Türkiye’de tarım ilaçlarının (pestisitlerin) kullanımı son dört yılda yüzde 51 oranında arttı. Buğday Ekolojik Yaşam Derneği’nin “Zehirsiz Sofralar” Projesi çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre, 2014 yılında 39 bin 723 ton olan pestisit kullanımı 2018 yılında 60 bin 20 tona yükseldi.
Üreticiler, kimyasal içeriğe sahip pestisitleri tarımsal hastalıklara, zararlı böceklere ve otlara karşı mücadelede kullanıyor. Tarım ilaçları, kimilerine göre “tarım zehri”. Bu kimyasal maddeler, tarım ürünlerinin üzerindeki kalıntılarla soframıza kadar ulaşabiliyor. Kimilerine göre ise ürün verimliliğini artırmak için en düşük maliyetli, kolay ve etkili bir yöntem.
Ancak Buğday Ekolojik Yaşam Derneği’nin yine bakanlığın verilerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre, pestisitler istenen ölçüde verim artışı sağlamıyor. 2014-2018 yılları arasında hektar başına ton olarak verim artışı buğdayda yüzde 14,17, meyve grubunda yüzde 13,85, sebzede yüzde 7,82, ayçiçeğinde yüzde 6,4, patateste yüzde 4,4 oldu. Mercimekte ise verim kaybı söz konusu.
Türkiye dünyadaki tüketimin gerisinde
Türkiye’deki pestisit kullanımı, yaşanan artışa rağmen hektar başına 2 kilogram tüketimle dünya ortalamasının halen altında. Tarım ihracatında ABD’den sonra başı çeken Avrupa Birliği ülkeleri pestisit tüketiminde Türkiye’yi geçiyor. Ziraat Mühendisleri Odası’nın verilerine göre ihracatta ilk sıradaki Hollanda hektar başına 18 kilogram tüketimle AB ülkeleri arasında önde gelirken, Belçika 11, Almanya ve Fransa 4,5, İtalya 7,6 kilogram tüketimleriyle dikkat çekiyor.
100 kurum ve inisiyatifin bir araya gelerek oluşturduğu “Zehirsiz Sofralar” projesi, pestisitlerin zararları konusunda farkındalık yaratmayı ve Türkiye’deki kullanımını azaltmayı amaçlıyor. Derneğin ve projenin iletişim koordinatörü Turgay Özçelik’e göre, “İlaçlar topraktaki yararlı yararsız tüm canlılığı, verimliliği giderek yok ediyor. Pestisit uygulanan zararlılar da bir süre sonra bağışıklık kazanıyor. Toprak verimsizleştikçe üretici istediği verimi alabilmek için her yıl daha fazla ve daha etkili pestisit kullanmak zorunda kalıyor.”
VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Özçelik, “Pestisitlerin güvenli ve kontrollü uygulanmasının hiçbir yolu yok. Bazı pestisitlerin en ufak şekilde bile vücudumuza girmesi, sağlık problemlerine yol açabilir. Pestisitler sadece insanları değil, biyoçeşitliliği de zehirliyor; toprağa, suya, havaya, arılara, tozlaştırıcı böceklere, kuşlara da zarar veriyor” dedi. Özçelik, bu ilaçların Türk Gıda Kodeksi’nde tarım ürünlerinde bulunmasına izin verilen kalıntı limitinin dahi zararlı olduğunu söyledi.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mine Pakkaner ise yanlış ve bilinçsiz pestisit kullanımına dikkat çekti ve “Küresel iklim değişiklikleri nedeniyle şimdiye kadar çiftçimizin de ziraat mühendislerinin de sahada hiç karşılaşmadığı sorunlar yaşandı. Çiftçi bunlarla nasıl mücadele edeceğini bilemedi. Acaba ne iyi gelebilir diye kontrolsüz ilaç kullandı. Sosyal medyadan bitkisinin fotoğrafını paylaşıp hangi ilaç iyi gelir diye soran bile var” diye konuştu.
