Türkiye’de 'Şehir Hastanesi' Tartışması Sürüyor

Your browser doesn’t support HTML5

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sağlık sisteminde zirve” olarak tanımladığı şehir hastanesi projesi, devleti kiracı haline getirmesi ve hastalar için enfeksiyon riski, ulaşım gibi sorunlar yaratması gerekçeleriyle eleştiriliyor.

Erdoğan, Ankara’da farklı semtlerdeki tarihi devlet hastanelerini tek çatı altında toplamayı amaçlayan Bilkent Şehir Hastanesi14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan’ın İstanbul Havalimanı, İstanbul Kanalı gibi son yıllarda dillendirdiği ve hayata geçirmeyi amaçladığı “dev proje” fikirlerinden birisi olan şehir hastanesi örneklerinden birisi böylece Ankara’da kapılarını açtı. Şehir hastanesi projesi ise, Türk Tabipleri Birliği gibi sağlık alanındaki uzman kuruluşlar tarafından devleti sağlık alanında borçlandırması yanı ile sunulacak hizmet kalitesine ilişkin soru işaretleriyle gündemde.

Şehir hastanesi projesi, mevcut “devlet hastanesi” kavramının aksine inşaat, finansman ve işletilmesi aşamaları bakımından tek başına kamuya ait olması yerine “Kamu-Özel Ortaklığı” modeline dayanıyor. Devlet hastanesi yemekhane, kafeterya gibi bazı istisnai hizmetleri özel sektör eliyle yürütse dahi tümüyle devletin sahibi olduğu sağlık kuruluşu olarak ifade ediliyor. Ancak şehir hastanesi ise, inşaat edilmesi karşılığında kampüs mantığıyla birbirine bağlı binalardan oluşan devasa sağlık kuruluşunda devletin 25 yıl boyunca kiracı olması anlamına geliyor. Sağlık hizmeti sunumunu kamu personeliyle üstlenecek devlet, şehir hastanesi inşaat edilmesine karşılık bahçe bakımı, hastane donanımı, görüntüleme, laboratuvar, morg, ameliyathane, kafeleri, yemekhane işletmelerini ise tümüyle özel sektöre bırakıyor.

Son olarak da Ankara’da Bilkent Şehir Hastanesi’nin açılması nedeniyle “şehir hastanesi” tartışılıyor.

“Şehir hastanesi işletme modeliyle hep modern kalacak”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilkent’teki açılış töreninde, “şehir hastanesi” projesini hem hayali hem de sağlık hizmetini özel sektör desteğiyle hep modern tutabilme modeli olarak sunmuştu. Erdoğan, özetle, “Şehir hastaneleri şahsımın sağlık zirvesi olarak gördüğü bir hayaliydi. Hedef, vatandaşımızın başka bir yere gitmeden teşhis ve tedavisinin burada yapılmasıydı. Bu benim hayalimdi. Şehir hastaneleri sadece kamunun imkanları ile yapılamazdı. Özel sektörü devreye aldık. Ülkemizdeki her bir vatandaşımızın, yaşadığı yere, gelirine, statüsüne bakılmaksızın en iyi sağlık hizmetlerini alabileceği bir yapı kurduk. Hastanelerimizi, binalarından içindeki teçhizata kadar her şeyiyle modernleştirdik” ifadelerini kullanmıştı.

Your browser doesn’t support HTML5

Ankara'da Bilkent Şehir Hastanesi'nin Açılış Töreni

TTB’ye hem hastalar hem de hekimler için “sakıncalı” diyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman şehir hastanesi projesine ilişkin eleştirilerni VOA Türkçe’ye anlattı.

TTB olarak kesinlikle Türkiye’ye yeni bir sağlık kuruluşu kazandırılmasına karşı olmayacaklarını vurgulayan Adıyaman, “Bu eşyanın tabiatına aykırı biz hekimleriz ve hasta sağlığı için yeni hastanelere karşı olamayız. Problem şurada pahalı, gösterişli gereksiz gösterişten başka hiçbir kamu yararı olmayan bir yapılanma bu, bunu nereden biliyoruz? Biz prensip olarak kamu özel işbirliği finansman sisteminin sağlıkta uygulanmasına karşıyız. Bu şehir hastaneleriyle çocuklarımızın geleceği maddi olarak ipotek altında yani daha borçlu bir Türkiye’de doğacak çocuklarımız, çok ileri derecede borçlandırıyor. Arsayı devlet veriyor, şirketler yurtdışından aldıkları kredilerle bunları yapıyorlar ama Türkiye devlet olarak bu yurtdışı kredileri için hazine garantisi veriyor” diye konuştu.

