Türkiye, bitmek bilmeyen çatışmalar nedeniyle neredeyse yarım yüzyıldır politik, ekonomik, sosyal çalkantılar yaşayan Afganistan halklarının dünyada en fazla ilgi gösterdiği ülkeler arasında yer alıyor.
Aslında dünyanın en büyük göçmen kaynak ülkesi olarak görülen Afganistan’ın en büyük etnik grubu olan Peştunlar için Türkiye bir transit ülke. Ancak nüfusun yüzde 25’ini oluşturan Tacik ve yüzde 10’unu oluşturan Özbekler Avrupa’ya geçmektense Türkiye’de çalışmayı tercih ediyor.
Resmi veriler Türkiye’de 200 bin civarında Afgan göçmen olduğunu gösterse de Türkiye’deki Afgan dernekleri bu sayının 800 binlere yaklaştığı görüşünde.
Afganlar'ın en yoğunlaştığı kent ise hiç kuşkusuz Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi şehri İstanbul. İstanbul’un Zeytinburnu, Beylikdüzü, Esenyurt ve Beykoz gibi ilçeleri ciddi Afgan nüfusunu barındırıyor.
Afgan göçmenler iki defa ertelenen İstanbul’daki ‘‘Afganistan Görüşmeleri’’ni merakla bekliyor.
‘‘Şu an Afganistan barışta olsa bir saniye durmak istemem’’
Beş yıldır Beylikdüzü’nde aşçılık yapan Seyit Ahmet, oturma iznine sahip Afgan göçmenlerden biri.
Nişanlısıyla evlenebilmek için para biriktirdiğini söyleyen 23 yaşındaki Tacik kökenli Afganistan göçmeni, Ramazan bayramı sonrası İstanbul’da yapılması beklenen Afganistan görüşmelerinden fazla bir beklentisi olmasa da bir gün ülkesine barışın geleceğine inanıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Ahmet, ‘‘Bizim memleket rahat bırakılırsa memlekette çok hevesim ve hayallerim var. Toprağımıza hizmet yapmak istiyorum ama bu savaşlardan ötürü buradayım. Ben de burada olmak istemiyorum keşke barışsalar, ülkem rahatlasa ben de gidip kendi toprağıma hizmet yapabilsem. Ancak ben şahsen görüşmelere çok güvenemiyorum. Çünkü bu türlü görüşmelerde daha önce de çok oturdular, çok anlaştılar, çok yaptılar böyle işleri. Ama bir sonuç vermedi. Sonuçta baktık yine savaş, yine kardeş kardeşi öldürüyor. Bu kez barış fırsatı önümüze çıkar. İnşallah bir gün olur. Barışırlar. Şu an Afganistan barışta olsa bir saniye durmak istemem burada. Gideceğim kendi memleketimde çalışacağım’’ dedi.
‘‘İstanbul’daki barış sürecinden umutluyuz, şeffaf seçimler yapılmalı, eşit temsil olmalı’’
Faryap kentinde doğan İdris Attar ise 10 senedir Türkiye’de gurbette. Hem lisans hem yüksek lisansını Türkiye’de yapmış.
2019 yılında ülkesine döndüğünde yol boyunca patlayan bombalar nedeniyle Mezar-ı Şerif’ten Faryap’a gitmeyi başaramadığını ve İstanbul’a dönmek zorunda kaldığını söylüyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İdris Attar, Seyit Ahmet’e kıyasla barış görüşmeleri hakkında daha fazla umut taşıyor.
