Türkiye’de kamu sağlık kuruluşlarında randevu alınması şartıyla hekim muayenesi hizmetine erişimde sıkıntı yaşanması ve görüntüleme tetkikleri için aylarca sıra beklenmesi tartışılıyor.
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) aracılığıyla hastalara peş peşe, beş dakika süreli muayene randevusu verilmesi nedeniyle “sağlık hizmetine erişim” sorunu gündemde.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise, özel sektör sağlık kuruluşları yerine halkın kamu sağlık kuruluşlarına yoğun talep göstermesi nedeniyle randevu sisteminde sıkıntı olduğu görüşünü paylaştı. Randevu sistemini iyileştirmek üzere önlemler alındığı bilgisini paylaşan Koca, MHRS kapsamında “onaylı randevu” dönemine geçiş yapıldığını duyurdu.
Your browser doesn’t support HTML5
Bakan Koca, “Geçen yıl, 23 milyon kişi aldığı randevulardan en az birine gelmedi. Bu rakam nüfusumuzun yaklaşık dörtte biri demek. Gelinmeyen toplam randevu sayısı 81 milyon. Muayene saatine üç-dört saat kala iptal edilen randevu sayısı ise 21 milyon. Bu gibi sebeplerle randevu kapasitesinin yüzde 30’u kullanılamadı. Bu kapsamda; gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız sözkonusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59’la sınırlandırıyoruz. Böylece, randevu sadakatsizliği sebebiyle, şu an boş kalan kapasitemizi hizmet bekleyen hastalar için verimli kullanabileceğiz” açıklaması yaptı.
CHP: “Halka yakın ulaşılabilir sağlık merkezleri oluşturulmalı”
CHP Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz ise, randevu kriziyle aslında sağlık sektöründe hasta-hekim ilişkisinde bozulma ve sağlıkta şiddet vakalarına zemin hazırlandığını söyledi.
Şahbaz, MHRS aracılığıyla hekim onayı olmaksızın 5 dakikalık muayene süresi yerine bazı hastanelerde 2 dakikalık muayene randevuları verilmeye başlandığını da yazılı açıklamasıyla paylaştı.
“Dünya Sağlık Örgütü her hastaya 20 dakika muayene süresi öngörürken, kısa sürelerle verilen hizmet kalitesini düşürmekte, hekim-hasta ilişkisini bozmakta ve sağlıkta şiddeti körüklemektedir” diyen Şahbaz’a göre; “onaylı muayene randevusu” sistemi ise mevcut sorunu çözmekte yetersiz kalıyor.
Türkiye’de dijital okuryazarlık düşük olduğu için Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü şekilde muayene randevusu takibi yapmanın çok zor olduğunu söyleyen Şahbaz, CHP olarak gerçekçi çözümü öncelikle hastalıkları önlemek olarak gördüklerini işaret etti.
Şahbaz, “Koruyucu sağlık hizmetleri ve birinci basamak sağlık hizmetlerine daha fazla bütçe ayrılmalı, kamu eliyle verilmelidir. Sevk zinciri uygulanmalı, gereksiz yere ikinci ve üçüncü basamak hastanelere yığılmalar önlenmeli, hizmet kalitesi arttırılmalıdır. Sağlık okuryazarlığı eğitimleriyle kışkırtılmış sağlık talebi azaltılmalı, halka yakın ulaşılabilir sağlık merkezleri oluşturulmalıdır. Sağlık hizmeti, parayla satın alınan bir meta değil, herkesin ücretsiz ve nitelikli bir şekilde yararlanabildiği bir kamu hizmeti haline getirilmelidir” dedi.
Şahbaz, Sağlık Bakanlığı’nın verileri itibariyle poliklinik sayısı 850 milyona ve acile başvuru sayısı 150 milyona ulaştığı için Türkiye’nin artık polikliniğe başvuru oranında Avrupa ve acile başvuru oranında dünya birincisi olduğunu da açıkladı.
Sağlık-İş: “Sağlık hizmetinde personel ve cihaz sayıları yetersiz”
Genel Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur ise, “Sağlık sistemindeki mevcut sorun açısından ‘Onaylı Randevu Sistemi’ ile sağlık hizmetlerini piyasalaştıran politikalara son verilmediği sürece çözüm olmasını beklemek çok doğru değil. Dünya standartlarında randevu süresi 20 dakika iken zaten 5 dakikada yurttaşın nitelikli sağlık hizmeti almasını beklemek çok yanlış bir uygulama” tepkisini paylaştı.
