Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da başlattığı askeri operasyonla ilgili Washington ve Ankara’dan açıklama geldi. Türk Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan’ın kendi egemen toprakları üzerinde gerekli gördüğü tedbirleri almak durumunda kaldığını bildirdi.
Açıklamada, "Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde bulunan gayrimeşru Ermeni silahlı unsurlarca Azerbaycan ordusu mensuplarına ve güvenlik görevlilerine yönelik uzun süredir devam eden silahlı saldırılar ve provokasyonlara karşı, Azerbaycan ordusu tarafından bugün (19 Eylül) münhasıran askeri unsurların hedef alındığı bir anti-terör operasyonu başlatılmıştır" denildi.
“Haklı endişelerin giderilmemesinin neticesi”
Dışişleri Bakanlığı, “İkinci Karabağ Savaşı'nın sona ermesinden bu yana geçen yaklaşık üç yıllık sürede sahadaki duruma ilişkin olarak sürekli dile getirdiği meşru ve haklı endişelerin giderilmemesi neticesinde Azerbaycan, kendi egemen toprakları üzerinde gerekli gördüğü tedbirleri almak durumunda kalmıştır’’ ifadelerini kullandı.
Açıklamada, Azerbaycan ile Ermenistan arasında bugüne kadar titizlikle yürütülen kapsamlı görüşme sürecinin sonuç odaklı olarak devamının sağlanmasının, bölgede barış, güvenlik, refah ve kalıcı istikrarın tesisi için tek yol olduğu belirtildi.
“Güç kullanılması kabul edilemez”
ABD ise, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki askeri eylemlerinden derin endişe duyduğunu açıkladı ve Azerbaycan'a bu eylemleri derhal durdurması çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında, ‘’Bu eylemler Dağlık Karabağ'da zaten vahim olan insani durumu daha da kötüleştirmekte ve barış umutlarını baltalamakta. Azerbaycan'a daha önce de açıkça ifade ettiğimiz üzere, anlaşmazlıkların çözümünde güç kullanılması kabul edilemez ve bölgede adil ve onurlu bir barış için gerekli koşulların yaratılmasına yönelik çabalara ters düşmekte’’ denildi.
Bakanlık, düşmanlıklara derhal son verilmesi ve Bakü ile Dağlık Karabağ halkının temsilcileri arasında saygılı bir diyalog kurulması çağrısında bulundu.
Azerbaycan, 10 Kasım 2020 tarihinde imzalanan üçlü bildiri hükümlerine aykırı olarak, Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinde varlığını sürdürmesinin bölgesel barışa ciddi bir tehdit oluşturduğu gerekçesiyle, bugün “terörle mücadele faaliyetleri” başlattığını açıklamıştı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı yazılı açıklamasında, "Üçlü bildirinin hükümlerinin sağlanması, Karabağ ekonomik bölgesinde gerçekleştirilen büyük çaplı provokasyonların önlenmesi, Ermeni silahlı kuvvetlerinin birimlerinin silahsızlandırılarak topraklarımızdan çıkarılması, askeri altyapılarının etkisiz hale getirilmesi, işgalden kurtarılan topraklara dönen sivil halkın güvenliğinin sağlanması ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin anayasal yapısının yeniden tesis edilmesi amacıyla antiterör operasyonu başlatılmıştır" denilmişti.
''Macron BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı''
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ı telefonla aradığı ve Dağlık Karabağ'daki durum nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdığı bildirildi.
Görüşmeyle ilgili Elysee’den yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Macron’un “Azerbaycan'ın güç kullanmasını en güçlü ifadelerle kınadığı” belirtildi.
Açıklamada, Macron’un, “saldırının derhal durdurulması ve Dağlık Karabağ'daki insani krize çözüm bulunması, Ermenistan ile Azerbaycan arasında adil ve kalıcı bir barışın sağlanması, Dağlık Karabağ sakinlerinin haklarının ve güvenliğinin garanti altına alınması için görüşmelerin derhal yeniden başlatılması” çağrısında bulunduğu da belirtildi.
Fransa’nın bu bağlamda, durumun bölgesel istikrar açısından oluşturduğu riskleri dikkate alarak, BM Güvenlik Konseyi'ni acilen toplantıya çağırdığı kaydedildi.
Ermenistan hükümetinin yaptığı açıklamada da, "Görüşmede Azerbaycan'ın saldırısı sonrasında Dağlık Karabağ'daki durum ele alındı. Her iki taraf da güç kullanmanın kabul edilemez olduğunu ve gerilimin azaltılması için uluslararası mekanizmaların kullanılması gerektiğini vurguladı" denildi.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da askeri harekata başvurmama sözünü tutmadığını belirterek Bakü'ye bombardımanı durdurma ve müzakere masasına dönme çağrısında bulundu.