Ankara, haftasonu İçişleri Bakanlığı önündeki saldırıda iki saldırganın Suriye'den geldiğini tespit ettikten sonra, Suriye ve Irak'taki tüm Kürt militan tesislerinin geçerli askeri hedefler olduğunu açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İstihbarat ve güvenlik güçlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde iki teröristin Suriye'den geldikleri, burada (Suriye'de) eğitim gördükleri açıklığa kavuşmuştur" dedi.
KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Fidan, "Özellikle Irak ve Suriye’de PKK/YPG'ye ait bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekün meşru hedefidir" dedi.
Üçüncü tarafların PKK/YPG'li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye eden Fidan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ankara'daki terör saldırısına cevabının "son derece net olacağını" vurguladı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de bugün kameralar karşısında benzer bir açıklama yaptı ve “İlgili birimlerimizin yaptığı çalışmalar sonucunda 2 teröristin PKK/KCK, PYD/YPG üyesi oldukları ve Suriye’den gelerek bu eylemi yaptıkları tespit edildi” dedi.
“Suriye ve Irak’ta PKK/KCK, PYD/YPG’nin tüm tesis ve faaliyetlerinin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimiz olacağının herkes tarafından bilinmesini istiyoruz” diye Güler, “Eli kanlı teröristler, bu coğrafyadan yok olup gidinceye kadar, artan bir şiddetle, azim ve kararlılıkla terörle mücadelemiz devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“22 hedef imha edildi”
Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki bazı bölgelere hava harekatı düzenlediğini ve 22 hedefin vurulduğunu açıkladı.
Yazılı açıklamada, “PKK/KCK ve diğer terörist unsurlarını etkisiz hale getirerek Irak'ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla; Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak’ın kuzeyindeki Metina, Hakurk, Gara, Kandil ve Asos bölgelerinde bulunan terörist hedeflerine 4 Ekim 2023 saat 19.00’da hava harekatları icra edilmiş, icra edilen hava harekatlarıyla Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) tarafından kullanılan ve içerisinde sorumlu düzeyde teröristlerin de bulunduğu değerlendirilen mağara, sığınak, barınak ve depolardan oluşan toplam 22 hedef imha edilmiştir” denildi.
Çok sayıda teröristin “etkisiz hale getirildiği” kaydedilen açıklama, “Bu harekat sırasında; masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmıştır” denildi. Harekatlarda azami oranda yerli ve milli mühimmat kullanıldığı da açıklamada yer aldı.
SDG liderinden yalanlama ve savaş suçu ithamı
Ankara’daki terör saldırısının hemen sonrasında Kuzey Irak’taki operasyonlarını arttıran Türk Silahlı Kuvvetleri, son yıllarda Suriye'nin kuzeyine, PKK'nın uzantısı olarak gördüğü ve şu anda Kuzey Irak'ta üslenmiş olan YPG milislerini hedef alan çok sayıda sınır ötesi harekat düzenledi.
YPG aynı zamanda IŞİD’e karşı ABD liderliğindeki koalisyonun ana müttefiki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) öncü gücü.
SDG lideri Mazlum Abdi ise Ankara’nın açıklamalarının aksine saldırganların kendileriyle bağlantısı olmadığını açıkladı. Abdi, sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, “Türk yetkililerin iddia ettiği gibi Ankara'nın saldırı failleri bölgemizden geçmemiştir ve Türkiye'nin iç çatışmasına taraf olmadığımız gibi gerilimin tırmanmasını da teşvik etmiyoruz” dedi.
Türkiye’nin bölgeye süren saldırılarını meşrulaştırmak ve derin endişe duydukları yeni bir askeri saldırı başlatmak için bahaneler aradığını savunan Abdi, “Bölgenin altyapısını, ekonomik kaynaklarını ve nüfusun yoğun olduğu şehirleri hedef alma tehdidi daha önce de şahit olduğumuz bir savaş suçudur” ifadelerini kullandı.
Abdi, garantör tarafları ve uluslararası toplumu, sık sık tekrarlanan bu tehditlere karşı uygun pozisyon almaya ve bölgede barış ve istikrarı sağlamaya çağırdı.
Suriye Demokratik Konseyi Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed de X’te yaptığı açıklamada “Türk hükümeti şehirlerimizi vurmak için rutin olarak insansız hava araçlarını kullanıyor ve şimdi de yerinden edilmiş kişiler dahil 5 milyon insanın yaşadığı bölgemizdeki altyapıyı vurmakla tehdit ediyor” diyerek uluslararası toplumu çok geç olmadan harekete geçmeye çağırdı.
Ahmed, Türk hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusu ile ilgili iddialarının anlamsız olduğunu savundu; tüm Suriye'nin zalim bir yönetim olmaksızın gerçek demokrasiye geçişini sağlama potansiyeline sahip tek bölgesini Ankara’nın istikrarsızlaştırdığını yazdı.
Ahmed, “Türkiye’deki Kürt-Türk ihtilafının barışçı yollarla çözülmesini her zaman destekledik ve desteklemeyi sürdürüyoruz. Ayrıca her türlü gerginliğe de sürekli karşı çıktık. Türkiye'yi sorunlarını Suriye'nin kuzeyine ihraç etmekten kaçınmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı
ABD Dışişleri Bakanlığı’nda PKK-YPG ayrımı tartışması
Dışişleri Bakanı Fidan’ın ve Abdi’nin açıklamaları ABD Dışişleri Bakanlığı’nın günlük basın brifinginde de gündeme geldi. Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, saldırganların Suriye bağlantıları ile ilgili iddiaları teyit edecek yeterli bilgiye sahip olmadıklarını söyledi; “ABD, NATO müttefikimiz Türkiye'nin ve Türk halkının, ABD tarafından bir yabancı terör örgütü olarak tanımlanan PKK'ya karşı mücadelesinde kararlılıkla yanındadır’’ dedi.
ABD Dışişleri Sözcü Yardımcısı, “ABD'nin pozisyonu hala PKK ve YPG’nin iki ayrı yapı olduğu ve YPG'nin Türkiye için bir tehdit oluşturmadığı yönünde mi?” sorusuna, “Durum bu. Uzun süredir devam eden ABD politikasını değiştirmek için burada değilim’’ yanıtını verdi. Patel, ABD’nin YPG’ye verdiği destek nedeniyle, bu açıklamada Türkiye’nin “kararlılıkla” yanında olmadığı eleştirisine ise yanıt vermedi.
Patel, “PKK'nın Türkiye için oluşturduğu meşru güvenlik tehdidinin farkındayız. ABD aynı zamanda Suriye'nin kuzeyinde askeri gerilimin tırmandırılmasından ve özellikle de bunun sivil halk üzerindeki etkisinden ve IŞİD'in yenilgiye uğratılması için sürdürülen çabalar üzerinde yaratacağı etkiden endişe duymayı sürdürüyor. Bölgedeki politikamızın temel bir ayağı olarak gerilimin tırmandırılmamasını ve ateşkeslerin sürdürülmesini savunmaya devam ediyoruz. Türkiye ile koordinasyon içinde olmaya ve Irak ile eylemlerini, Irak'ın egemenliğine destek verecek ve saygı gösterecek şekilde koordine etmeleri gerektiğini söylemeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.