31 Mart yerel seçimlerinin resmi olmayan sonuçları, Amerikalı uzmanları da şaşırttı. AK Parti’nin büyük şehirlerde kaybetmesini beklemeyen isimlerden biri de Türkiye uzmanı Lisel Hintz’di. Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası Araştırmalar Yüksek Okulu’nda Uluslararası İlişkiler Ve Avrupa Çalışmaları profesörü Lisel Hintz, gelişmeleri VOA Türkçe’ye değerlendirdi.
CHP’nin başarısına temkinli yaklaşan Lisel Hintz, Türk seçmeninin oylarında ekonominin etkili olduğunu belirtti. Sonuçların kendisi için sürpriz olduğunu belirten Lisel Hintz, seçimin hala tam olarak netlik kazanmadığının altını çizdi.
Hintz, “Geçmişte birçok seçim usulsüzlüğü gördük. AKP’nin meclis çoğunluğunu ilk defa yitirdiği Haziran 2015 seçimlerinin yeniden yapıldığına şahit olduk. Bu nedenle bu oyunun daha sona ermediğini düşünüyorum. Benim içim sürpriz olansa Ekrem İmamoğlu’nun bir nevi azmi ve direnişiydi. Peş peşe basın toplantıları düzenledi ve dikkatin dağılmamasını sağladı. Bence cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce’nin bir süre ortadan kaybolması, oyları kimsesiz bıraktı ve şimdi İmamoğlu’nun sürdürdüğü baskı herkesin dikkatini meseleye odakladı. Bunu görmek şaşırtıcıydı” dedi.
Türkiye uzmanı Hintz, Ankara’da sandıktan çıkan sonucun daha net olduğunu söylese de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Ben İçişleri Bakanıyım, bu PKK’lılar seçilirse göreve başlayabilirler mi başlayamazlar mı siz bana sorun. Terör örgütüyle iltisaklı, terör örgütüyle irtibatlı hiç kimseye bu ülkede bu payeyi verdirmeyiz” sözlerine dikkat çekti.
Hintz, “Süleyman Soylu’nun, terörle bağlantılı hiç kimseyi göreve başlatmayacaklarını söylediğini biliyoruz. Bana göre AKP’nin stratejik olarak yaptığı şey bu kişilerden bazılarının terörist bağlantısı olduğunu ima ederek, görevden alınmalarını ve yerine başkasının getirilmesini sağlamak. Buna benzer bazı durumları Güneydoğu’da gördük” diye konuştu.
Lisel Hintz de Anadolu Ajansı’nın saatlerce seçim verisi girmemesinin ilginç bir duraksama olduğunu söyleyenlerden. Hintz, “Sadece kurum olarak AA’da değil Yüksek Seçim Kurulu’nda da ‘ne yapmalıyız’ endişesi yaşandığını düşünüyorum. Bence geçmişte de gördüğümüz üzere Erdoğan ve AKP bu kurumlara baskı yapmış olabilir. Mesela son referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oy pusulalarını kabul ettiğinde olduğu gibi. Bence burada da ‘ne yapmalıyız’ konusunda istişareler oldu. Seçim haritasında İstanbul’un CHP kırmızısına bürünmesiyse biraz şaşırtıcıydı” ifadelerini kullandı.
Türkiye uzmanı Hintz, CHP’nin adaylarının bu seçimlerde öne çıkmasınıysa, “Bence ekonominin önemi büyük. Ancak ekonominin yolsuzluk algısıyla bağı daha da önemliydi. Halkla yapılan röportajlarda başörtülü kadınlar bile daha önce AKP’ye oy vermelerine rağmen sürekli ‘Bu rejim her şeyi kendisi için yaptı. Bizim için hiçbir şey yapmadı. Çürük soğanlar için saatlerdir sırada bekliyoruz. Onlar damatlarına bakanlık veriyor. Bizim için ne yaptılar?’ diye sordular. O nedenle bence ekonomik öfke, yolsuzluk algısı ve AKP’den bıkkınlık etkili oldu” sözleriyle açıkladı.