Türk Silahlı Kuvvetleri 14-15 Eylül tarihlerinde Astana’da İran, Rusya ve Türkiye’nin sağladığı mutabakat kapsamında İdlib operasyonunu hafta sonu başlattı.
Şu an için bölgede keşif faaliyetlerini yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye sınırına tahkimat yapmayı da sürdürüyor.
Bugün partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin bölgeye girerken asıl niyetinin İdlib’i güvenlik çemberi içine almak, terör faaliyetlerini önlemek ve olası iç karışıklıkta Anadolu’ya büyük bir göç dalgasının önüne geçmek olarak açıkladı.
Binali Yıldırım unutulan Cenevre Süreci’ni hatırlattı
Bu amaca yönelik olarak ÖSO unsurlarının önden intikallerinin yapıldığını vurgulayan Başbakan, “8 Ekim itibariyle Silahlı Kuvvetlerimize ait askerlerimiz orada keşif faaliyetlerine başlamış durumdadır. Bu Fırat Kalkanı’ndan sonra Suriye’de sınırlarımız ötesinde gerçekleştirilen ikinci bir faaliyettir. Bu faaliyetlerin amacı çok açık ve nettir. Birincisi ayrıştırmak, ikincisi zemin hazırlamak, üçüncüsü muhtemel göç dalgasının önünü almak, gerginliği azaltarak çatışmayı ortadan kaldırmak” dedi.
TSK’nın İdlib’te bulunan sivil ve masum kişilerin haklarını en üst düzeyde gözetmeyi hedeflediğini belirten Yıldırım, Ankara’nın İdlib’deki çabalarının Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda Cenevre’de başlatılmış olan siyasi sürece ülkedeki bütün etnik unsurların dahil edilerek barışın tesisine katkı sağlama amacı taşıdığının altını çizdi.
Milli Savunma Bakanı: Suriye’den gelen tehditler ortadan kalkana kadar orada olmamız lazım
Gürcistan temaslarında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan bir Türk Okulu’nda öğrencilerle sohbet eden Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ise Türkiye’nin İdlib’teki tehdit bitene kadar askeri operasyonunu devam ettireceğini söyledi.
Bir öğrencinin “operasyon ne zaman bitecek?” sorusuna yanıt veren Canikli, “Allah bilir. Ne zaman tehdit ortadan kalkarsa. Yani Suriye'den gelen Türkiye'ye yönelik tehditler tamamen ortadan kalkana kadar bizim oralarda olmamız gerekiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu: İdlib’ten gelen her şehidin sorumlusu Erdoğan’dır
TSK’nın İdlib operasyonuna ana muhalefet partisinden de destek geldi.
Türk askerinin İdlib’e girmesinin ardından ilk kez değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz askerin İdlib’e girmesine destek veriyoruz” dese de Türkiye’nin bu noktaya gelmesinin sorumlusu olarak iktidar partisini gösterdi.
İdlib’le ilgili görüşlerini altı maddede özetleyen CHP lideri, “ Bir, Türkiye halkı, AK Parti’nin yanlış Suriye politikasının bedelini çok ağır ve kanlı şekilde ödemeye devam etmektedir. İdlib’ten gelecek her şehidin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İki, İdlib’teki cihatçıların karadan temizliği Türkiye’ye havale edilmiştir. Görünen odur ki Türkiye İdlib’i temizledikten sonra devirmeye çalıştığı Esad’a teslim edecektir. Üç, İdlib’teki temizliğin maliyeti çok yüksek olacaktır. Nusra/HTŞ direneceğini açıklamıştır. Dört, Erdoğan’ın beslediği cihatçı örgütlerle şimdi TSK çatışacaktır. TSK’nın Fırat Kalkanı’ndan çok daha fazla sorunla karşılaşacağı açıktır. Beş, İdlib’teki yüzbinlerce sivil çatışmalardan kaçmak için Türkiye’ye yönelebilir. Altı, yine İdlib’te varlık gösteren cihatçı terörist örgütlerin Türkiye’ye sızması ihtimali güçlü ve endişe vericidir” dedi.
Kılıçdaroğlu: Türkiye’ye ‘sen pislettin sen temizle’ deniyor
Hükümetin yanlış politikaları sonucu dört milyon Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini ve mülteciler için 30 milyar dolar harcandığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın El Kaide’nin Suriye kolu Nusra’yı terörist olarak görmediğini ve silah gönderdiğini ileri sürdü:
“Bir terör örgütünün Halep’i terk etmesi için başvurulan kişi Recep Tayyip Erdoğan. Bütün dünyanın terör örgütü olarak kabul ettiğine Erdoğan silah desteği verdiği bilindiği için bunu Erdoğan’dan istiyorlar. Diplomaside konuşurken dikkatli olacaksınız. Stratejiniz olacak. Oluşan strateji ne? ‘Burayı sen pislettin gel sen pisini temizle. Suriye’ye sen silah gönderdin, terörü sen yaptın, terör örgütleriyle çatışacaksın ve temizleyeceksin’ deniyor. Onların stratejisinin gereği olarak Türkiye, İdlib’e girdi. Bedeli kim ödeyecek? Bu ülkenin fakir fukara çocukları ödeyecek.”
Bahçeli: İdlib’te geri duramayız, Afrin’deki fitneye sessiz kalamayız
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise “Türkiye için bir varoluş meselesi” olarak gördüğü İdlib operasyonuna koşulsuz arka çıktı.
Bahçeli, “İdlib’in terörden arındırılması, güneyden Akdeniz’e açılmak isteyen bölücü terör cephesinin El Bab’ta aldığı derin yarayı daha da derinleştirecek ve önüne aşılması imkansız engeller dikecektir. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyindeki El Kaide türevlerinin tasfiye ve temizliği açısından mühim bir rol oynayacaktır. Türkiye’nin güvenliği için İdlib asıl sahip ve sakinlerinin hakimiyetine girmelidir. Güney sınırlarımız boyunca sahneye koyulan ihanet kampanyası mutlaka kaynağında mahvedilmeli, kanser hücreleri ürediği alanlarda yok edilmelidir. Bu durum Türkiye için bir varoluş meselesidir. İdlib’te geri duramayız, Afrin’deki fitne ve düşmanlıklara sessiz kalamayız” dedi.
İdlib operasyonun kolay olmayacağını dile getiren MHP lideri, operasyon sırasında hem sivillere dikkat edilmesini hem de yeni bir göç dalgasının önlenmesini istedi.