TÜSİAD heyeti temaslarını tamamlayıp Washington'dan ayrılırken, Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, ABD yönetimi yetkililerince kendilerine '2000'li yılların yıldızı' olarak görülen Türkiye'de reformların neden yavaşladığı sorusunun sorulduğunu bildirdi
WASHINGTON —
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz başkanlığındaki heyet Washington’daki üç günlük ziyaretini tamamlayarak Amerika’dan ayrıldı.
TÜSİAD heyeti, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, ABD Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Temsilciliği ve Temsilciler Meclisi’nde görüşmeler gerçekleştirdi, Türkiye ve Amerika arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri değerlendirdi. Heyet ayrıca Washington’daki bazı düşünce kuruluşlarının toplantılarına katıldı.
TÜSİAD’ın düzenli olarak Washington’a ziyaretler gerçekleştirdiğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, görüşmelerinde dünyanın en büyük ekonomisinden dünyanın geri kalanı nasıl görünüyor, bunu anlayabilme fırsatı bulduklarını söyledi.
Temaslarını tamamladıktan sonra TÜSİAD’ın Washington bürosunda bir basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, son ziyaretlerinde Amerikan yönetiminden yetkililerin kendilerine, ekonomik açıdan ‘2000’li yılları yıldızı’ olarak görülen Türkiye’de reform iştahının ‘neden kesildiği’ sorusunun yöneltildiğini açıkladı. Türkiye’nin ekonomisinin 2000’li yıllarda ikiye katlandığını, büyük bir başarı kaydettiğini belirten Yılmaz, o dönem Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’de önemli reformların gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Muharrem Yılmaz, ‘Türkiye’de reform iştahının neden kesildiği’ sorusuna yönelik verdikleri yanıtı öncelikli olarak küresel ekonomik krize bağladıklarını kaydetti, “Ekonomik kriz dönemi, bütün gelişmekte olan ülkelerde, reformları biraz yavaşlattı” diye konuştu. Dünyadaki finansal kaynak bolluğunun reformların yapılmasını geciktirdiğini kaydeden Yılmaz, “Şimdi finansal kaynakların azaldığı bir dönemde reformları geciktirmek en büyük tehlike. Bu bakımdan herkesin reform gündemine geri dönmesi lazım. Dünyadaki rekabete ayak uydurmak istiyorsak, bu yüzyılın parlak yıldızı Türkiye’nin reformlarına hız vermesi lazım, rakiplerinden de hızlı olması lazım. Bunu biz de [Amerikalı yetkililerle] paylaşmış olduk” dedi.
Türkiye’deki reformlarda Avrupa Birliği üyelik sürecinin bir lokomotif görevi gördüğünün altını çizen Muharrem Yılmaz, müzakere sürecinde yaşanan üç yıllık boşluğun reformları da aksattığını kaydetti.
İkili ilişkilere ortak ‘optikten’ bakılıyor
TÜSİAD heyeti, kısa Washington ziyareti çerçevesinde Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Direktörü Tara Leweling ve Türkiye Politikaları Direktörü Christina Bobrow’un yanı sıra Amerika Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakan Yardımcısı Bill Burns, ayrıca bakanlığın ekonomi, çevre ve enerjiden sorumlu müsteşarı Catherine Novelli’yle bir araya geldi. Heyet ayrıca Temsilciler Meclisi’nde Türkiye Dostluk Grubu Eş Başkanı Virginia Foxx ve Steven Cohen’le görüştü.
Özellikle Beyaz Saray’daki görüşmeleri, ABD’nin Türkiye’ye bakışı açısından yararlı bulduğunu açıklayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, kendi aldığı izlenimin, ‘Türkiye’ye Batı ittifakının bir üyesi olarak önem verildiği’ yönünde olduğunu söyledi. Yılmaz, “Türkiye’nin Batı ittifakının bir üyesi olarak önemini onlar da ifade ediyorlar. Türkiye’nin yakından izlendiğini görme imkanı buldum. Türkiye’nin bu ittifakın kuralları içerisindeki gelişimini dikkatle izliyorlar” diye konuştu.
Muharrem Yılmaz, ABD yönetimi yetkililerinin görüşlerine atfen, “Türkiye’nin Batı ittifakının çok değerli bir üyesi olarak reformlarını hızlandırabilmesi, hem ekonomik hem de sosyal gelişimini kuvvetlendirebilmesi, örnek ülke Türkiye rolüne hazır olması ve o rolünün gelişebilmesi bakımından önem verildiğini gördüm” dedi.
TÜSİAD başkanı, son ziyaretindeki tespitinin Türk-Amerikan ilişkilerine tarafların ortak bir “optikten” (mercekten) bakması olduğunu ve bunun kendisini memnun ettiğini söyledi.
