Türkiye Rusya ilişkileri son on yıldır çok boyutlu olarak sürüyor. Rusya’nın Akkuyu’da nükleer santral inşaatına başlaması, Mavi Akım’dan sonra Türk Akımı adlı doğalgaz boru hattının devreye girmesi, Suriye ve Libya’dan sonra Dağlık Karabağ Savaşı’nda sahada her iki ülkenin sahada olması; turizm ve tarım merkezli olarak devam eden ilişkileri 2000’lerin başına göre çok daha kapsamlı hale getirdi.
2014 yılında Ukrayna toprağı olan Kırım yarımadasını ilhak eden Rusya Federasyonu, Türkiye’nin Kırım Tatarları üzerinden Ukrayna’da aldığı pozisyondan hoşnut değil. Zaten 18 Mayıs’ta Kırım Tatarları’nın Sovyetler Birliği tarafından topraklarından sürgüne gönderilmesinin 77. yılı nedeniyle Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya verilen yanıt bu rahatsızlığı yoruma ihtiyaç duymayacak şekilde ortaya koydu.
Sözcü Tanju Bilgiç’in “(Türkiye) Kırım’ın yasadışı ilhakından doğan zorluklarla sınanmaya devam eden Kırım Tatarları’nın mağduriyetlerinin giderilmesi, kimliklerinin korunması, refah ve esenliklerinin sağlanması için soydaşlarının yanında olmayı sürdürecektir’’ açıklamasını takiben Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, Rusya’nın da benzer problemlere dikkat çekmek zorunda kalacağı hatırlatmasını yaparak ‘‘Bunu yapmak istemiyoruz, bu nedenle Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın bizi duyacağını umuyorum. Türk siyasetçilerin, etnik faktörü, en başta etnik grupların çıkarlarına darbe vuran jeopolitik oyun aracı olarak kullanmaktan vazgeçme zamanı çoktan geldi’’ demişti.
Önceki gün toplanan Kırım Platformu öncesinde yine Zaharova, ‘‘Tabii ki Rusya (foruma katılan) bu ülkelerin pozisyonlarını görüp not ediyor ve bundan gereken çıkarımları yapıyor’’ diyerek Moskova’nın süreci hassasiyetle takip ettiğini vurguladı. Aynı gün Rusya’nın askeri ihracat şirketi Rosoboronexport’un genel müdürü Aleksandr Mikheyev, ikinci parti S-400 satışı hakkında Türkiye ile yürütülen görüşmelerin olumlu seyrettiği bilgisini verdi.
Mikheyev, Rus İnterfax ajansının 23 Ağustos’ta yayınladığı röportajda, ‘‘S-400 hava sistemine dair görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerin son aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim. Yakında partnerlerimiz ile bunu resmileştirip anlaşmayı imzalayacağız’’ dedi.
Türkiye’nin Eylül 2017’de imzalanan anlaşmayla satın aldığı dört S-400 bataryasına 2,5 milyar dolar ödediği belirtiliyor. 2020 yılında deneme testlerini yapan Türkiye, Amerika’nın çeşitli yaptırımlarına maruz kalmasına yol açan bu hava savunma sistemlerini henüz aktive etmiş değil.
Aydın Sezer: ‘‘İkinci parti S-400 Türkiye’nin batıyla ilişkilerini zedeleyecek bir konu’’
Rusya uzmanı Aydın Sezer’e göre, Moskova’nın Kırım Platformu’nun yapılacağı gün S-400 ile ilgili görüşmelerin olumlu gittiğini açıklaması Türkiye ile başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler arasındaki ilişkileri zedeleme amacı taşıyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Sezer, ‘‘Türkiye’nin Karadeniz’de NATO üyesi olarak Rusya’nın çevrelenmesi stratejisine katkıda bulunması canını sıkıyor. Kırım Platformu’nda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun konuşması dengeliydi. Ta ki son cümleye kadar. ‘Kırım Ukrayna’dır ifadesi Rusları öfkelendiriyor. Aslına bakarsanız platformdan hemen önce Putin ve Erdoğan görüştü. Gündem Afganistan dense de Kırım’ın konuşulduğu muhakkak. Zaten Ukrayna’nın talebine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılmaması da Türkiye’nin Rusya’yı gözettiğini gösteriyor. Zirve günü Rusya’nın S-400 ile ilgili açıklama yapması Türk-Amerikan ilişkilerini zedeleme amaçlı. Rusya, bu amaca hizmet edecek hiçbir başlığın üzerine gitmekten kaçınmıyor. Tabii bu yoktan var olan bir şey değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 15 Ocak 2021’de ‘S-400’de birinci paketi halletmiştik, şimdi de ikinci paket daha önce yaptığımız görüşmeye dayalı olarak devam ediyor’ demişti zaten. Yani bu tek taraflı Rusya’nın suyu bulandırma operasyonunun ötesinde Türkiye’nin de vurgu yaptığı konu. Türkiye’nin böyle bir adım atar mı atmaz mı tartışmasından öte siyasi başlık olarak kullanıyor. Çünkü Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini kesinlikle zedeleyecek bir konu’’ dedi.