Uğur, VOA Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, sistemde onay vermeyi unuttuğu için ya da herhangi bir nedenle teknolojik açıdan randevusunu onaylayamadığı için muayene olmaya gelecek hastalara dikkat çekti. Uğur, Sağlık Bakanlığı’nın “Onaylı Randevu Sistemi” nedeniyle sağlık kuruluşlarında “randevusunu onaylamayı unutmuş ama muayeneye gelmiş hastalar ile sistemde boşalmış zaman dilimi için yeni randevu alan hastalar” sorunu yaşanabileceğini kaydetti.
“Şimdi o saate, o dakikaya randevu aldığı gerekçesiyle kapıda iki hasta olabilecek. Şimdi içeride doktor hangisine bakacak? Hangisine öncelik verecek?” diyen Uğur, zaten 5 dakikada bir hekim tarafından nasıl nitelikli sağlık hizmeti sunulabileceğini sorguladı.
Sağlık Bakanlığı’nın en son 2022 yılında açıkladığı istatistiklerdeki durumu paylaşan Uğur, Türkiye’nin hekim ve hemşire sayılarıyla MR, ultrason, tomografi gibi görüntüleme tetkikleri cihazları sayıları itibariyle Avrupa Birliği ülkelerinden çok geride olduğunu söyledi.
Bu yetersizlik tablosunda sadece muayene sorunu değil tetkik ve ameliyat sorunları yaşandığını belirten Uğur, “Tetkik cihazı sayısı yetersizliğiyle birlikte uzman sağlık personeli sayısı da yetersiz olduğu için randevu bekleme süreleri uzuyor. Artık insanlar 2025 yılına randevu günü alabiliyor” diye konuştu.
TTB: “Birinci basamak sağlık kuruluşlarına ihtiyaç var”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ise, Sağlık Bakanı Koca’nın açıkladığı üzere sorunu “randevusuna gelmeyen hastalar” olarak görmediklerini bildirdi. Ökten’e göre, muayene randevusu yoğunluğu sorununun temelinde, bakanlıkça yürütülen sağlık politikası yatıyor ve mutlaka birinci basamak sağlık hizmeti sunacak kuruluş sayılarını arttırmak gerekiyor.
Ökten, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, hekim muayenesi talebinde artış ve günlerce bekleme durumunun yanısıra tetkik ve ameliyat randevuları için de aylar sonrasına tarih verildiğini söyledi.
Türkiye’nin çok uzun süredir sağlık hizmetine erişim sorunu yaşadığını ve Sağlık Bakanlığı’nın bu soruna ciddi bir çözüm getiremediğini kaydeden Ökten, “Muayene, tetkik ve ameliyat randevularında aylar sonraya gün verilmesinin gerekçesi randevusuna gelmeyen vatandaşlar değil. Sağlık Bakanlığı başvuranlar açısından randevusuna gelme oranını sadece yüzde 30 olarak söyledi. Bu gerçekçi bir rakam değil” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın yıllık poliklinik sayısını yani hekim muayenesi sayısını 850 milyon olarak açıkladığını işaret eden Ökten, “Hasta muayenesi gerçekleşmeyen randevu sayısı ise 81 milyon olarak açıklandığı için aslında randevusuna gelmeyen hasta oranı yüzde 8 civarında” bilgisini paylaştı. Dolayısıyla Ökten Türkiye’de hastalar açısından yüzde 92 oranında muayene randevusuna gitme durumu olduğunu işaret etti.
Sağlık sistemindeki tıkanma gerekçesini, “AK Parti’nin 2002 yılından itibaren izlemeye başladığı sağlık politikaları” olarak tanımlayan Ökten, şehir hastaneleri gibi merkezi ve devasa sağlık kuruluşları projeleri yerine birinci basamak yani eski adıyla sağlık ocağı gibi sağlık hizmeti kuruluşlarına ihtiyaç olduğunu aktardı. Ancak tam tersine Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerdeki randevu sistemiyle sağlıkta şiddeti körüklediğini savunan Ökten, sağlık kuruluşlarında kısa süreli ve hekimler açısından hasta yükünü arttıran randevu sistemiyle kargaşa ortamı yaratıldığını ifade etti.
İlgili Haberler İstanbul’da sağlık çalışanlarından “şiddet” protestosu