Türkiye’de Doğurganlık Hızı Düşüyor Doğurma Yaşı Artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2019 yılında 1,88 çocuk olarak kayıtlara geçti. Diğer bir ifadeyle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca (15-49 yaş grubu) doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2019 yılında 1,88 oldu. Bu durum, doğurganlığın, nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10'un altında kaldığını gösterdi.

TÜİK’in 11 Temmuz “Dünya Nüfus Günü” öncesinde açıkladığı istatistiklere göre toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il, 2019 yılında 3,89 çocukla Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa'yı 3,37 çocukla Şırnak, 3,16 çocukla Ağrı ve 3,15 çocukla Muş izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,33 çocukla Gümüşhane oldu. Gümüşhane'yi 1,34 çocukla Kütahya ve Edirne takip etti.

Türkiye'nin toplam doğurganlık hızının Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülkenin toplam doğurganlık hızlarından daha yüksek olduğu görüldü. AB üyesi 28 ülkenin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde, 2018 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,88 çocukla Fransa olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,23 çocuk ile Malta olduğu görüldü.

Doğum yapan annelerin ortalama yaşı 28,9’a çıktı

2001 yılında doğum yapan annelerin ortalama yaşı 26,7 iken 2019 yılında 28,9 oldu. Diğer yandan ilk kez 2019 yılında doğum yapan annelerin ortalama yaşı ise 26,4 oldu.

Yaş grubuna göre doğurganlık hızı incelendiğinde, 2001 yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı binde 144 ile 20-24 yaş grubunda iken 2019 yılında binde 122 ile 25-29 yaş grubunda görüldü. Bu durum, doğurganlığın kadının daha ileri yaşlarında gerçekleştiğini gösterdi. Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade ediyor.

İlk evlenme yaşı artıyor

Evlenme istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2009 yılında yüzde 8,1 iken bu oran 2019 yılında yüzde 3,1'e düştü.

Kadınlarda 2015 yılında 24,4 olan ortalama ilk evlenme yaşı 2019 yılında 25'e yükseldi. İlk evlilik yaşının doğumlar üzerinde önemli bir etkisi olup daha erken yaşlarda evlenen kadınların ortalama olarak daha fazla çocuk sahibi olma potansiyeli bulunuyor. Bu da genellikle yaşam boyunca daha fazla sayıda doğuma yol açabiliyor.

Birleşmiş Milletler İstatistik Komisyonu tarafından 2013 yılında kabul edilen "Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri 52 Minimum Gösterge Seti"nde yer alan göstergelerden biri olan "20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenen kadınların oranı" Türkiye'de 2010 yılında yüzde 8,2 iken 2019 yılında bu oran yüzde 5,1 oldu.

Adölesan doğurganlık hızı düştü

Adölesan doğurganlık hızı, 15-19 yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını gösteriyor. Yaşı çok genç olan annelerden doğan bebeklerin daha yüksek derecede hastalık ve ölüm riskiyle karşı karşıya kalmalarından dolayı adölesan doğurganlık konusu anne ve bebek sağlığının korunması bakımından önem taşıyor.

Adölesan doğurganlık hızı, 2001 yılında binde 49 iken 2019 yılında binde 17'ye düştü. Diğer bir ifadeyle, 2019 yılında 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 17 doğum düştü.

AB üyesi 28 ülkenin adölesan doğurganlık hızları incelendiğinde, 2018 yılında en yüksek adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke binde 39 ile Bulgaristan, en düşük adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke ise binde 2 ile Danimarka oldu. Adölesan doğurganlık hızı 2018 yılında binde 19 olan Türkiye, AB üyesi 11 ülke ile beraber AB ortalamasının üzerinde yer aldı.

Anne ölüm oranı yüz binde 13,6'ya geriledi

Anne ölüm oranı, bir yıl içinde gerçekleşen yüz bin canlı doğum başına anne ölümlerinin sayısı olarak tanımlanıyor. Anne ölümü, gebeliğin başlangıcından doğum sonrası 42. günü kapsayacak şekilde; kaza ve tesadüfi sebeplerden kaynaklanmayan, gebelik veya gebeliğin yönetiminden kaynaklı olarak veya gebeliğin ağırlaştırdığı herhangi bir sebeple kadının ölmesidir.

Türkiye'de 2010 yılında yüz binde 16,7 olan anne ölüm oranının yıllar içinde azalma eğilimi göstererek 2018 yılında yüz binde 13,6'ya gerilediği görüldü.

Anne ölüm oranı dünya ortalamasının 2017 yılında yüz binde 211 olduğu görüldü. Anne ölüm oranı ülkelere göre incelendiğinde, yüz binde 1.150 ile Güney Sudan ilk sırada yer aldı. Güney Sudan'ı yüz binde 1.140 ile Çad ve yüz binde 1.120 ile Sierra Leone izledi. Anne ölüm oranının en düşük olduğu dört ülke ise yüz binde 2 ile Belarus, İtalya, Norveç ve Polonya oldu. Türkiye'de ise anne ölüm oranının 2017 yılında yüz binde yaklaşık 15 olduğu görüldü.

Bebek ölüm hızı binde 9,1 oldu

Bebek ölüm sayısı, 2018 yılında 11 bin 598 iken 2019 yılında 10 bin 770 oldu. Bin canlı doğum başına düşen bebek ölüm sayısını ifade eden bebek ölüm hızı, 2018 yılında binde 9,3 iken 2019 yılında binde 9,1 oldu. Diğer bir ifade ile 2019 yılında bin canlı doğum başına 9,1 bebek ölümü gerçekleşti.

Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2018 yılında binde 11,3 iken 2019 yılında binde 11,2 oldu.

Yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 17,5 oldu

Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde14,4 iken 2019 yılında bu oran yüzde17,5'e yükseldi.