Türkiye’nin Rusya ve İran'la liderler düzeyindeki görüşmelerinin ardından Ankara’nın gelecek kış aylarında doğalgaz ithalatına bağımlılığı nedeniyle Moskova’yla ilişkilerini bozmaması gerektiği ve her koşulda yüksek fiyatlı alım yapacağı vurgulanıyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Petrol Mühendisleri Odası Eski Başkanı ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi kıdemli öğretim görevlisi Necdet Pamir, enerji tüketiminde yüzde 27’lik payı oluşturan doğalgazın Türkiye ekonomisi üzerinde ciddi yük oluşturacağını belirtti.
Türkiye’nin doğalgazda yüzde 99,1 oranında ithalata yani yurt dışına bağımlı olduğunu söyleyen Pamir, Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını yüzde 45 Rusya Federasyonu’ndan sağladığı için hem bu ülkeyle hem de yüzde 15 civarında doğalgaz temin ettiği İran ile diplomatik ilişkilerini gelecek kış için dengeli yürütmesi gerektiğini işaret etti. Son olarak Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. kısa adıyla BOTAŞ’ın yurt dışı finans kuruluşuyla kredi anlaşmasını da yorumlayan Pamir, bunun ülke bütçesine döviz kuru yanı sıra faiz yükü getireceğine işaret etti.
Your browser doesn’t support HTML5
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’deki terör yapılanması gerekçesiyle askeri operasyon seçeneğini müzakere masasına getirdiği Tahran’da ise Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi askeri operasyon karşıtı tutum sergilemişti.
Necdet Pamir ise, Türkiye’nin dış politika adımlarını gelecek kış için doğalgaz ihtiyacını dikkate alarak atması gerektiği görüşünde.
Enerji uzmanı Necdet Pamir, özetle Türkiye’nin yaz döneminde sanayi tüketimi zaten devam ettiği için gelecek kış aylarında konut tüketimi de devreye girdiğinde doğalgaz ihtiyacını karşılamasının döviz kuru ve Avrupa başta olmak üzere talep artışı nedeniyle ülke bütçesine ciddi yük yaratacağını vurguladı.
Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında gelecek kış Rusya’ya kolay kolay alternatif yaratılamayacağı görüşünü aktaran Pamir, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
VOA: Dünyada küresel enerji krizi tartışması yaşanması itibariyle Türkiye önümüzdeki kış doğalgaz ihtiyacını nasıl karşılayabilecek görünüyor?
''Türkiye tükettiği enerjinin yüzde 27'sini doğalgazla karşılıyor. Bunun da ne yazık ki bugüne kadar izlenen yanlış politikaların olumsuz katkısıyla yüzde 99,1’ini yani neredeyse tamamına yakınını ithal ediyor. Bunun yüzde 45'ini Rusya Federasyonu’ndan, yaklaşık yüzde 13 ila 15 civarında da İran’dan aldığımızı hatırlayalım. Azerbaycan da önemli bir ihracatçı Türkiye açısından.
İran geçen sene günde 28 milyon metreküplük bir kesintiye neden oldu. Uluslararası tahkime gittiğimizde İran, kesinti için birtakım teknik gerekçeler öne sürdü. Ama o dönemde Türkiye’nin İsrail ile uzun süredir askıda olan ilişkilerinde kıpırdanma olduğunu anımsarsanız bu kesintide siyasi gerekçe olma ihtimali yüksek. Bunu ispatlamak o kadar kolay olmasa bile. Ama aynı zamanda kış aylarında İran’da da tüketim aşırı artıyor. İran yıllardır baskı altında ya da ambargo altında olduğu için geliştirebileceği kadar üretimini geliştiremiyor. Dolayısıyla da üretebileceği kapasitenin çok altında üretiyor. Rusya’ya yakın rezervleri var ama Rusya’nın neredeyse üçte biri kadar üretim yapabiliyor. Tüketimi de ona çok yakın. İran tarafıyla doğalgaz ilişkimizin önümüzdeki kış için nasıl gelişeceği bizim dış politikadaki adamlarımızla da bağlantılıdır.
