Türkiye, işadamlarından öğretmenlere, garsonlardan doktorlara kadar birçok iş kolundan Suriyeli’ye kapısını açan bir ülke olarak, geçtiğimiz aylarda belli kriterlere uyan kişilere, vatandaşlık hakkı tanıyabileceğini gündeme getirmişti.
Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan milyonlarca Suriyeli sığınmacı da, gündeme getirilen vatandaşlık konusunu yakından takip ediyor ve vatandaşlık hakkından yararlanmak için atılacak adımları bekliyor.
Sayıları 3 milyonu bulan Suriyeli mülteciler için, darbe girişimiyle sekteye uğrayan vatandaşlık konusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tekrar gündeme getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Mülteciler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Suriyeliler için vatandaşlık sürecinin başladığını açıkladı. Erdoğan, “Mülteciler için vatandaşlık sürecini başlattık,” dedi. Aldıkları bu kararın sosyal riskleri de barındırdığını ifade eden Erdoğan, bu riskleri göze aldıklarını da sözlerine ekledi.
Ülkesinde doktorluk yapan ancak iç savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan diş hekimi Zeyaa Cohan ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı vatandaşlık sürecinin başlamasıyla ilgili olarak konuştuk.
Your browser doesn’t support HTML5
Suriye’de 20 sene diş hekimliği yapan Zeyaa Cohan, dört sene önce Şam’ı terk ederek 3 çocuğu ve eşiyle Türkiye’ye gelmiş. Cohan, Türkiye’de çalışma izninin olmaması nedeniyle uzun süre çalışamamış ve çok sıkıntılar çekmiş. Kısa süre önce özel bir hastanede diş hekimliği mesleğine devam etmeye başlayan Cohan, Suriyeliler’e vatandaşlık verilmesiyle ilgili olarak düşüncelerine şöyle ifade etti: “Vatandaş olursak bizim işlerimiz çok kolaylaşır. Çalışma izni ve sigortalı çalışma konularında rahat ederiz. Şu an biz çalışıyoruz ama kaçak gibi çalışıyoruz. Resmi bir işlem yapmak istediğimizde bizden kimlik istiyorlar, TC kimlik numarası istiyorlar. TC kimlik numarası alsak da bu geçerli değil diyorlar, mutlaka bir sorun çıkartıyorlar. Eğer benim Türk kimliğim olursa, Türk vatandaşı gibi olursam, denkliğimi alırsam kendime işyeri açarım. Şimdi beğenmediğimiz yerde de çalışmak zorunda kalıyoruz. Kimliğimiz olursa hakkımızı daha fazla muhafaza edebiliriz.”
Suriye’den 35 sene önce ayrılıp İstanbul’a gelen ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Suriye asıllı Uzman Doktor Nezir Alın, Çocuk Hastalıkları Uzmanı olarak uzun süredir Türkiye’de görev yapıyor.
1995 yılında Bağcılar’da özel bir hastane kuran ve bu hastanenin başhekimi olan Doktor Nezir Alın, kendisi gibi doktor olan birçok arkadaşının savaştan sonra Türkiye’ye geldiğini ancak çalışma izinleri olmadığı için mesleklerine devam edemediğini anlattı.
Your browser doesn’t support HTML5
Suriyeliler’e vatandaşlık verilmesi konusunu Doktor Nezir Alın ise, şöyle değerlendirdi: “75 milyonluk bir Türkiye’yi düşündüğümüz zaman Türkiye, doktor ihtiyacı olan bir ülkedir. Türkiye’nin Avrupa normlarına ulaşabilmesi için 70-80 bin doktora ihtiyacı var. Bu ciddi bir rakam. Bir de 3 milyon Suriyeli geldi. Gelen Suriyeliler’in de doktora ihtiyacı var. Var olan ihtiyacımızın, kaliteli, çok tanınmış, Suriye’de kendi dalında isim yapmış doktorlar tarafından karşılanmasında ne sakınca var? Türk vatandaşı olduktan sonra ortak bir heyet kurulur ve bu doktorların diplomalarına denklik verilerek ülkeye kazandırılır ve bu doktorlar, en azından Türkiye’ye gelen Suriyeliler’e hizmet vermiş olurlar.”
Şu an Suriye’de olan doktorların çoğunun Amerika’da ve Avrupa’da eğitim aldığını ve Suriye’deki tip fakültesinin de Osmanlı zamanından kalma 300 yıllık geçmişe sahip köklü bir fakülte olduğunu söyleyen Alın, Suriye’de yetişen doktorların basit bilgilerle yetişen doktorlar olmadığını ve bu doktorların Türk halkına çok faydaları dokunabileceğini belirtti.