‘TTIP görüşmelerinde Türkiye hassasiyeti var’
Amerika’nın Avrupa Birliği’yle serbest ticaret yapmasının yolunu açacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin Türkiye’ye etkisini de değerlendiren TÜSİAD Başkanı Yılmaz, bu konuyla ilgili olarak da ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı ve TTIP Başmüzakerecisi Dan Mullaney ve ayrıca Temsilciler Meclisi TTIP Grubu Eş Başkanı Bill Keating’le bir araya geldi. 18 yıldır Gümrük Birliği üyesi olarak TTIP konusundaki hassasiyetlerinin yüksek olduğunun altını çizen Yılmaz, “Türkiye’nin TTIP görüşmelerinin dışında kalmasının kabul edilebilir bir şey olmadığını her seferinde kuvvetle anlatıyoruz” diye konuştu.
TTIP konusunda Amerika ve Türkiye arasında yüksek seviyeli bir işbirliği grubunun kurulduğunu bildiren TÜSİAD başkanı, Amerikalı başmüzakereci Dan Mullaney’den de Türkiye’nin her aşamada bilgilendirileceği konusunda güvence aldıklarını belirtti. Muharrem Yılmaz, “Amerika’daki yönetimin de Ticaret Temsilciliği’nin de bu konuda hassas olduklarını gördük. Türkiye’nin geride kalmasını katiyen istemiyorlar. Bu konudaki eksikliklerin giderilmesi ve Türkiye’nin de paralel bir şekilde hazır edilmesini arzuluyorlar” dedi. Yılmaz, sonuçta Amerika’nın Türkiye’yle bir serbest ticaret anlaşması mı imzalayacağı, yoksa TTIP içinde ayrı bir formül mü bulunacağı konusunun netleşmediğini sözlerine ekledi.
‘Türkiye enerji koridoru değil, merkezi olmalı’
TÜSİAD heyeti Washington ziyareti sırasında Brookings Enstitüsü, Dış İlişkiler Konseyi ve Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nde de toplantılara katıldı, Amerika eski Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke’yle de bir görüşme yaptı.
Brookings Enstitüsü’nde Türkiye’nin bir enerji “hub”ı (merkezi) olması için yapılması gerekenleri uzman görüşlerinden dinleme fırsatı bulduklarını söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, en son Ukrayna’da yaşandığı gibi bölgesel bir krizin, Avrupa’ya giden enerji tedarik yollarının çeşitlendirilmesi ihtiyacını bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı; İsrail, Güney Kıbrıs ve Irak gibi bölgelerde yeni potansiyel doğal gaz kaynaklarının Türkiye’ye yeni enerji piyasası olma fırsatı tanıdığını söyledi.
Enerji piyasasının, iş ve yatırım ortamının güvenli olduğu, kurumlarıyla ve kurallarıyla oturmuş ülkelerde canlanabileceğini vurgulayan Muharrem Yılmaz, “Teknik olarak enerji piyasası anlamında eksiklerimizi, piyasa ekonomisinin kurumları ve kuralları bakımından eksiklerimizi tamamlamamız lazım. Bunların üzerine Türkiye’nin bir enerji piyasası olma şansı çok yüksek” diye konuştu.
Washington temaslarında İran’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya’yla yürüttüğü görüşmelerin gidişatı konusunda da bilgi aldıklarını kaydeden TÜSİAD başkanı, İran’ın nükleer sorununun çözülmesi durumunda, bu ülkenin yanı sıra Azerbaycan ve Türkmenistan gazlarının da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılma imkanı bulunduğunu kaydetti.
Washington’daki Türk gazetecilerin Türkiye’deki iç politikayla ilgili sorularını da yanıtlayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşmasını, “Türkiye’de hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi, yargı bağımsızlığındaki eksikliklerin giderilmesi konusundaki tespitler olarak değerlendirdiğini” söyledi. İş ve yatırım ortamının birinci gereğinin “hukuk devleti” olduğunu belirten Yılmaz, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konularını her fırsatta kendisinin de dile getirdiğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta 24 Nisan öncesinde 1915 olaylarına atfen yayınladığı taziye mesajıyla ilgili olarak da Muharrem Yılmaz, Kongre üyeleriyle yaptıkları görüşmelerde de bu konunun öne çıktığını söyledi. Başbakanlık tarafından yapılan açıklamayı “önemli bir gelişme” diye niteleyen Yılmaz, soruna “insani temelde yaklaşım gösterildiğini”, bu insani temel üzerinden yeni insani ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. TÜSİAD başkanı, Ermeniler’le Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sıkıntıların kalkması için “insani temele inilmesi”, acıların azaltılabileceği “ortak rasyonel” bir bakış açısı geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
TÜSİAD heyeti, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, ABD Dışişleri Bakanlığı, Ticaret Temsilciliği ve Temsilciler Meclisi’nde görüşmeler gerçekleştirdi, Türkiye ve Amerika arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri değerlendirdi. Heyet ayrıca Washington’daki bazı düşünce kuruluşlarının toplantılarına katıldı.