Yörük Işık: ‘‘Türkiye’nin ikinci parti S-400 tuzağına düşeceğini zannetmiyorum’’
Merkezi Washington’da bulunan Middle East Institute adlı kuruluşta konuk araştırmacı olarak çalışan Rusya uzmanı Yörük Işık da Rusya’nın 44 ülkeden temsilcilerin Kiev’de toplandığı gün bu açıklamanın gelmesini Moskova’nın Türkiye üzerindeki baskıyı arttırma manevrası olarak görüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Işık, ‘‘İkinci parti S-400 alımı konusunda teknik düzeyde görüşmeler devam ediyor olabilir. Haber, Rusya kaynaklı olarak geldi. Ruslar’ın ilk anlaşmadan 2,5 milyar dolar kazandığı biliniyor. İkinci bir 2,5 milyar elbette çok hoşlarına gider. Üstelik bu, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir gedik açmasına yol açacaktır. Türkiye, bu tuzağa düşer mi? Ben düşeceğini zannetmiyorum. Senato’dan çok daha büyük bir tepki geleceğini Ankara mutlaka hesap ediyordur. Böylesi bir karar başta Halkbank davası olmak üzere iki müttefik arasındaki sorunlu alanlara zarar verir’’ dedi.
Işık: ‘‘Rusya-Türkiye ilişkisi inişli çıkışlı devam edecek, mutlu bir ilişki olmayacak’’
Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilerde ‘‘başat rol oynuyor’’ görünümündeki ‘‘Kırım Tatarları’’ başlığını tâli ama çok işlevli bulan Işık, Ankara ve Kiev’in savunma alanında güçlü işbirliklerine dikkat çekiyor.
‘‘’Kırım, Ukrayna’dır’ yaklaşımı Rusları çıldırtıyor. Ama Türkiye-Ukrayna ilişkisini sadece Rusya bağlamında görmek, bu ilişkiyi gerçekten küçümsemek olur. Türkiye, Ukrayna ile işbirliğini çok önemli buluyor. Hatta Rusya kadar önem verdiğini söylersem abartmış olmam. Örneğin Ukrayna ile güçlü ilişkisi özellikle Amerika ve Kanada nezdinde ona itibar kazandırıyor. Tabii bunu yaparken Rusya ile ilişkisini bozmamaya da azami özen gösteriyor. Açıklamalarda her kelimeyi özenle seçiyor. Ukrayna ile Türkiye savunma alanında neredeyse ‘mükemmel bir uyum’ sağladılar. Baykar Makina’nın yapmaya çalıştığı yeni drone’un motorları çok muhtemel Ukrayna’dan gelecek. Yalnız havada da değil denizde de işbirliği var. Ada sınıfı korvetler Ukrayna’ya satılacak. Yine motorlarının Ukrayna menşeili olması üzerinde duruluyor. Ben Türkiye-Rusya
ilişkilerinin mutlu bir ilişki olmayacağını düşünüyorum. İnişli çıkışlı olarak devam edecek’’ dedi.
Deniz Berktay: ‘‘Türkiye, Rusya ile ilişkilerinin en bozuk olduğu yıllarda bile Rusya’ya uygulanan ambargolara katılmadı’’
Kiev’de yaşayan Rus-Slav araştırmaları uzmanı Deniz Berktay ise Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Kırım Platformu’nda yaptığı konuşmanın Rusya’yı rahatsız etmiş olmayacağını ve Ankara’nın Moskova’yla ilişkilerini azami özen gösterdiğine dikkat çekiyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Berktay, ‘‘Türkiye bir taraftan Ukrayna ile ilişkilerini güçlendirirken diğer taraftan da Rusya’yla olan ilişkilerini de bozmak istemiyor. Çavuşoğlu’nun ‘Kırım, Ukrayna’dır’ çıkışı yeni değil. Bu zaten Türkiye tarafından söylenmişti. Zaten Rusya’ya çok yakın Suriye ve Venezuela dışında Kırım’ı Rus toprağı olarak tanıyan çok ülke yok - ki Çin ve Belarus da tanımayanlar arasında. Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyor ama Karadeniz’in yol geçen hanına dönüşerek NATO gölü olmasını istemez. Tabii doğal olarak Rus gölü olmasından da hazzetmez. Kırım’ın alınması Karadeniz’deki dengeyi Rusya lehine bozduğu için Türkiye bakımından istenmeyen bir durum fakat Türkiye’nin Kırım çıkışları Rusya’ya ültimatom şeklinde olmuyor. Kırım’la ilgili Rusya’nın asıl ilgilendiği konu yaptırımlar. Türkiye, Rusya ile ilişkilerinin en bozuk olduğu 2015 ve 2016 yıllarında bile Rusya’ya Kırım meselesi yüzünden uygulanan ambargolara katılmadı. Bu, Türkiye’nin Rusya politikasının kendine özgü tarafını oluşturuyor. Rusya’yı kaygılandıracak ana konu, Türkiye yaptırım sürecine katılır mı, katılmaz mı? Şu ana kadar bu yönde bir işaret gelmedi’’ dedi.
