DİSK-KESK-TMMOB ve Türk Tabipler Birliği Emek ve Dayanışma Günü’nü İstanbul Maltepe’deki dolgu miting alanında kutlarken Türk-İş kutlamalar için Hatay’daydı.
Hükümete yakın olduğu bilinen kamu sendikası Memur-Sen ise Kocaeli’de miting düzenledi.
Türkiye’de 1 Mayıs Meydanı olarak kabul edilen Taksim Meydanı, İstanbul Valiliği tarafından yasaklandıktan sonra DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’den oluşan 1 Mayıs Tertip Komitesi Maltepe Meydanı’nda eylemi yapma kararı kaldı.
Aralarında CHP, HDP, DSP, TKP’nin de bulunduğu gruplar sabah 11’den itibaren Maltepe Meydanı’na girişlere başladı.
Çerkezoğlu: “OHAL ekmeğimizin gasp edilmesidir”
Onbinlerce kişinin bir araya geldiği mitingde ilk konuşmayı yapan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu oldu.
Çerkezoğlu, bu yılki 1 Mayıs’ın ana gündeminin 24 Haziran Seçimleri olduğunun altını çizdi:
“OHAL emeğimizin, ekmeğimizin gasp edilmesidir! Tek kişinin ağzından çıkan sözün kanun olduğu, fermanlarla yönetilen bir ülke en fazla emeği tehdit etmektedir. Kanun hükmünde fermanlarla işçilerin hak aramasını yasaklayanları, OHAL’den istifade grevleri yasakladık diye bir avuç patrona caka satan Recep Tayyip Erdoğan’ı emek durduracak! İşsizlik fonundaki paraları patronlara peşkeş çekenleri emek durduracak. Bu 1 Mayıs, ülkemizin tek kişinin ağzından çıkan söz ile yönetilmesine karşı milyonların itirazıdır, emeğin itirazıdır. 24 Haziran’da yangından mal kaçırır gibi ülkeyi tekeline almak isteyen, sermayenin karşısına geçip işçi düşmanlığıyla övünenlere itirazımız var!”
Kadınlar yine alanda ağırlıklıydı
Alanda tercih edilen dövizlerde daha çok OHAL ve KHK’lara karşı mesajlar dikkat çekiyordu. Bunun dışında tek adam rejimini hedef alan ve barış ve özgürlük talep eden dövizler taşınıyordu.
Son birkaç yıldır toplumsal itirazlarda sürekli öne çıkan kadın örgütleri de Maltepe Meydanı’nda dikkat çekici kalabalıklarla yer aldılar. Kadın Meclisleri, ”yalnız değilsiniz” pankartının ardında “kadınlar durmayacak” dövizleri taşırken Mor Dayanışma “Bedenimiz, emeğimiz, özgürlüğümüz için sahnedeyiz” için pankartıyla alana çıktı.
ASİM-SEN: “24 bin kişiyiz ama haksızlığa uğruyoruz”
Askeri İşyerlerinde Görevli Kamu Çalışanları Sendikası çalışanları da (ASİM-SEN) “TSK’nın üvey evlatları da burada”, “Ölürken ayrı gayrı” yazılı dövizlerle Maltepe’deydi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan ASİM-SEN İletişim Sekreteri Sezen Bozkurt, “Biz memur olarak 657 sayılı yasaya tabiyiz. Ama askerler gibi 957 sayılı yasa üzerinden cezalandırılıyoruz. Askeri kurallara göre çalışıyoruz ve yaşıyoruz. Ama benim yanı başımda hemen hemen aynı işi yaptığımız asker personel 400 lira zam alırken bize zam yapılmadı. Askeriyede görev yapan 24 bin sivil personel olarak bizimle aynı işi yapan asker personelle aynı hakkı istiyoruz. Zira 17 Şubat 2016’da Ankara’daki saldırıda bizim arkadaşlarımız da öldü” dedi.
Yaklaşık 150 gazetecinin tutuklu olduğu ülkede gazeteciler, 1 Mayıs’a yine sınırlı bir katılım gösterdi. DİSK-Basın İş, “basına özgürlük, sendikayla gelecek” sloganı atarken Dışarıdaki Gazeteciler, “Gazetecilere özgürlük” pankartıyla yürüdü.
Türkiye Gazeteciler Sendikası ise “Gazetecilik suç değildir” pankartıyla 1 Mayıs mitingine katıldı.
İstanbul Emniyeti, miting için büyük güvenlik önlemleri aldı. Gruplar, üç ayrı kontrol noktasında arandıktan sonra Maltepe Meydanı’na girdi.
Ankara’da 1 Mayıs, Tandoğan Meydanı’nda kutlandı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Ankara’da da Tandoğan Meydanı’nda sendikaların ortaklaşa düzenlediği etkinlikle kutladı.
Ankara Emniyeti’nin, OHAL nedeniyle başkentte aylardır her türlü toplumsal eyleme ve gösteriye sert müdahale yaklaşımı bugünkü 1 Mayıs etkinliğinde de kendini gösterdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) yer aldığı düzenleme komitesi öncülüğünde, CHP ve çok sayıda sol örgüt desteğiyle yapılan etkinlikte polis ile katılımcılar arasında gerginlikler yaşandı.
Meydan bariyerler çember içerisine alındığı ve kilometrelerce öteden araç trafiği yasağı getirilmiş olması nedeniyle katılımcılar uzun yürüyüşlerle alana gelebildi. Detektör köpeklerle arama da yapılırken, etkinliklerde 4 bin 500 polisin görev yaptığı açıklandı.