TÜSİAD’ın düzenli olarak Washington’a ziyaretler gerçekleştirdiğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, görüşmelerinde dünyanın en büyük ekonomisinden dünyanın geri kalanı nasıl görünüyor, bunu anlayabilme fırsatı bulduklarını söyledi.
Temaslarını tamamladıktan sonra TÜSİAD’ın Washington bürosunda bir basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, son ziyaretlerinde Amerikan yönetiminden yetkililerin kendilerine, ekonomik açıdan ‘2000’li yılları yıldızı’ olarak görülen Türkiye’de reform iştahının ‘neden kesildiği’ sorusunun yöneltildiğini açıkladı. Türkiye’nin ekonomisinin 2000’li yıllarda ikiye katlandığını, büyük bir başarı kaydettiğini belirten Yılmaz, o dönem Avrupa Birliği üyelik sürecinde Türkiye’de önemli reformların gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Muharrem Yılmaz, ‘Türkiye’de reform iştahının neden kesildiği’ sorusuna yönelik verdikleri yanıtı öncelikli olarak küresel ekonomik krize bağladıklarını kaydetti, “Ekonomik kriz dönemi, bütün gelişmekte olan ülkelerde, reformları biraz yavaşlattı” diye konuştu. Dünyadaki finansal kaynak bolluğunun reformların yapılmasını geciktirdiğini kaydeden Yılmaz, “Şimdi finansal kaynakların azaldığı bir dönemde reformları geciktirmek en büyük tehlike. Bu bakımdan herkesin reform gündemine geri dönmesi lazım. Dünyadaki rekabete ayak uydurmak istiyorsak, bu yüzyılın parlak yıldızı Türkiye’nin reformlarına hız vermesi lazım, rakiplerinden de hızlı olması lazım. Bunu biz de [Amerikalı yetkililerle] paylaşmış olduk” dedi.
Türkiye’deki reformlarda Avrupa Birliği üyelik sürecinin bir lokomotif görevi gördüğünün altını çizen Muharrem Yılmaz, müzakere sürecinde yaşanan üç yıllık boşluğun reformları da aksattığını kaydetti.
İkili ilişkilere ortak ‘optikten’ bakılıyor
TÜSİAD heyeti, kısa Washington ziyareti çerçevesinde Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Direktörü Tara Leweling ve Türkiye Politikaları Direktörü Christina Bobrow’un yanı sıra Amerika Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakan Yardımcısı Bill Burns, ayrıca bakanlığın ekonomi, çevre ve enerjiden sorumlu müsteşarı Catherine Novelli’yle bir araya geldi. Heyet ayrıca Temsilciler Meclisi’nde Türkiye Dostluk Grubu Eş Başkanı Virginia Foxx ve Steven Cohen’le görüştü.
Özellikle Beyaz Saray’daki görüşmeleri, ABD’nin Türkiye’ye bakışı açısından yararlı bulduğunu açıklayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, kendi aldığı izlenimin, ‘Türkiye’ye Batı ittifakının bir üyesi olarak önem verildiği’ yönünde olduğunu söyledi. Yılmaz, “Türkiye’nin Batı ittifakının bir üyesi olarak önemini onlar da ifade ediyorlar. Türkiye’nin yakından izlendiğini görme imkanı buldum. Türkiye’nin bu ittifakın kuralları içerisindeki gelişimini dikkatle izliyorlar” diye konuştu.
Muharrem Yılmaz, ABD yönetimi yetkililerinin görüşlerine atfen, “Türkiye’nin Batı ittifakının çok değerli bir üyesi olarak reformlarını hızlandırabilmesi, hem ekonomik hem de sosyal gelişimini kuvvetlendirebilmesi, örnek ülke Türkiye rolüne hazır olması ve o rolünün gelişebilmesi bakımından önem verildiğini gördüm” dedi.
TÜSİAD başkanı, son ziyaretindeki tespitinin Türk-Amerikan ilişkilerine tarafların ortak bir “optikten” (mercekten) bakması olduğunu ve bunun kendisini memnun ettiğini söyledi.
