WASHINGTON —
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 yılı İnsan Hakları Raporu, geçen yıl Türkiye’de adalete etkili bir biçimde erişilemediği yönünde bir eleştiri getiriyor.
Rapora göre kapsamlı terörle ve diğer tehditlerle mücadele yasaları ve şeffaflık eksikliği, bu suçların soruşturulmasında adalete erişimi önemli ölçüde kısıtlıyor.
Türkiye’yi 2012 yılı boyunca insan hakları açısından değerlendiren raporun giriş bölümü şöyle devam ediyor: “Yasal reformlar cezaevindeki binlerce kişinin serbest bırakılmasıyla sonuçlansa da, yargı sistemi siyasileşmiş ve aşırı derecede yüklenmiş durumdaydı. Yetkililer rastgele tutuklamalara, insanları gözaltı adı altında uzun ve belirsiz sürelerce hapis tutmaya ve uzatılmış davalar görmeye devam etti. Savcılar ve hakimler arasındaki yakın bağlar uygunsuzluk ve taraflılık izlenimi verdi. Savcı ve hakimlere verilen geniş yetkiler, ceza yasalarının – özellikle devlet güvenliğini ilgilendiren kapsamlı soruşturmalarda – tutarsız ve belirsiz biçimde uygulanmasına yol açtı.
‘Hükümet ifade özgürlüğüne müdahale ediyor’
Rapor hükümeti ifade özgürlüğüne müdahaleyle de suçluyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın insan hakları raporu bu konuda şöyle devam ediyor: “Ceza yasası ve terörle mücadele yasası, basın ve İnternet özgürlüğünü kısıtlayan maddeler içeriyor. Yetkililer çok sayıda gazeteciyi hapsetti ve 2012 yılı sonuna kadar bu kişiler hala hapisteydi. Üçüncü Yargı Reform Paketi’nin sonucunda yaklaşık 400 kitap üzerindeki yasak kalktı. Gazeteciler, akademisyenler ve yazarlar, insanların devlet ya da hükümeti açıkça eleştirmeleri sonucunda haklarında ceza davaları ya da soruşturma açılmasından korktuğunu, bundan dolayı oto-sansürü yaygın biçimde kullandığını bildirdi. Başta başbakan olmak üzere siyasi liderler kendilerini eleştirenler aleyhinde karalama davası açtı. Hükümet bazı dini, siyasi, Kürt milliyetçisi ya da kültürel görüşlerin sempatizanlarını taciz etti ya da haklarında soruşturma başlattı. Yetkililer aralarında öğrencilerin de bulunduğu binlerce kişiyi, yasal gösteriler sırasında gözaltına aldı ve bu kişileri terörle mücadele yasaları altında yargıladı, önemli ölçüde toplanma özgürlüğünü kısıtladı.”
‘Savunmasız topluluklar’
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 İnsan Hakları raporu Türkiye’de “savunmasız topluluklar” adı altındaki kesime de yeterli korunma sağlanmadığına dikkati çekiyor. Rapor, “Hükümet aralarında kadın, çocuk ve LGBT’lerin (Lezbiyen, eşcinsel, biseksüel ve cinsiyet değiştirenler) bulunduğu savunmasız toplulukları, toplumsal istismardan, ayrımcılıktan ve şiddetten etkili bir şekilde korumadı. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun bu konuda ilerleme ortaya koysa da, namus cinayetleri gibi kadına yönelik şiddet önemli bir sorun olmaya devam etti.” Rapor, çocukların evlendirilmesinin de Türkiye’de geçen yıl devam eden sorunlardan biri olduğunu yazıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunun Türkiye bölümünde ayrıca güvenlik kuvvetlerinin yargısız infazlar yaptığını, yetkililerin gösterileri yasakladığını, güvenlik kuvvetlerinin özellikle Kürt sorunu, öğrenci ve işçi hakları, ve muhalefet eylemcilerinin düzenlediği gösterilerde aşırı güç kullandığını, hükümetin özelikle Güneydoğu’da insan hakları örgütlerinin faaliyetlerini engellediğini belirtiyor.
Rapor ayrıca önceki yıllara oranla sayısının artmasına rağmen güvenlik kuvvetlerinin görev istismar durumlarında cezalandırılmadığını, bu konuda yeterli tutuklama olmadığı ve dava açılmadığını, çok az güvenlik kuvveti mensubunun hüküm giydiğine dikkati çekiyor.
John Kerry: 'Beşar Esat özgürlük çağrılarına cinayetle yanıt veriyor'
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 yılı insan hakları raporunda bazı Arap Baharı ülkelerinde cesaret verici demokratik atılımlar yapıldığı, ama diğerlerinin şiddete ve artan insan hakları ihlallerine boyun eğdiği yazıyor.
Cuma günü yayınlanan rapor, Suriye’yi bölgede insan haklarını en fazla ihlal eden ülke olarak tanımlıyor, Devlet Başkanı Beşar Esat ve hükümetini, kendi halkına zulmetmekle suçluyor.
Raporu kamuoyuna açıklayan Dışişleri Bakanı John Kerry, Beşar Esat’ın özgürlük çağrılarına cinayet ve kargaşa yaratarak yanıt verdiğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunda en büyük ihlalci ülkelerin başında Beyaz Rusya, Çin, Kongo, İran, Kuzey Kore, Pakistan, Rusya ve Venezüella geliyor.
