Türkiye’deki Suriyeli Gazeteciler Özgürlük İstiyor

Gazeteci Mazen Abu Tammam

24 Temmuz Gazetecilik ve Basın Bayramı, Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl olarak kutlanıyor.

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası vatanını bırakıp başka ülkelere sığınmak zorunda kalan Suriyeliler’in önemli bir bölümü elbette meslek sahibiydi. Suriyeli basın mensupları da sığınmacılar arasındaydı. Zor şartlarda görev yapan basın mensupları, gittikleri ülkelere mesleklerini taşıdı.

Your browser doesn’t support HTML5

Türkiye'deki Suriyeli Gazeteciler Özgürlük İstiyor

Türkiye'ye gelerek sığındıkları Gaziantep'te mesleklerini sürdüren Suriyeli Gazeteciler 24 Temmuz Basın Bayramı’nda VOA Türkçe ‘ye konuştu.

‘’Türkiye’de güvendeyiz ama seyahat özgürlüğümüz ve basın kartımız yok“

Şam Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Mezunu Dana Saabani, Suriye’ye göre Türkiye’de daha güvende çalıştıklarını, ancak seyahat özgürlükleri ve basın kartları olmadığı için çok sıkıntı çektiklerini ifade ediyor. “Mevcut kısıtlama nedeniyle Suriye içinde veya özellikle Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelerde gazetecilik yapamadım. Gazeteci olarak çalışıyordum, ama asıl işim ekonomi ve çocuk haberleriydi. Suriye’yi terk edip Türkiye'ye gelene kadar gazeteciliği istediğim şekilde yapamadım. Burada Suriyeliler konusunda çalışmalar yapan Suriyeli bir gazetecinin tesisi var. Tabi mutlak özgürlük var, tutuklama ve öldürme tehdidi yok, aileye karşı mülk sabotajı veya saldırganlık yok, ancak bu durum Suriyeli gazeteciler için bazı problemlerin olmasını engellemiyor. Haberleri ayrıntılarıyla istediğimiz şekilde düzenleme gücüne sahibiz’’ diyen Saabani, öte yandan Türkiye'de çalışan Suriyeli gazetecileri çevreleyen sorunlar olduğuna dikkat çekiyor.

Gazeteci Dana Saabani

Dana Saabani bu sorunları, ‘’Örneğin, çalışma izinleri kolay alınmıyor. Suriyeli basın kuruluşlarının varlığına rağmen basın kartı tanınmıyor. Gazetecilik çalışmalarını seyahat kısıtlaması engelliyor. Örneğin, Ankara ya da İstanbul'da konferanslar düzenleniyor, ancak bunlara katılamıyoruz. Kısıtlamalar yüzünden sokakta çekim yapmak da mümkün değil. Rejim karşıtı kurumlar olarak Suriye içinde tanınmıyoruz. Sadece Türkiye’de mevcut bir kurumuz. Gazeteci olarak tanınmadığımız için kısıtlama uygulanıyor. Suriyeliler ve özellikle gazeteciler için bazı imkânların oluşturulmasını isterim. Haberleri özgür bir şekilde verebiliyoruz. Ancak kurumlarda çalışma, tanınma, seyahat ve tanınmayan basın kartları gibi uygulanan kısıtlamalar sebebiyle sorun yaşıyoruz’’ sözleriyle anlatıyor.

“Suriyeli gazeteci olarak Türkiye'de birçok sorun yaşadım’’

Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu ancak savaş sonrası gazetecilik yapmaya başladığını belirten Mazen Abu Tammam, Suriyeli bir gazeteci olarak Türkiye’de çalışırken yaşadığı sorunları VOA Türkçe’ye anlattı.

“Halep’te Bugün kanalında çalışıyorum ve şu anda Gaziantep'te yaşıyorum, 2014 ortalarında Türkiye'ye geldim, kanallar için foto muhabirliği alanında Suriye'de çalışıyordum, Suriye devrimi sırasında öğrendim, gazetecilik okumadım, hukuk okudum. Devrim başladığında bazı medya becerilerini öğrendim, bazı kanallarla çalıştım’’ diyen Mazen Abu Tammam Türkiye'ye geldiğinde ilk başta medya alanında iş bulabilmek için şanslı olmadığını söyledi.

Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarında çalıştığını anlatan Abu Tammam, bu süreçte yaşadığı zorlukları, ‘'Bu süre içinde gazetecilik alanında iş aradım, sitelerde yazmaya, fotoğraf çekmeye devam ettim. Türkiye’de bir Suriyeli gazeteci olarak birçok sorun yaşadım. Çalışma izni, güvenlik sorunları oldu. Gazetecilerin sık sık seyahat etmesi gerekir ve bu da seyahat izni gerektiriyordu. Geçinecek kadar iyi maaş alamadım. Halep’te Bugün kanalına başlamadan önce serbest çalışıyordum. Türkiye’de Suriyeli gazetecileri temsil eden bir basın kuruluşu yok. Bu da bizim için bir engel ve ben de bu sorunlara maruz kalan çok sayıda Suriyeli gazeteciden biriyim’’ sözleriyle özetledi.

“Suriye’de IŞİD ve Nusra tehdidi altındaydık’’

Daha önce Suriye’de çalışırken birçok silahlı örgütün tehdidi altında çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Mazen Tammam, Türkiye’de ise basın kartı ve çekim izinleriyle ilgili sorunlar yaşadıklarını ifade etti.

Tammam, güvende olmalarına rağmen yaşadıkları sorunları ise, “Suriye ve Türkiye arasında görev yapan Suriyeli gazeteciler büyük risk altında çalışıyor. IŞİD, el Nusra, Esat rejimi ve diğer milislerin tehdidi altında çalıştık. Esat rejimi tarafından daha önce gazetecilik faaliyetlerimden dolayı tutuklandım. Rejim güçleri gazetecilerin haklarını daha çok ihlal etti ve birçoğunu öldürdüklerini gördük. Orada gazetecilerin güvenliği yok. Rejim ve Rus bombardımanı tehdidi altında çalışıyorlar, doğrudan hedef alınıyorlar. Türkiye’de daha güvenli ve iyi bir ortam olduğu için Suriye’dekinden daha profesyonel deneyimler kazandık. Daha iyi planlar yaptık. Risklerden uzak çalıştık. Bizler Türkiye’deki Suriyelilerin haberlerini yapmakla ilgileniyoruz ama zorluklar ve engellerle karşılaşıyoruz. Türkiye’deki Suriyeli gazetecilerin koşulu nispeten daha iyi. Asıl sorun basın kartı. Barış Pınarı Harekatı başladığında Tel Abyad bölgesine gittim ve izni alabildim. Ama bu izni bir medya kuruluşu çalışanı olduğum için aldım. Diğer gazeteciler alamadı. Bence tek sorun basın kartı almak'' sözleriyle anlattı.