Pakkaner, “Türkiye’de izinli ve ruhsatlı olan pestisitlerin hepsinin yüzde yüz güvenli olduğunu söyleyemeyiz. Dünyada kullanımdan kaldırılanların bir kısmı Türkiye’de bugün hala ruhsatlı ve izinli satılıyor. Bakanlık sorumluluk almalı ve bayii meslektaşlarımız da etik davranmalı. Bir ilaç yasaklandığı zaman bayilerin de elindekiler imha edilmeli. Bayilerin ellerinde kalan yasaklanmış ilaçları pek çok çiftçinin kolayca alabildiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.
13 pestisit maddesinin hemen yasaklanmasını istiyorlar
Ruhsatlı pestisitlerin sağlığa zararı tartışılırken ruhsatsız olarak satılan tarım ilaçları da tehlikeyi artırıyor. Ziraat Mühendisleri Odası’nın internet sitesinde, 2018 yılında firmaların yıllık pestisit satış rakamları ile tarımda kullanılan pestisit miktarlarının uyuşmadığı, kullanılan pestisit miktarının daha yüksek olduğu tespiti var. Ayrıca ruhsatı bulunmamasına rağmen, birçok kaçak ilaç bayiinin faaliyette olduğu uyarısı yapılıyor.
Zehirsiz Sofralar projesi, 2030 yılında tamamen pestisitsiz bir tarıma geçilmesini hedefliyor. Ancak kısa vadeli hedefleri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve pestisitlerde kullanılan 13 etken maddenin öncelikle ve ivedilikle yasaklanması. Bu amaçla 23 Kasım’da bir imza kampanyası başlatıldı.
Özçelik, “Bu pestisitler Türkiye’de kullanılıyor. Örneğin ‘glifosat’ bunlar arasında en popüler olanı. Hala izinli ve ruhsatlı. Bunlar hemen yasaklanmalı. Özellikle anne karnındaki ve gelişmekteki çocuklar üzerinde büyük etkileri var” dedi.
“Endüstriyel tarıma karşıyız”
Pestisit kullanımındaki artıştan endüstriyel tarımı sorumlu tutan Özçelik, “Endüstriyel tarım daha fazla verim odaklı bir sistem ama dünyadaki açlığı da ortadan kaldırmış değil. Alternatif yöntemlerle de dünya nüfusunu doyurabiliriz. Dünyayı doyurmak istiyoruz o yüzden pestisitlere mecburuz diye düşünemeyiz” diye konuştu.
Pakkaner ise pestisitin bir zorunluluk olmadığını söylese de pestisitsiz bir tarımın hiç de kolay olmadığını, “Şu anda 100 dönüm bir bahçede bile bütün mücadele yöntemlerini doğal ve biyolojik yapmak çok maliyetli. Hatta bugün tüm hastalık ve zararlılarla mücadele etme yöntemi de yok. Her ağaca tuzak asmak, sarı yapışkan tuzakları metrelerce dizmek gibi çiftçinin ciddi bir doğa bilinci de yok, bu yüzden traktörüne binip her tarafı ilaçlamayı tercih ediyor. Bunu da kutusunu 50-60 liraya aldığı ilaçla yapıyor. Bu bile çiftçi için şu anda büyük bir yük. Kimyasal ilaçlar kadar pratik, ucuz, ulaşılabilir ve gerçekçi doğa dostu yöntemler geliştirilmesi lazım” sözleriyle vurguladı.
Pestisitsiz tarımın zararlılarla mücadele konusunda geliştirilmeye muhtaç olduğunu doğrulayan Özçelik, “Herkesin her ürünü yetiştirmesine gerek yok. Bugün bildiğimiz yöntemler içinde zararlılarla hiç karşılaşmamak da mümkün. Mesela domates zararlısının 500 rakımdaki bölgelerde yaşamadığı biliniyor, benim domates üretimi yaptığım yer 500 rakımın altındaysa bununla karşılaşacağımı bilmeliyim” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye’deki 21 üründe “Entegre Mücadele Teknik Talimatı” uyguluyor. Buna göre, bu ürünlerde pestisitlere ve diğer kimyasal mücadele yöntemlerine son çare olarak başvuruluyor. Özçelik bunu hatırlatarak, “Şu andaki sistemde alternatif yöntemlerle ürün yetiştirmek elbette ki maliyetli. Ama ülkece tarım politikası olarak teşvik edildiği zaman pestisitsiz tarım zor değil” diye konuştu.