‘TTIP görüşmelerinde Türkiye hassasiyeti var’
Amerika’nın Avrupa Birliği’yle serbest ticaret yapmasının yolunu açacak Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin Türkiye’ye etkisini de değerlendiren TÜSİAD Başkanı Yılmaz, bu konuyla ilgili olarak da ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı ve TTIP Başmüzakerecisi Dan Mullaney ve ayrıca Temsilciler Meclisi TTIP Grubu Eş Başkanı Bill Keating’le bir araya geldi. 18 yıldır Gümrük Birliği üyesi olarak TTIP konusundaki hassasiyetlerinin yüksek olduğunun altını çizen Yılmaz, “Türkiye’nin TTIP görüşmelerinin dışında kalmasının kabul edilebilir bir şey olmadığını her seferinde kuvvetle anlatıyoruz” diye konuştu.
TTIP konusunda Amerika ve Türkiye arasında yüksek seviyeli bir işbirliği grubunun kurulduğunu bildiren TÜSİAD başkanı, Amerikalı başmüzakereci Dan Mullaney’den de Türkiye’nin her aşamada bilgilendirileceği konusunda güvence aldıklarını belirtti. Muharrem Yılmaz, “Amerika’daki yönetimin de Ticaret Temsilciliği’nin de bu konuda hassas olduklarını gördük. Türkiye’nin geride kalmasını katiyen istemiyorlar. Bu konudaki eksikliklerin giderilmesi ve Türkiye’nin de paralel bir şekilde hazır edilmesini arzuluyorlar” dedi. Yılmaz, sonuçta Amerika’nın Türkiye’yle bir serbest ticaret anlaşması mı imzalayacağı, yoksa TTIP içinde ayrı bir formül mü bulunacağı konusunun netleşmediğini sözlerine ekledi.
‘Türkiye enerji koridoru değil, merkezi olmalı’
TÜSİAD heyeti Washington ziyareti sırasında Brookings Enstitüsü, Dış İlişkiler Konseyi ve Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nde de toplantılara katıldı, Amerika eski Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke’yle de bir görüşme yaptı.
Brookings Enstitüsü’nde Türkiye’nin bir enerji “hub”ı (merkezi) olması için yapılması gerekenleri uzman görüşlerinden dinleme fırsatı bulduklarını söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, en son Ukrayna’da yaşandığı gibi bölgesel bir krizin, Avrupa’ya giden enerji tedarik yollarının çeşitlendirilmesi ihtiyacını bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı; İsrail, Güney Kıbrıs ve Irak gibi bölgelerde yeni potansiyel doğal gaz kaynaklarının Türkiye’ye yeni enerji piyasası olma fırsatı tanıdığını söyledi.
Enerji piyasasının, iş ve yatırım ortamının güvenli olduğu, kurumlarıyla ve kurallarıyla oturmuş ülkelerde canlanabileceğini vurgulayan Muharrem Yılmaz, “Teknik olarak enerji piyasası anlamında eksiklerimizi, piyasa ekonomisinin kurumları ve kuralları bakımından eksiklerimizi tamamlamamız lazım. Bunların üzerine Türkiye’nin bir enerji piyasası olma şansı çok yüksek” diye konuştu.
Washington temaslarında İran’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya’yla yürüttüğü görüşmelerin gidişatı konusunda da bilgi aldıklarını kaydeden TÜSİAD başkanı, İran’ın nükleer sorununun çözülmesi durumunda, bu ülkenin yanı sıra Azerbaycan ve Türkmenistan gazlarının da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılma imkanı bulunduğunu kaydetti.
Washington’daki Türk gazetecilerin Türkiye’deki iç politikayla ilgili sorularını da yanıtlayan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşmasını, “Türkiye’de hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi, yargı bağımsızlığındaki eksikliklerin giderilmesi konusundaki tespitler olarak değerlendirdiğini” söyledi. İş ve yatırım ortamının birinci gereğinin “hukuk devleti” olduğunu belirten Yılmaz, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konularını her fırsatta kendisinin de dile getirdiğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta 24 Nisan öncesinde 1915 olaylarına atfen yayınladığı taziye mesajıyla ilgili olarak da Muharrem Yılmaz, Kongre üyeleriyle yaptıkları görüşmelerde de bu konunun öne çıktığını söyledi. Başbakanlık tarafından yapılan açıklamayı “önemli bir gelişme” diye niteleyen Yılmaz, soruna “insani temelde yaklaşım gösterildiğini”, bu insani temel üzerinden yeni insani ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. TÜSİAD başkanı, Ermeniler’le Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sıkıntıların kalkması için “insani temele inilmesi”, acıların azaltılabileceği “ortak rasyonel” bir bakış açısı geliştirilmesi gerektiğini belirtti.