 ülke, yayınlanan ortak bildiride “Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün, Rusya'nın iki yıldır devam eden savaşını sona erdirecek bir barış anlaşmasının temeli olması gerektiğini” belirtti.
Alp Dağları’ndaki Bürgenstock tatil beldesinde iki gün süren konferansa 90’dan fazla ülke heyeti katıldı. Rusya konferansa davet edilmedi ancak pek çok katılımcı, “barışa giden bir yol haritasında Rusya’nın da yer alması umudunu” dile getirdi.
Savaşan ülkelerin birbirinden her zamankinden daha uzak göründükleri bir dönemde barışa doğru atılmış bir ilk adım olarak lanse edilen konferansa katılan davetlilerin çoğu Batılı ülkelerdi.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yanısıra İngiltere, Japonya, Polonya, Arjantin, Ekvator, Kenya ve Somali, etkinliğe cumhurbaşkanı ve başbakan düzeyinde katıldı.
Zirvenin sonuç bildirgesinde Ukrayna'nın Zaporijya nükleer santrali ve Azak Denizi limanları üzerindeki kontrolünün yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunuldu.
Ancak konferansın daha mütevazı hedefleri doğrultusunda, Kiev için savaş sonrası çözümün nasıl olabileceği, Ukrayna'nın NATO ittifakına katılıp katılamayacağı ya da her iki taraftan askerlerin nasıl geri çekileceği gibi daha zorlu konulara değinilmedi.
Türkiye imzacı ülkeler arasında
Nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve tutukluların değişimi konularına odaklanan nihai belgeyi imzalamayan ülkeler arasında, dışişleri bakanı ya da alt düzey elçiler tarafından temsil edilen Hindistan, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri yer aldı.
“Gözlemci ülke” konumundaki Brezilya belgeyi imzalamazken, zaman zaman Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya çalışan Türkiye imzacılara katıldı.
Yine de konferans Kiev'e, çok daha büyük bir düşmana karşı savaşmaya devam etmek için ihtiyaç duyduğunu söylediği Batılı müttefiklerinin desteğini sergileme şansı verdi.
Sonuç bildirgesinde Birleşmiş Milletler Antlaşması’na atıfla "toprak bütünlüğü ve egemenliğe saygı, Ukrayna'da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için temel teşkil edebilir ve edecektir” denildi.
Etkinliğe evsahipliği yapan İsviçre Cumhurbaşkanı Viola Amherd, kapanıştaki basın toplantısında, katılımcıların büyük çoğunluğunun nihai belgeyi kabul ettiğini ve bunun da diplomasinin neleri başarabileceğini gösterdiğini söyledi.
Ukrayna Cumhuraşkanı Volodimir Zelenski toplantıda "barışa doğru atılan ilk adımları" selamladı ve ortak bildirinin "BM Antlaşmasına saygı duyan herkesin katılımına açık" olduğunu söyledi.
BM üyesi ülkelerin sadece yarısının toplantıya katılması, savaş yorgunluğunun ve son aylarda ortaya çıkan diğer kaygıların bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Oysa 24 Şubat 2022’de Vladimir Putin’in Ukrayna işgalini başlatmasından hemen sonra Mart ayında Rusya'nın işgalinin kınanması, Moskova'nın güç kullanımının durdurulması ve Rus birliklerinin geri çekilmesi çağrısında bulunan bağlayıcı olmayan bir karar, BM Genel Kurulu’ndan 141 ülke tarafından kabul edilmişti.
Rusya’yı “küstürmeden” kınamak
İsviçre'deki zorluk, Rusya hakkında sert konuşmak ama aynı zamanda barış girişimine katılması için kapıyı açmaktı.
Zelenski son basın toplantısında “Birçok ülke Rusya Federasyonu temsilcilerinin katılımını istedi. Aynı zamanda ülkelerin çoğunluğu Rus liderlerle el sıkışmak istemiyor, dünyanın dört bir yanından farklı görüşler var” dedi.
Rusya ise haftalardır olduğu gibi bu toplantıyla da alay etti. Rusya'nın eski cumhurbaşkanı ve şu anda ülkenin Güvenlik Konseyi başkan yardımcısı olan Dimitri Medvedev, "barış forumuna” katılanların hiçbirinin orada ne yaptığını ve rolünün ne olduğunu bilmediğini söyledi.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, konferansın haklı olarak "Barışa Giden Yol" başlığını taşıdığını çünkü barışın tek bir adımda sağlanamayacağını söyledi.
Von der Leyen “Bu bir barış müzakeresi değildi çünkü Putin savaşı sona erdirme konusunda ciddi değil. Ukrayna’nın teslim olmasında ısrar ediyor. Hatta Rusya’nın işgal etmediği toprakların bile teslim edilmesinde ısrar ediyor. Ukrayna'nın silahsızlandırılmasında ısrar ederek Ukrayna'yı gelecekteki saldırılara karşı savunmasız bırakıyor. Hiçbir ülke bu çirkin şartları kabul etmez” dedi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, Putin’in talepleri ile ilgili, “Sorumluluk sahibi hiçbir ulus bunun barış için makul bir temel olduğunu söyleyemez. Bu BM Antlaşması’na aykırı, temel ahlaka aykırı, temel sağduyuya aykırı” dedi.
Sullivan, “Bizim açımızdan bu zirve, adil bir barışa giden yolda kritik bir kilometre taşı ve ABD, galip gelene ve barış hakim olana kadar bu yolda Ukrayna ile birlikte gururla yürüyecek” diye konuştu.
Analistler, Rusya'nın davet edilmemesi nedeniyle iki günlük konferansın savaşı sona erdirme yönünde çok az somut etkisi olacağından endişe ediyor.
Katar’ın ailesinden kopan çocuklar için arabuluculuğu
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman El Sani, dün yaptığı açıklamada, zengin Körfez ülkesinin Ukraynalı çocukların aileleriyle yeniden biraraya getirilmesi için Ukrayna ve Rusya heyetleriyle görüşmelere evsahipliği yaptığını ve şu ana kadar 34 çocuğun ailesine kavuştuğunu söyledi.
Ukrayna hükümeti 19 bin 546 çocuğun sınırdışı edildiğini ya da zorla yerlerinden edildiğini düşünürken Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova da daha önce en az 2 bin çocuğun Ukrayna yetimhanelerinden alındığını doğrulamıştı.
Karadağ Başbakanı Milojko Spajic bugünkü toplantıda, “Üç çocuk babası biri olarak, binlerce Ukraynalı çocuğun zorla Rusya'ya ya da Rusya'nın işgali altındaki Ukrayna topraklarına nakledilmesinden derin endişe duyuyorum. Ukraynalı çocukların Ukrayna'ya geri dönmesi için bu masada bulunan hepimizin daha fazlasını yapması gerekiyor" dedi.