Attar, ‘‘Taleban, ‘Amerikan askerleri ülkeden çıksın’ diyor. Haberlerde duyduğumuza göre Amerikalılar da çıkıyorlar sanırım. Türkiye, Afganistan’ın kardeş ülkesi. İstanbul’daki görüşmelerden umutluyum. Bu görüşmede tabii ki Türkiye de Afganistan’ın çıkarlarını sağlamak isteyecektir diye umut ediyorum. İnşallah güzel bir sonuç çıkar. Biraz rahatlarız diye düşünüyorum. Benim düşünceme göre öncelikle şeffaf bir seçim olması lazım. Çünkü son iki seçime millet hiçbir zaman inanmadı çünkü oyunlar oynandı diye. Şeffaf bir seçim olduktan sonra oradaki seçilen cumhurbaşkanı hakları herkese eşit bir şekilde dağıtırsa hükümetten pay verirse bundan sonra da öyle güzel devam eder diye düşünüyorum. Afganistan yüzde 99 olarak Müslüman bir ülke. Din olarak bir sorunları yok herkes aynı inanca sahip. Ancak Taleban örgütü, bütün kuralları din üzerine olan bir sistem istiyor. Diğer taraftan şu anda mevcut hükümet de biraz esnek. Burada bir mutabakat da alınabilirse barış gelebilir diye umut ediyoruz’’ dedi.
‘‘Türkiye, devlete de Taliban’a da savaşmamayı öğretsin’’
Zeytinburnu’nda garsonluk yapan Zebiyullah Resuli ise çatışan taraflardan Afgan halkının çıkarlarını düşünmesini isterken Türkiye’den de görüşmelerde aktif bir rol oynamasını bekliyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Resuli, ‘‘Benim başkanlardan istediğim şu ki Afganistan’daki herkesi, çocuğunu büyüğünü hepsini düşünsünler. Savaşı bıraksınlar. Taleban'dan da isteğim şu; bir tek kendilerini düşünmesinler. Afganistan milliyetinin tümünü düşünsünler. Tek kendilerini düşünüp bir daha savaş yapmasınlar. Bizim başkanlarımız, Taleban, hepsi her sıkıntı üzerine düşünüp halledip Afganistan’a bir daha sıkıntı çıkarmasınlar. Bir daha Afganistan’da savaş açmasınlar, her şeyi burada kendi içlerinde halletsinler. Afganistan halkı çok ezildi. Bıraksınlar Afganistan’ı rahat yaşasınlar. Türkiye’den isteğim şu; savaş yapmamayı Afganistan başkanlarına da Taleban’a da öğretsin. Afganistan halkına destek olsun ve savaşın yok edilmesine yardımcı olsun. Dünyayı savaş lazım değil yaşamak lazım’’ diye konuştu.
‘‘Türkiye iki tarafla konuşarak barışa ikna etmeli’’
Türkiye’deki Afgan dernekleri son dönemde güçlerini birleştirmeye çalışıyor. Bunun için Afganistan Dernekler Birliği oluşturuldu.
Birliğin genel başkan yardımlarından Abdülbaki Durman barış görüşmelerinde tüm tarafların yalnızca kendi çıkarları peşinde olmamasını diliyor.
Durman, ‘‘Özgür yaşamak, istikrarlı yaşamak, sulh ile yaşamak her insanın hakkı. Ülkemiz 50 senedir savaş içinde. İç savaş yaşadı işgal altında kaldı. Ama bizim insanlarımız da kendi ülkesinde barış altında, emniyet ve istikrarlı bir şekilde yaşamalı. Şimdilik bizim beklentimiz burada Türkiye’de muhacir olarak yaşayanlar ile tüm dünyada muhacir olanların ülkesine dönmeleri. Herkes muhacirlikten, mültecilikten kurtulmak istiyor. Afganistan devleti gibi Talebanlar da bizim kardeşlerimiz. Onlardan yabancı ülkelerin laflarının peşinden gitmemelerini istiyoruz. İnsanlarımız her yerde ölüyor. Sınır geçerken ölüyorlar. Türk devletine dünyada her yerinden Müslümanlar güveniyorlar. Hatta gayrimüslimlere bile güveniyorlar. Türkiye’nin iki tarafla konuşması lazım. İki tarafı da barışa ikna etmesi lazım. Bu kadar insanlarımız öldü bu kadar insanlarımız katledildi. Artık yeter. Amerika ve Rusya başka güçler sadece onlardan istiyoruz ki Afganistan ülkesinden çıksınlar sadece bunu istiyoruz’’ dedi.