Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu öncesinde politika faizi konusundaki kararı bekleniyordu. Merkez Bankası Mayıs ayı Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranını yüzde 8,50'de bıraktı. Merkez Bankası'nın net uluslararası rezervi ise 2002 yılından bu yana ilk kez negatif bölgeye geçti.
Türkiye Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu'nun faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda, para politikası faizini sabit tutma duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak 6 Şubat depremi sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşünde olduğunu kaydetti.
Merkez Bankası, 6 Şubat depreminin ardından aynı ay faizde 50 baz puan indirime gitmişti; Mart ve Nisan aylarındaki kararlarında ise politika faizi oranını değiştirmemişti.
21 yıl sonra ilk kez negatif bölgeye geçen net rezerv 19 Mayıs itibariyle eksi 0,2 milyar dolar seviyesine geriledi.
Yeni veriler uygulanan politikaların ekonomi üzerinde yarattığı baskının bir diğer işareti olarak yorumlanıyor.
İlgili Haberler Merkez Bankası net döviz rezervi 21 yılın en düşük seviyesindeUzmanlara göre Türkiye'nin seçenekleri neler?
Reuters'a ekonomik tabloyu değerlendiren Koç Üniversitesi öğretim üyesi Selva Demiralp, döviz talebini bastırmaya devam edilmesi halinde Türkiye'de yetkililerin büyüme hedeflerinden taviz vermek zorunda olacağını belirtti.
Alternatifin daha sıkı sermaye kontrolü olacağını söyleyen Demiralp Türkiye'nin bu tür önlemlerden çok da uzak olmadığı görüşünde.
Gelişmekte olan ekonomiler uzmanı Francesc Balcells de benzer bir görüşü dile getiriyor.
Reuters'a konuşan uzman, yetkililerin yabancı müttefiklerinden daha fazla döviz talep edebileceğini ya da döviz talebini baskılayabileceğini ve bu durum da büyümenin yavaşlayabileceğini söylüyor.
Mevcut durumun karamsar bir görünüme işaret ettiğini belirten Balcells, Erdoğan'ın seçimden sonra geleneksel ekonomi politikalarına dönme ihtimalini tamamen yok saymadığını belirtmekle birlikte, ekonomik düşüncelerinin temelinin değişmeyeceğini vurguluyor.
Bazı uzmanlar da hükümetin ekonomide politikayı değiştirmemesi halinde Türkiye'nin yeni bir kriz daha yaşayabileceği ve ödemeler dengesinin sarsılabileceği öngörüsünde bulunuyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Türkiye'nin şu anda B negatif olan kredi notunun, seçim sonrası daha güvenilir ve tutarlı bir politikanın uygulanıp uygulanmayacağına bağlı olduğunu belirtiyor.