Berktay: ‘‘Türkiye ile Ukrayna arasındaki savunma sanayi işbirliği Moskova’da kaygıyla karşılanıyor’’
Deniz Berktay, Yörük Işık’ın da atıfta bulunduğu Türkiye ile Ukrayna arasındaki savunma alanı işbirliklerini Rusya’nın da dikkatle izlediğinin altını çiziyor.
Rus-Slav araştırmaları uzmanı, ‘‘Türkiye ile Ukrayna arasındaki savunma sanayi işbirliği Moskova’da kaygıyla karşılanıyor. Bu, elbette Rusya-Türkiye ilişkilerini bitirmez ama hassas bir alan olduğu da aşikar. Bildiğiniz gibi Rusya ile Ukrayna dolaylı olarak yedi yıldan beri fiili olarak savaş halinde. Bugünden yarına fiili bir çatışmayı da içeren bir soruna dönüşür demiyorum ama Dağlık Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a üstünlük sağlayan Türk SİHA ve İHA’ları burada oluşan dengeleri ya da statükoyu değiştirebilir mi? Ukrayna’da bunu savunan resmi yetkililer yok ama çeşitli uzmanlar, araştırmacılar var. Bu kısa vadede mümkün gibi gözükmese de Kırım’ın ilhakını tanımayan Ukrayna’nın dondurulmuş çatışma bölgesinden vazgeçmeyeceği de açık. O yüzden Rusya, bu işbirliğini izlemeye devam edecek’’ dedi.
Sezer: ‘‘Türkiye’nin Sputnik V aşısını kullanmaması ve üretimine başlamaması Rusya’da hayal kırıklığı yarattı’’
Türkiye ile Rusya arasındaki sorunlar Ukrayna ve Kırım başlığından mı ibaret? Aydın Sezer birçok başlıkta ilerleme sağlanamadığı görüşünde.
Sezer, ‘‘2021 başından beri Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerinde çok ciddi sıkıntılar var. Somut bir şey söylemek gerekirse yılbaşının hemen sonra toplanması planlanan Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısı henüz gerçekleşmiş değil. Geçen yıl da COVİD nedeniyle bu toplantının yapılmadığını hatırlarsak hala gerçekleşmemiş olması çok önemli olumsuz gösterge. Biliyorsunuz, 2021 yılının başında yapılması için Soçi’de Dışişleri Bakanları Lavrov ve Çavuşoğlu biraraya gelip ÜDİK toplantısının altyapısını hazırlamışlardı. Bu toplantının içeriği kadar düzenli yapılması da önemli. Çünkü iki ülke ilişkilerinde ‘ne yapıldı, ne yapılacak’ sorularına yanıt aranan en üst düzey platform burası. Dağlık Karabağ Savaşı sırasında işgal altındaki toprakların kurtarılması sırasında Türkiye ile yakın ilişkiler kurması, Ankara’ya rol veriyor gözükmesi gibi tercihlerin karşılığında Rusya beklenti içinde olduğu konularda olumlu geri dönüş alamadı. Bunlardan ilki hiç şüphesiz Sputnik V aşısı. Rusya, bu aşının Türkiye’de önce kullanılmasını sonra üretilmesini bekliyordu. Bu, Rusya için çok önemli bir konu. Çünkü Rusya bu aşıyı Türkiye’de üreterek dünyada kullanımını yaygınlaştırmak istiyordu. Rus özel sektör şirketi Türkiye ile anlaşma dahi yaptı ama Türkiye hakkındaki olumsuz görüşlere rağmen yeniden Çin aşısına döndü. Bir parti ithal edilen Sputnik V aşısı ise kullanıma sokulmadı. Bu, Moskova’da büyük bir hayal kırıklığı yarattı’’ dedi.
Sezer’in dikkat çektiği bir başka konu ise Ermenistan-Azerbaycan arasındaki geçiş koridorları.
Rusya uzmanı, beklediği konularda adım atılmaması üzerine Rusya’nın frene bastığını ve 1 Mart’a kadar fizibilite çalışmalarının bitirilmesi planlanan Dağlık Karabağ-Ermenistan ve Nahçıvan-Azerbaycan arasındaki geçiş koridorların henüz tamamlanmadığını vurguladı.
Yörük Işık da buna ek olarak bu sonbaharda Rus Hava Kuvvetleri’nin İdlib üzerindeki baskısını arttırmaya çalışacağına dikkat çekiyor.