Kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar son dönemde Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri oldu.
İstanbul’da Şeyda Yılmaz isimli kadın polisin birçok sabıkası bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti tarafından öldürülmesi, psikolojik sorunlar yaşadığı için beş kez hastane kaydı bulunan Semih Çelik’in İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil adlı genç kadınları vahşice katletmesi, Tekirdağ’da cinsel istismara uğrayan iki yaşındaki Sıla (Yeniçeri) bebeğin tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi ve yaklaşık iki ay önce Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşındaki Narin Gürman cinayetinin aydınlatılamaması toplumsal tepkileri arttırıyor.
Bu olaylar dışında birçok kadının sokaklarda saldırıya uğraması ve bu saldırılara karışanların birçok suç kaydı olması tartışılırken, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında da “kim sorumlu” tartışması yaşandığı belirtiliyor.
Erdoğan: “Yanlışlık varsa neşteri vurup çözüme kavuşturacağız”
Bugün partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, halkın sesine kulak vererek bu konularda adım atma kararı aldıklarını söyledi.
Erdoğan, “Onlarca kriminal suç kaydı olanların ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde zafiyet varsa neşteri vurup gidereceğiz; adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup çözüme kavuşturacağız” dedi.
İlgili Haberler İstanbul’da iki genç kadının vahşice öldürülmesine tepkiler büyüyor
“Yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boşluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız”
Suçu önleme ve ıslah etme konusunda sorunlar yaşandığını kabul eden Erdoğan, infaz yasasında bir değişiklik yapılacağının işaretini de verdi. Cumhurbaşkanı, şunları söyledi:
“Suçu önlemeden suçla ve suçlularla mücadeleye, yargılamalardan infaz ve ıslah sistemimize, nerede boşluk varsa mutlaka hal yoluna koyacağız. Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Mesela beş suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak. Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek. Bu husus toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacak."
Adalet Bakanı Tunç: “ Cezasızlık algısı giderilecek, iyi hal indirimi gözden geçirilecek”
TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, Türk hukuk sisteminde uzun zamandır tartışma konusu olan iyi hal indiriminin gözden geçirileceğini açıkladı.
Adalet Bakanı, “Ceza adalet sisteminin etkinliği, denetimli serbestlik, cezasızlık algısı gibi tüm konular bir sonuca bağlanacak. Bu konular Meclis gündemine gelecek. Meclis gündeminde şu an Dokuzuncu Yargı Paketi var. İnternet medyasında işlenen suçlarla ilgili yaptırımların daha da artırılması konusundaki kararlılığımızı sürdüreceğiz. Özellikle ceza adaleti, toplumun huzurunu bozmaya yönelik mücadeleyi etkin hale getirmek için düzenlemeler yapacağız. Cezasızlık algısı giderilecek, iyi hal indirimi gözden geçirilecek. Kadına şiddet bizim kırmızı çizgimizdir. Kadına işlenen suçlarda cezaları artırmıştık. Bu cezaların daha etkin uygulanması için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Erdoğan ve Özel arasında İstanbul Sözleşmesi anlaşmazlığı
Kadına yönelik şiddetin artmasından, özellikle muhalefet partileri AK Parti iktidarını ve 2020 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını sorumlu tutuluyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün partisinin TBMM grup toplantısında, “Tayyip Bey tek kişilik imzayla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak devleti, kadınların ve çocukların arkasından çekti. Katiller dedi ki 'Bak artık eskisi kadar ceza vermeye niyetli değiller, artık şiddet o kadar da herkesin karşı çıktığı bir şey değil. Bundan sonra bana bir şey olmaz’. Şiddeti üreten düzenin kendisi” diye konuştu.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı görüşte değil. AK Parti lideri bugün, “Sayın Özel, kadınlar arasında ayrımcılık görmek istiyorsa önce kendi tarihini okusun. Kadına şiddetin en temel nedeni alkol bağımlılığıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye katkı sunmak istiyorsan rakı reklamı yapmaktan vazgeç. Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır” dedi.
İlgili Haberler Cinsel istismara maruz kalan 2 yaşındaki bebek hayatını kaybetti
İmamoğlu: “Kindarlığı, öfkeyi, nefreti bu toplumun gündeminden def etmemiz lazım ”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da konuya ilişkin açıklama yaptı ve kadına şiddetin aşılması için kurumların biraraya gelmesi gerektiğini belirtti.
İstanbul Turizm Fuarı’nın açılışında konuşan İmamoğlu, “Huzur ve güvenliğin olduğu ortam misafirlerimizi de iyi ağırlamamıza vesile olur. O bakımdan, özellikle çocuk ve kadına yönelik son dönemde gündeme oturan şiddetin önlenmesi, şehirlerin daha güvenli hale gelmesi de bu açıdan önemli bir meseledir. Bir psikopatın gencecik insanları katleden, yaşamdan koparan o kötü görüntüleri, ülkedeki politik ortamla ilişkilendirecek kadar basit bakmam meseleye. Meseleye, hepimizin pozisyonu, hepimizin sorumluğu olarak bakarım. Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dilden toplumun uzaklaşması lazım. Özellikle kindarlığı, öfkeyi, nefreti bu toplumun gündeminden def etmemiz lazım. Bu dili kim kullanıyorsa, toplum ona cezasını verir” ifadelerini kullandı.
TBMM’de çocuk cinayetleri ve çocuk istismarı araştırma komisyonu kuruldu
Bu arada TBMM'de çocuk cinayetleri ve çocuk istismarı konusunda araştırma komisyonu kuruldu. 22 üyeden oluşacak komisyonun kurulması için tüm siyasi partiler olumlu yönde oy kullandı.
Araştırma komisyonunun çalışma süresi üç ay olacak ve gerektiğinde komisyon Ankara dışında da çalışabilecek.
İlgili Haberler Narin Güran cinayetinin çözülmesi için TÜBİTAK devrede