Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu güçleriyle birlikte IŞİD’in elinde bulundurduğu Suriye’nin El Bab kentine yönelik üç ayı aşkın süredir devam eden operasyonunun bugün tamamlandığı açıklandı. 23 Şubat itibariyle IŞİD’in kentteki hakimiyetinin TSK destekli muhalif güçlere geçtiğini Milli Savunma Bakanı Fikri Işık kamuoyuna duyurdu.
İzmir’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı, “El Bab'ın tamamına yakını artık kontrol altına alındı, ilçe merkezine de girildi. Şu anda büyük oranda arama tarama faaliyetleri yürütülüyor. Arama tarama faaliyetleri bittiğinde 'El Bab tamamen DEAŞ unsurlarından temizlenmiştir' diyeceğiz. Artık fazla bir zamana ihtiyaç kalmadı,” dedi.
Fikri Işık: “Rakka operasyonunun PYD ile değil ÖSO ve yerli Arap unsurlarla yapılmasını istiyoruz”
Fikri Işık, Türkiye’nin Rakka’ya operasyon konusundaki pozisyonunun da değişmediğini teyit etti: “Türkiye'nin tutumu baştan beri açık ve net. Bunu başta ABD olmak üzere tüm koalisyon güçleriyle paylaşıyoruz. İstediğimiz, Rakka Operasyonu'nun PYD/YPG terör unsurlarıyla değil Özgür Suriye Ordusu ve Rakka'nın kendi meskun insanlarından oluşan güçle yapılması. Rakka'nın yüzde 90'ından fazlası Arap nüfusu. Kurtaracak gücün de Araplar'dan ve bölge halkından oluşması gerekiyor. Türkiye olarak böyle bir operasyon durumunda koalisyon güçleriyle birlikte gereken desteği vereceğimizi ifade ediyoruz.”
Your browser doesn’t support HTML5
Hasan Basri Yalçın: “Türkiye, El Bab’ı alarak Suriye oyununda 3-4 büyük aktörden biri olduğunu ispatladı”
Bu harekatın kesin bir başarı olduğunu belirten SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın’a göre, Türk Silahlı Kuvvetleri El Bab’ı IŞİD’den alarak en başta koyduğu hedefleri yerine getirmiş oldu.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Dr. Yalçın, “Fırat Kalkanı Harekatı Türkiye’nin hem içerideki FETÖ’cü subaylar hem de Rusya’yla yaşanan kriz nedeniyle ertelenen bir eylemdi. Ancak 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Türkiye güney sınırlarını kontrol etmek için uzun süredir planladığı operasyonu gerçekleştirdi. Fırat Kalkanı, DEAŞ’ı Türkiye’nin sınırından atıp, PYD’nin iki farklı kantonunu birleştirmemek için savunmacı bir kalkan. Tam da istenildiği şekilde oraya varıldı. Ben savaşlarda satrancın değil tavlanın iyi bir metafor olduğunu düşünüyorum. Tavlada kapı almak önemlidir. Türkiye, Suriye oyununda kapıyı almış gibi gözüküyor. Türkiye, Suriye’deki bütün arayışların parçası olduğunu ispatlamış Suriye oyununda 3-4 aktörden biri olmuş olduğunu El Bab’ı alarak gösterdi,” dedi.
Metin Gürcan: “Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılması hem iktisadi hem siyasi olarak çok yorucu olur”
Güvenlik uzmanı Metin Gürcan ise Rakka’ya yığınak yapan IŞİD için El Bab’ın stratejik önemini yitirdiği görüşünde.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Gürcan, asıl konunun Rakka’nın IŞİD’den arındırılması olduğunu belirtti: “IŞİD’in dikkatini Rakka’ya çevirmesiyle El Bab aslında önemini yitirdi. Üstelik IŞİD’in bu kentten çekildiği söylentileri var. Bu nedenle Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki Rakka diploması artık önemli. Büyük resme bakarsanız Suriye’nin kuzeyiyle ilgili Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasında uzlaşı yok. ABD, Fırat’ın doğusunu kendi nüfuz alanı, batısını ise Rusya’nın nüfuz alanı olarak görüyor. Ülkenin kuzeyine ilişkin ise kafa karışıklığı var.”
Gürcan’a göre bu kafa karışıklığının giderilmesinde başat rolü Rakka operasyonu oynayacak: “ABD, Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılmasını isterken Rusya, Türkiye’nin El Bab’tan daha güneye inmesine karşı. Türkiye bu iki ülke arasında sıkışabilir. Bana kalırsa Türkiye, El Bab’ı bir an önce temizleyip belki ÖSO’ya destek unsurları bırakarak toplumsal vicdanı da rahatlatacak bir şekilde geri çekilmeli. Rakka operasyonu aynen Musul gibi kolay olmayacak. IŞİD, Rakka’da bulanan 8-10 bin militanıyla savunmada çok etkin bir savaş makinesi. Türkiye’nin Rakka operasyonuna büyük profilli katılımı hem ekonomik hem de siyasi ve sosyolojik anlamda çok yorucu olur. Zira ben Rakka operasyonunun bir veya bir buçuk yıl süreceğini düşünüyorum.”
Yalçın: “Türkiye PYD’yi ortadan kaldırmak için birçok şeyi feda edebilir”
SETAV Strateji Direktörü ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Hasan Basri Yalçın ise Türkiye’nin önceliği olarak Rakka’yı değil yaz aylarından beri PYD’nin ağırlıkta olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin elinde olan Münbiç’i görüyor.
Dr. Yalçın, “Türkiye El Bab operasyonu ile DEAŞ’a karşı saldırı, PYD’ye karşı savunmasını tamamladı. Şimdi DEAŞ’a karşı savunma, PYD’ye karşı saldırı pozisyonuna geçecek. Münbiç, ilk test alanı olacak. ABD’nin Fırat’ın doğusu için nasıl bir tavır sergileyeceğini göreceğiz. Türkiye’nin birinci hedefi Münbiç, ikinci ve üçüncü hedefleri ise Afrin ve Fırat’ın doğusu. PYD’yi ortadan kaldırmak Türkiye’nin on yıllarını yüzyıllarını, geleceğini belirleyecek özelliğe sahip. Bu nedenle bir çok şeyini feda edebilir. PYD’yi temizlemek için ABD ile örtük ya da açık bir anlaşmaya ihtiyaç var. Rakka bu anlamda bir enstrüman. Türkiye’nin Amerikan çıkarları çerçevesinde savaşması söz konusu değil, Türkiye kendi çıkarları doğrultusunda bir operasyon istiyor,” dedi.
Washington’ın Suriye politikasında 2017 yılında değişim bekleyen Hasan Basri Yalçın, Obama döneminde terör örgütlerinin savaşını seyretmekle yetinen ABD’nin Trump’ın başkanlığıyla birlikte Suriye’ye doğrudan girmeyi konuştuğuna dikkat çekti.
Your browser doesn’t support HTML5