Rusya’dan ise iki tane boru hattıyla ve uzun vadeli kontratlar ile alım yapıyoruz. Bizim Rusya’dan almaya hakkımız olduğu gibi hukuken Rusya’nın da bize vermekle yükümlülüğü var. Dolayısıyla Rusya-Türkiye ilişkilerinde çok olumsuz gelişmeler olmadıkça kesinti olması için hiçbir neden yok. Ve biz geçen yıl tükettiğimiz doğal gazın ya da ithal ettiğimiz doğalgazın yaklaşık yüzde 76’sını boru hatlarıyla temin etmiş görünüyoruz. Yani doğalgaz ihtiyacımızın en azından yüzde 76’sı güvence altında diyebiliriz.''
''Boru hatlarından eksik gaz gelmesi ve spot piyasa riskleri var''
VOA: Geçtiğimiz kış döneminde hem doğalgaz kesintisi yaşanması hem de fiyatlarda yüksek oranda artış yaşanması nereden kaynaklandı?
''Geçen sene Türkiye tarafında sektör yönetimi çok etkili oldu. Sadece İran’ın doğalgazı kesmesi değil. Örneğin Türk Akım’daki uzun vadeli kontratlardan bazıları BOTAŞ tarafından özel şirketlere devredilmişti. ‘Yandaş’ diye tanımladığımız şirketlerden bir kısmı Gazprom’a (Rusya’ya) yükümlülüklerini yerine getiremedikleri için Türk Akım’da kesinti yaptı. Dolayısıyla günlük yaklaşık 15 milyon metreküp civarında 28 milyon metreküp İran gazına ilave olarak Türk Akım'dan gelen gazda da bir kesinti olmuş. Yetmedi. Aslında uzunca yıllardan beri bizim uzun vadeli kontratlar ile bağlı olduğumuz Azerbaycan’dan da iki hatla gaz geliyor. Ancak Bakü-Tiflis-Erzurum Boru Hattı’yla ilgili anlaşma uzun vadeli olarak uzatılmayarak, spot bir anlaşmaya döndü ve kapasitesi de azaltıldığı için orada da 11-12 milyon metreküplük bir eksiklik oluştu. Maalesef yönetim hataları nedeniyle depolar da geçen kış yeterince dolu değildi. Dolayısıyla bu sene bu hatalar yapılmadığı ya da eksik aldığımız, gaz ticareti yaptığımız muhataplarımızdan anlaştığımız şekilde tamamını aldığımız takdirde sıkıntıya girmeyiz. Ancak gelecek kış için bir başka risk faktörü daha var. Azerbaycan’dan da anlaşma uzatılıp kapasitesi 19,1 milyon metreküp güne yeniden getirilmediği takdirde bir eksiğimiz olacak.
Tek tesellimiz, geçen seneye göre Silivri ve Tuz Gölü’ndeki depolarda doluma devam edilmesi ve şu anda yüzde 60-65 civarında doluluk olması.''
''Türk Akım’da bir bölüm spot piyasaya endesklendi ve maliyeti arttı''
''Ama Türkiye'nin önündeki sıkıntı, yıllık ithalatının yüzde 24’ü civarında olan spot alımlarda küresel ölçekte de talep çok iken arzda ise sıkıntı var. En önemlisi de spot piyasada fiyatlar iki sene öncesine hatta geçen seneye göre anormal yükseldiği için örneğin bin metreküp doğalgaz 1.700-1.800 dolar spot ya da vadeli piyasada. Oysa 2000 yılında bin metreküp 100 dolar civarındaydı. Bu rakam hem bütçemiz üzerinde anormal bir yük oluşturacak hem de arz azlığı ve talep fazlalığı itibariyle bu kısmı bulabilirseniz spot piyasadan alacaksınız. İster istemez şu an ciddi oranda sübvanse edilmekten konutlara yönelik doğalgaz fiyatlandırmasına bu yükün yansıtılması noktasına gelinebilecek. Dolayısıyla bizleri yani konuttaki tüketicileri, hem de doğalgazla elektrik üretenleri yani santralleri ciddi riskler bekliyor.
