Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Başkanı Şükrü Boyraz, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Türkiye’de yaşayan engellilerin karşılaştıkları sorunları VOA Türkçe’ye anlattı.
“Engelliler sosyalleşemiyor”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 9,3 milyon engelli vatandaşın bulunduğunu ifade eden TSD Başkanı Boyraz, engellilerin imkansızlıklardan dolayı sosyalleşemediğini, bu sebeple dışarıda iki tane engelliyi yan yana görmenin pek de mümkün olmadığını söyledi.
Boyraz, “Sosyal alanlara bakıyoruz, yokuz. Eğitim alanlarına bakıyoruz, yokuz. İstihdam alanlarına bakıyoruz, yokuz. Türkiye genelinde 9,3 milyon engelli varsa ve İstanbul’un nüfusunu 16 milyon olarak hesap edersek yüzde 12’si yaklaşık 2 milyon eder. Nerede bu insanlar? Biz sokakta değil 2 milyon engelli, 2 tanesini zor görüyoruz. Bu nedenle önce bu insanların dışarıya çıkabilmeleri için uygun ortam sağlanması gerekiyor” dedi.
Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, 2006 yılında Balthazard yasası diye bir yasa çıkarıldığına değindi ve ekledi:
“Bu yasa nedir? Engelli olan kişinin ne ölçüde sakatlığı olduğunu derecelendiriyor. Yasalarımız yüzde 40 ve üstünü engelli olarak kabul ediyor. Yüzde 40’ın altındakileri ise engelli saymıyor. Hal böyle olunca, Balthhazard kanunuyla birlikte bütün engelliler sağlam oldu. Kolu olmayanın kolu yerine geldi. Ayağı olmayanın ayağı yerine geldi. Tekerlekli sandalyede oturan sporcu oldu, koşmaya başladı. Yani dereceleri aşağıya indirdiler.”
2008 yılı öncesi alınan engelli raporlarının bugün herhangi bir sebepten dolayı yenilenmesi gerektiğinde engellilik derecesinin bugünkü sisteme göre değişikliğe uğradığını söyleyen Boyraz, örneğin yüzde 60 engelli sayılan vatandaşın derecesinin mevcut sisteme göre yüzde 30’a düşürüldüğünü belirtti ve bu durumun şu sonuçları doğurduğunu ifade etti:
“Oran yüzde 30’a düştüğü için engelli kişinin devletten daha önce aldığı kazanımlar faiziyle geri isteniyor. Sen devleti kandırdın deniyor. O zaman alınan engelli raporları da devlet hastanelerinden alındı. Sistemi değiştirip doktoru yönlendirirsen, doktor da sistem ve kurallara göre rapor verecek. O yeni kurallara göre de ben sakat sayılmıyorum ama ben sakatım. Benim ayağım yok, gözüm yok, kulağım yok. Geldi mi bunlar geriye? Gelmedi. O zaman ben mi sakatım, sistem mi sakat? Devlet, vatandaşının sorunlarını çözüp kolaylaştırmak yerine engelli insanı daha çok engelli duruma getiriyor.”
“Toplu taşımalara yoğunluktan dolayı binemiyoruz”
Şükrü Boyraz, “2005 yılında çıkan yasaya göre 2012 yılına kadar bütün kamu binaların engellilere uygun hale getirileceği belirtilmişti. Yollar, kaldırımlar, toplu taşımalar ve aklınıza ne geliyorsa yeni yapılacak her yer engellilere göre olacaktı. 2012’yi geride bıraktık. Tam 14 yıl geçmesine rağmen dağ fare doğurdu. Hala kaldırımlar bize göre değil. Şehir mobilyaları bizlere göre değil. Toplu taşımada belediye otobüslerinin yüzde 70’i engelliye uygun ama onlara da yoğunluktan dolayı binme şansımız yok” diye konuştu.
“Engellilerin yaşamını kolaylaştıran araç gereçten ÖTV, KDV ve katılım payı alınmamalı”
5378 sayılı yasanın 13. maddesinde “Engellinin yaşamını kolaylaştıran her türlü araç gereçten ÖTV, KDV, katılım payı alınmaz” ifadesinin bulunduğuna dikkat çeken TSD başkanı, maalesef felçlilerin kullandığı yürüme cihazının en ucuzunun 8.500 TL olduğunu söyledi. Buna rağmen devletin 5 yılda bir, tek tarafa 700 TL, her iki tarafa ise bin 200 TL ödeme yaptığını belirten Şükrü Boyraz, arada devletin ödemediği 7 bin TL gibi bir fark bulunduğunu ve sosyal devletlerin, kendi yurttaşını bir başkasının sadakasına muhtaç etmemesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükür Boyraz: “Engelli olabilirsin ama yoksulluk da işin içine girince ikinci bir engellilik yaşıyorsun. Normal bir insan yoksulsa çaresini bulabilme şansı oluyor. Ama engelli insan, parayla kendi yaşamını kolaylaştırabiliyor. Bu nedenle sosyal devletin görevini yapması lazım.”
2020 yılının bütçesinin tartışıldığını ama engellilerden ya da yaşlılardan bahsedilmediğini açıklayan TSD başkanı, en geç Mart sonuna kadar İstanbul ve Ankara’da bir çalışma yapacaklarını ve bu sorunları dile getirerek bir rapor haline getireceklerini, bu raporu da mecliste grubu olan bütün siyasi partilere, hükümete ve Cumhurbaşkanı’na sunacaklarını söyledi.