Bununla birlikte rapora göre aralarında Afganistan, Burma, Gürcistan ve Tunus gibi ülkelerde düzelmeye dikkat çekiliyor.
Rapora göre kapsamlı terörle ve diğer tehditlerle mücadele yasaları ve şeffaflık eksikliği, bu suçların soruşturulmasında adalete erişimi önemli ölçüde kısıtlıyor.
Türkiye’yi 2012 yılı boyunca insan hakları açısından değerlendiren raporun giriş bölümü şöyle devam ediyor: “Yasal reformlar cezaevindeki binlerce kişinin serbest bırakılmasıyla sonuçlansa da, yargı sistemi siyasileşmiş ve aşırı derecede yüklenmiş durumdaydı. Yetkililer rastgele tutuklamalara, insanları gözaltı adı altında uzun ve belirsiz sürelerce hapis tutmaya ve uzatılmış davalar görmeye devam etti. Savcılar ve hakimler arasındaki yakın bağlar uygunsuzluk ve taraflılık izlenimi verdi. Savcı ve hakimlere verilen geniş yetkiler, ceza yasalarının – özellikle devlet güvenliğini ilgilendiren kapsamlı soruşturmalarda – tutarsız ve belirsiz biçimde uygulanmasına yol açtı.
‘Hükümet ifade özgürlüğüne müdahale ediyor’
Rapor hükümeti ifade özgürlüğüne müdahaleyle de suçluyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın insan hakları raporu bu konuda şöyle devam ediyor: “Ceza yasası ve terörle mücadele yasası, basın ve İnternet özgürlüğünü kısıtlayan maddeler içeriyor. Yetkililer çok sayıda gazeteciyi hapsetti ve 2012 yılı sonuna kadar bu kişiler hala hapisteydi. Üçüncü Yargı Reform Paketi’nin sonucunda yaklaşık 400 kitap üzerindeki yasak kalktı. Gazeteciler, akademisyenler ve yazarlar, insanların devlet ya da hükümeti açıkça eleştirmeleri sonucunda haklarında ceza davaları ya da soruşturma açılmasından korktuğunu, bundan dolayı oto-sansürü yaygın biçimde kullandığını bildirdi. Başta başbakan olmak üzere siyasi liderler kendilerini eleştirenler aleyhinde karalama davası açtı. Hükümet bazı dini, siyasi, Kürt milliyetçisi ya da kültürel görüşlerin sempatizanlarını taciz etti ya da haklarında soruşturma başlattı. Yetkililer aralarında öğrencilerin de bulunduğu binlerce kişiyi, yasal gösteriler sırasında gözaltına aldı ve bu kişileri terörle mücadele yasaları altında yargıladı, önemli ölçüde toplanma özgürlüğünü kısıtladı.”
‘Savunmasız topluluklar’
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 İnsan Hakları raporu Türkiye’de “savunmasız topluluklar” adı altındaki kesime de yeterli korunma sağlanmadığına dikkati çekiyor. Rapor, “Hükümet aralarında kadın, çocuk ve LGBT’lerin (Lezbiyen, eşcinsel, biseksüel ve cinsiyet değiştirenler) bulunduğu savunmasız toplulukları, toplumsal istismardan, ayrımcılıktan ve şiddetten etkili bir şekilde korumadı. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun bu konuda ilerleme ortaya koysa da, namus cinayetleri gibi kadına yönelik şiddet önemli bir sorun olmaya devam etti.” Rapor, çocukların evlendirilmesinin de Türkiye’de geçen yıl devam eden sorunlardan biri olduğunu yazıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunun Türkiye bölümünde ayrıca güvenlik kuvvetlerinin yargısız infazlar yaptığını, yetkililerin gösterileri yasakladığını, güvenlik kuvvetlerinin özellikle Kürt sorunu, öğrenci ve işçi hakları, ve muhalefet eylemcilerinin düzenlediği gösterilerde aşırı güç kullandığını, hükümetin özelikle Güneydoğu’da insan hakları örgütlerinin faaliyetlerini engellediğini belirtiyor.
Rapor ayrıca önceki yıllara oranla sayısının artmasına rağmen güvenlik kuvvetlerinin görev istismar durumlarında cezalandırılmadığını, bu konuda yeterli tutuklama olmadığı ve dava açılmadığını, çok az güvenlik kuvveti mensubunun hüküm giydiğine dikkati çekiyor.
John Kerry: 'Beşar Esat özgürlük çağrılarına cinayetle yanıt veriyor'
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 yılı insan hakları raporunda bazı Arap Baharı ülkelerinde cesaret verici demokratik atılımlar yapıldığı, ama diğerlerinin şiddete ve artan insan hakları ihlallerine boyun eğdiği yazıyor.
Cuma günü yayınlanan rapor, Suriye’yi bölgede insan haklarını en fazla ihlal eden ülke olarak tanımlıyor, Devlet Başkanı Beşar Esat ve hükümetini, kendi halkına zulmetmekle suçluyor.
Raporu kamuoyuna açıklayan Dışişleri Bakanı John Kerry, Beşar Esat’ın özgürlük çağrılarına cinayet ve kargaşa yaratarak yanıt verdiğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunda en büyük ihlalci ülkelerin başında Beyaz Rusya, Çin, Kongo, İran, Kuzey Kore, Pakistan, Rusya ve Venezüella geliyor.
Bununla birlikte rapora göre aralarında Afganistan, Burma, Gürcistan ve Tunus gibi ülkelerde düzelmeye dikkat çekiliyor.