Yurtdışında yaşayan Türkler'e Türkiye’de yapılan seçimlere pasif ve aktif olarak katılma, yani hem oy kullanma hem de seçilme hakkı yıllardır gündemde. Türkiye dışında yaşayanlar ilk kez 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bulundukları ülkelerdeki Türk diplomatik temsilciliklerinde sandık başına giderek oy kullandı. O zamandan bu yana yapılan diğer seçimlere de katılabildi. Ancak aktif katılma sadece kağıt üzerinde kaldı. Geçmişte AK Parti ve CHP, yurtdışında yaşayan Türkler için bir ‘kontenjan’ belirlenmesini gündeme getirdi. AK Parti 2015 yılında, yurtdışındaki Türklerin TBMM’de 15 milletvekiliyle temsil edilmesini önerdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de 2017’de yurtdışındaki Türkler kontenjanını ’30 milletvekili’ olarak önerdi. Ancak her iki planın da sonu gelmedi.
24 Haziran 2018 TBMM Milletvekili seçimlerinde yurt dışından aday olanlar da Türkiye’deki listelerden yarışmak zorunda kaldı. Buna rağmen partilerin verilerine göre yaklaşık 120 kişi yurtdışından milletvekili olabilmek için yarıştı.
Sonuçlara göre, MHP'nin Avrupa'daki kolu olan Türk Konfederasyonu Genel Başkanı Cemal Çetin Ankara'da seçmenlerini temsil etmeye hak kazandı. Önceki dönemde de AK Parti İstanbul milletvekili olan Mustafa Yeneroğlu yeniden meclise girdi. AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD eski genel başkanı Zafer Sırakaya da milletvekili oldu.
Your browser doesn’t support HTML5
Yurtdışı kökenli milletvekilleri Türkiye’den seçildikleri kentlerin milletvekilleri olarak tanımlanıyor. Buna rağmen kamuoyunun beklentisi, mecliste çalışmaları kapsamında yurtdışı Türklerinin sorunlarını ve beklentilerini dile getirmeleri. Yurtdışında, özellikle de Almanya’da yaşayan vatandaşların günlük hayatlarını belirleyen işsizlik, eğitim sorunları veya pasaport fiyatları gibi konuları gündeme taşıyacaklarını belirten Zafer Sırakaya, siyasi hedeflerinden en önemlisiniyse Avrupa’da Türk kökenlileri huzursuz eden Türk ve İslam düşmanlığıyla mücadele olarak tanımlıyor:
"Bugün Batı’da İslamofobi’nin, yabancılaştırmanın, ötekileştirmenin merkeze oturmuş olduğunu görüyoruz. Dolayısla bu şekilde yaşayan bir Avrupa’nın sadece yabancı topluma karşı değil, Avrupa’nın kendisi için de bir tehdit oluşturduğu ortada. Bu açıdan bizlerin temel çalışmalarından biri bu gelişmelere karşı mücadelemizi artırak sürdürmek olacak. Bu konuda Türk toplumunun hukuk anlamda mücadele azminin artırmak istiyoruz."
Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkiler son iki yılda sorunlu bir dönemden geçti. Diplomatik krizler ve karşılıklı sert açıklamalar gerginliğe neden oldu. Zafer Sırakaya, Almanya’dan aday olan ve seçilen milletvekilleri olarak gerginliği en kısa sürede giderme gayesinde olacaklarını ve köprü görevi üstleneceklerini belirtiyor:
"Almanya ve Türkiye arasındaki yakınlaşmanın her iki ülkenin de yararına olacağını düşünüyorum. Bizler bir tarafı ile Türkiye’ye diğer tarafı ile Almanya’ya ait olan insanlar olarak, iki taraf arasında köprüler kurmaya köprüler inşaat etmeye devam edeceğiz. Son dönemde ilişkilerin istenen düzeye gelmesinde zaman zaman sorunlar oldu. Bunların aşılarak, daha sağlıklı bir zeminde ve karşılıkı saygı çerçevesinde ilişkilerin normalleşeceğine inandığımı ifade etmek istiyorum."