Artık dünyada 200 – 600 yatak kapasiteli hastaneler yapıldığını belirten Adıyaman, şehir hastanesi projesinde en büyük sakıncayı devasa yatak kapasitesi olarak işaret ederek, az sayıda yataklı hastanelerde enfeksiyon kontrolü, hastalara konsültasyon yapılabilmesi ve branş hekimlerince acil servis hizmeti verilebilmesinde başarı sağlandığını söyledi. Türkiye’nin ise sanki dünyayı yeniden keşfedercesine dev hastane inşa ettiğini kaydeden

Adıyaman, özel sektöre kira ödemesi karşılığında belirli sayıda hasta tedavi edilmesi sözü verildiğini anımsatarak, hekimlere hasta muayenesi için 20 dakika yerine 5 dakika sürede bitirme baskısı uygulandığını ifade etti.

Adıyaman, “Siz bu devasa hastaneye normal hastanedeki sayı kadar enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve hemşire koyarsanız orada enfeksiyon çıkar. O hastanede enfeksiyonu kontrol edemezsiniz ya da kontrol etmekte çok büyük güçlük yaşarsınız. Ve bu da hastane enfeksiyonu eşittir hasta kaybı demektir. İkincisi bir hastaya konsülütasyon yapılıyor. Ama bu hastanelerde A kliniğinden B kliniğine konsülütasyona gitmek için yarım saat-45 dakika bir mesafe kaydedilebiliyor. Ayrıca şirket kar amacı güderek bu hastaneyi işlettiği için kalifiye elemanları işten çıkararak daha az tecrübeli laboratuvar, görüntüleme elemanları koyuyor. Oysa tecrübesiz arkadaşlar, ama tecrübeli arkadaşlar yanında tecrübe kazanacak. Aksi takdirde bu durum, bir takım laboratuvar ve radyolojik tetkiklerde yanlış bir takım sonuçlar çıkmasına neden olabilir” dedi.

Prof. Dr. Adıyaman, Sağlık Bakanı’na “şehir hastanesi sakıncaları” üzerine 28 maddelik bir mektup yazdığını ancak bu konuda TTB’ye yanıt verilmediğini de sözlerine ekledi.

Bu arada Bilkent Şehir Hastanesi’nin yerel seçimler gerekçesiyle tamamlanmadan açılması da bir başka eleştiri konusu. Hastane civarında henüz yaya ve araç yolları düzenlemesi yapılmamış oluşu da dikkat çekiyor.

Rakamlarla Bilkent Şehir Hastanesi…

Başkentte farklı noktalardaki ve bazıları tarihi geçmişe sahip 6 ayrı hastane ise Bilkent Şehir Hastanesi gerekçesiyle yakın zamanda kapatılacak. Buna göre; Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dışkapı Çocuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kapatılması öngörülüyor.

Bilkent Şehir Hastanesi’ne rakamlarla bakıldığında ise Erdoğan’ın “hayalim” dediği “devasa büyüklük” ise ortaya çıkıyor:

-Toplam Yatak Sayısı: 3.810

-Genel Hastane Binası: 562 yatak

-Kalp ve Damar Hastanesi Binası: 441 yatak

-Nöroloji Hastanesi Binası: 506 yatak

-Çocuk Hastanesi Binası: 599 yatak

-Kadın Doğum Hastanesi Binası:542 yatak

-Onkoloji Hastanesi Binası: 588 yatak

-Ana Hastane Binası: 72 yatak

-Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Binası:300 yatak

-Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi Binası: 100 yatak

-Medikal Gözlem Kliniği: 100 yatak

-Toplam Kapalı Alan: 1.312.358 m²

-Toplam Arazi Alanı: 674.000 m²

-Ameliyathane sayısı: 131

-Poliklinik ve destek odası sayısı: 904 + 259

-Yoğun Bakım ünitesi: 696 yataklı

-Diyaliz Merkezi: 38 yataklı

-Kemoterapi Merkezi: 127 yataklı

-Laboratuvar: 7.400 m²

-İyot Tedavi Servisi: 10 yataklı

-FTR Merkezi: 65 tedavi kabini

-Görüntüleme Hizmetleri alanı: 17.500 m²

-Sterilizasyon Hizmetleri alanı: 9.200 m²

-Otopark kapasitesi: 6.918 araç

-Çamaşırhane alanı: 1.600 m²

-Yemekhane alanı: 2.500 m²