Buna ilaveten (Rusya’yla) Türk Akım Hattı’yla ilgili 5,75 milyar metreküplük yıllık anlaşma bölümümüz spot vadeliye endeksli ve nispeten kısa vadeli anlaşma olarak yenilendi. Bunun yüzde 75’inin formülün eskiden petrole endeksli iken şu an spot piyasa TTF’ye endekslenmesiyle bunun alım maliyeti neredeyse üç katı kadar yükseldi.''
''Deutsche Bank’tan kredi alınması katmerli faiz yükü de getirecek''
VOA: BOTAŞ’ın son olarak Almanya merkezli finans kuruluşu DeutscheBank’tan kredi alacak olması ne anlama geliyor?
''Uluslararası doğalgaz alımında piyasalarda genelde yabancı bankalardan kredi alımıyla alım yapılması genelde pek yok çünkü bunun faiz oranı çok yüksek. Vadesi ise kısa sadece üç yıllık. Dolayısıyla bunun da ilave bir yükü var. Üstelik şimdi siz Deutsche Bank’tan kredi aldığınızda Türkiye’nin gizli olan doğalgaz alım anlaşmalarını dolayısıyla ticari sır kapsamındaki fiyat formüllerini de ister istemez Alman tarafına vermek durumunda kalacaksınız. Mesela biz genelde analizlerimizi doğruya yakın bir şekilde ama afişe olmuş, tahmini rakamlar üstünden yapıyoruz. Aynı zamanda başka aktörler de aynı şeyi yani devlet garantisi, Hazine garantisi istiyoruz diyebilecektir. Oysa rezervi eksi 60 milyar dolar civarındaki Merkez Bankası’ndan söz ederken, böyle kredi alımları Türkiye’yi zaten var olan ekonomik riskler ötesinde ilave risklerle karşı karşıya bırakacaktır. Faiz yükü de bunun üstüne katmerli olarak gelecek. Son derece yanlış bir adım.''
Nabucco gibi alternatifler Avrupa’nın ihtiyacını karşılar mı?
VOA: Ukrayna savaşı nedeniyle önümüzdeki kış Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacı için Nabucco Projesi gibi alternatif arayışlarını nasıl yorumluyorsunuz?
''Şimdi Avrupa Birliği’nin (AB) yanlış politikaları uygulayan liderleri Amerika’nın da dolduruşuyla büyük hata yapıyorlar. En azından Rusya’ya güvenilir bir tedarikçi idi. Ukrayna’yı da kışkırtarak durumu bu noktaya getirdiler. Bunlar benim naçizane kendi görüşümdür. Ancak kağıt üstünde konuştuğumuz, doğalgaz konusunda Azerbaycan’dan şu kadar getiririz, İran’dan bu kadar getiririz gibi bütün bunlar bugünden yarına Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını kesinlikle ortadan kaldırmaz. Geçen sene, 2021 yılında Rusya Federasyonu, Türkiye hariç Avrupa’ya 155 milyar metreküp gaz sağladı. Mesela İran, böylesi bir müzakerede ‘Öncelikle siz Devrim Muhafızları’nın terörist olduğuna dair kararlarınızı ortadan kaldıracaksınız’ şartını getiriyor yani böyle bir uzlaşmaya yakın değil. Dolayısıyla kağıt üstüne yazılanlar 155 milyar metreküplük Rusya'nın tedarikini karşılamaktan çok uzak. Onun için bu maceracı politikadan hem Amerika hem de AB vazgeçmediği taktirde hepimiz burada bir bedel ödeyeceğiz. Kağıt üstüne yazmakla Rusya’ya alternatif maalesef geliştirilemez.''