TMMOB: “Kaçak Saraylı Cumhurbaşkanı İstemiyoruz”
Bu arada TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin “Kaçak Saraylı Cumhurbaşkanı İstemiyoruz” yazılı pankartına polis el koydu. Alana giriş noktası öncesinde diğer aramalarda pankarta polis müdahalesi yapılmamış olması nedeniyle mimar grup ile polis arasında tartışmalar da yaşandı.
Kutlama başladığında ilk önce iş kazalarında hayatlarını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunuldu. Ardından DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, bugün dünyanın tüm meydanlarında işçi ve emekçilerin, ekmek, eşitlik ve adalet diye haykırdıklarını söyleyerek, “Emperyalizme karşı, kapitalizme karşı yürüyorlar. Sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya için, güzel bir dünya için yürüyorlar. Onlara buradan selam olsun” dedi.
Ayrıca basın mensupları da, “Gazetecilik Suç Değildir” pankartı açtı.
Diyarbakır’da Seçim Temalı 1 Mayıs
Önceki yıllarda ya izin verilmeyen ya da yer tartışmaları nedeniyle yapılmayan 1 Mayıs etkinliklerine bu yıl izin verildi. 1 Mayıs İşçi Bayramı İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingle kutlandı.
Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı kutlama, işçi sendikalarının gruplar halinde alana girmesiyle başladı. Alana ilk giren grup gazetecilerin örgütlü olduğu, Türkiye Gazeteciler Sendikası oldu. Ellerinde pankartlarla, sloganlar eşliğinde alana giren gazetecileri diğer sendikalar takip etti.
Your browser doesn’t support HTML5
Pankart ve sloganlarda Türkiye’deki uygulamalara tepki vardı. Gruplar alana girdikten sonra 1 Mayıs şarkıları eşliğinde halay çekmeye başladı. Kutlamalara toplumun değişik kesimlerinden çok sayıda kişi katıldı. Sendika bayrakları dışında bayrak açılmasına izin verilmeyen mitingde, daha önce belirlenen şarkılar dışında müzik çalınmasına izin verilmedi. Kalabalığın içinde Öcalan lehine slogan atmak isteyenler polis tarafından tespit edilerek, fotoğrafları çekildi.
İşçi bayramı olsa da katılanların gündemi farklıydı. Aralarında KHK’larla (Kanun Hükmünde Kararname) işlerini kaybedenlerin de bulunduğu insanların umudu, yeniden işlerine dönebilmek. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Vural Tantekin, “Özellikle kovulan iyinden uzaklaştırılan insanların bu alana akıp, o faşizan baskıya güzel bir tokat vuracağına inanıyorum. Buradaki yansıma seçime de yansıyacaktır. Bunu da etkileyecek diye düşünüyorum” dedi.
Mitinge babasıyla birlikte gelen 10 yaşındaki Armanç Renas Uzcan’ın ise çevre konusunda beklentileri vardı. Uzcan; “Hava kirliliği olmuş, benim birkaç arkadaşım astım hastası olmuş. Türkiye’de nükleer santral yapılıyor. Nükleer santrale hayır” diye konuştu.
Bir süre önce KHK ile işini kaybeden Şener Yıldız ise yaşadıklarının son bulmasını umut ediyordu. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Yıldız, “Bu süreçte böyle bir etkinlik düzenlenmesi önemli bir gelişme. Direnen emekçiler her zaman her yerde, her şartta kazanacaktır. Bu umudu taşıyoruz., bize yaşatılan işten çıkarmalar sürgünler umuyoruz en yakın süreçte işçilerin direnişle son bulacaktır. Ve biz daha mutlu bir geleceğe kavuşacağız” şeklinde konuştu.
Mitinge katılanlar arasında Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de vardı. Türkiye’de birçok alanda yıkım yaşandığını söyleyen Temelli, en büyük yıkımın siyasette olduğunu söyledi. Temelli, “Bir büyük yıkım da demokratik siyaset alanında. Demokratik siyasetin önünü tıkayarak bu ülkeyi savaş politikalarıyla yönetmeye çalışanlar, Türkiye’nin de önünü tıkamaktadır. Tekçi adam rejimi, bu iktidarın demokratik siyasete tahammülü olmadığını göstermiştir. Dokunulmazlıkları kaldırarak darbe mekaniğini işletmeye davam etmiştir. Bugün İdris Baluken, Çağlar Demirel, Leyla Güven, Sabahat Tuncel ve Mehmet Aslan neden cezaevinde? Bir suçları olduğu için değil, bir sevdaları olduğu için cezaevindeler. Onlar içeride biz de var olduğumuz her yerde mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımızın onurlu direnişi bize güç katıyor. Tüm tutsak arkadaşlarımıza, binlerce yoldaşımıza Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş şahsında selamlarımızı yolluyoruz. Onlar özgür olmadan bize durmak haram olsun” dedi.
Türkiye’nin diktatörlük tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savunan Temelli, “Bu ülkeyi OHAL olmadan yönetemiyorlar. OHAL olmadan yönetemeyeceklerini anladılar ki, bir kez daha uzattılar. OHAL rejimi ile KHK’lerle ayakta durmaya çalışıyorlar. Meclis’i bypass ettiler, kafalarına göre KHK çıkararak yüzbinlerce insanı işinden, aşından ediyorlar. Kamuda çalışanları işinden etmenin kolay yolu KHK. Bu rejime dur deme zamanıdır. Bugün bu rejime dur demezsek, OHAL’den sonra sıkıyönetim, sonrasında da diktatörlük gelir” diye konuştu.
Miting konuşmaların ardından konserlerle sona erdi.