Almanya’nın doğusunda bulunan Chemnitz’de 26 Ağustos 2018’de 35 yaşında bir Alman'ın bir Suriyeli sığınmacı tarafından bıçaklanarak öldürülmesinden sonra düzenlenen ve günlerce süren gösteriler ve yaşanan şiddet olayları, tüm dünyanın tepkisini çekmişti. Irkçı gruplar sokakta Hitler selamı vererek yabancı avına çıkarken, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan gösterilere paralel, 28 Ağustos’ta ‘Şalom’ adındaki bir Yahudi restoranının Yahudi karşıtı sloganlar atan kişilerce saldırıya uğraması ve camlarının kırılması, büyük tepkilere neden olmuştu. Bu olaydan bir süre sonra, 18 Ekim 2018’de kentte bulunan ‘Mangal’ isimli bir Türk restoranının kundaklanması ve kullanılamaz hale gelmesi, gözlerin yeniden Chemnitz’e çevrilmesini beraberinde getirdi.
Polis, itfaiyenin hızlı müdahalesi sayesinde yangının lokantanın bulunduğu ve 17 kişinin yaşadığı binadaki üst katlara sıçramadan kontrol altına alındığını ve bir facianın son anda önlendiğini açıklarken lokantanın sahibi Mehmet Ali Tulasoğlu, yangını Alman ırkçıların çıkardığını öne sürdü.
O dönemde VOA Türkçe’ye konuşan Tulasoğlu, olay öncesinde sözlü saldırılara maruz kaldığını, dükkanın önünden geçen gençlerin “Türkler dışarı”, “Almanya Almanlarındır” gibi sloganlar attığını ve aşırı sağcıların lokantasını yaktığının ortaya çıkması durumunda Chemnitz’i terk edeceğini iddia etti. Olay, Başbakan Angela Merkel ve çok sayıda başka siyasetçi arasında infiale neden olurken, soruşturmayı siyasi amaçlı ve devlete karşı işlenen suçlar dairesi ‘Staatsschutz’ üstlendi.
Ancak yapılan soruşturma, yangının iddia edildiği gibi aşırı sağcılar tarafından değil, sigorta dolandırcılığı için çıkarıldığını gündeme getirdi. Yetkililer, iki yıl süren soruşturma sürecinde, kundaklamayla bağlantılı ırkçı herhangi bir ize ulaşamazken, yapılan analizler ve araştırmalar Tulasoğlu’nun yangın öncesinde büyük oranda borçlu olduğunu ortaya çıkardı.
Polis, Tulasoğlu’nu takibe aldı, telefon görüşmelerini ve internet üzerinden yazışmalarını değerlendirdi. Kundaklama sonrasında sigorta şirketinden 300 bin Euro sigorta bedeli alan ve başka bir kentte yeni bir işletme açan Tulasoğlu’nun bir tanıdığı, Yalçın E. adlı kişinin verdiği ifadeye göre, işleri iyi gitmeyen lokanta sahibi yangından birkaç hafta önce, yangın durumunda sigortadan ne kadar para alabileceğini araştırarak, kendisine lokalini kundaklaması halinde 50 bin Euro para teklif etti. Söz konusu tanık soruşturma kapsamında teklifi reddettiğini, ancak lokanta sahibinin başka kişilerle ilişki kurduğunu söyledi.
Ayrıca olayı araştıran yetkililer, ele geçirilen güvenlik kamerası görüntülerinde, zanlının kundakçının yangın gecesi lokantaya giriş ve çıkışının sorunsuz olması için hazırlık yaptığını ve en az bir camı açık bıraktığını da belirledi. Bu saptamalar sonucunda, Mehmet Ali Tulasoğlu, en az 17 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs ve sigorta dolancırılığı suçlamalarıyla tutuklanırken olayın tüm boyutuyla "yüz kızartıcı bir suç" olduğu ihitimali ortaya çıktı.
Bir polis yetkilisi, Chemnitz’e yakın Dresden kentinde hapiste tutulan zanlının kendisine yönelik suçları kabul etmediğini, olayla ilgili davanın önümüzdeki Mart ayında görülmeye başlanacağını açıkladı.
Restoran Sahibi Tulasoğlu Başbakan Merkel'le görüşmüştü
Chemnitz’de ölümcül bir bıçaklama ile başlayan, ardından olayı bahane eden aşırı sağcıların başlattığı ve Mangal’ın kundaklanmasıyla doruğa ulaşan olaylar, Almanya’da 2018‘e damga vuran en önemli olayların başında geldi. 2015 yılı ve sonrası Almanya’ya giriş yapan yaklaşık 1 milyon sığınmacıya yönelik ırkçı tepkiler o günlerde yeni bir boyuta ulaşırken yaşananlar ve gösterilerle ilgili yaptığı açıklamalar, iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maassen’ın koltuğunu kaybetmesine de neden oldu.
Maassen, aşırı sağcıların gösterileri sırasında yabancı avına çıktığının söylenemeyeceğini, olayların abartıldığını belirtmiş, koalisyon ortağı SPD Maassen’ın görevden alınmaması durumunda hükümetin sona ereceğini açıklamıştı.
‘Mangal’ olayı sonrasında, Eyalet Başbakanı Michael Kretschmar, “Kundaklamanın ırkçı ve yabancı düşmanları tarafından yapılmasını lanetliyorum, Tulasoğlu ile sonsuz dayanışma içindeyim” şeklinde bir açıklama yaparken şu anda zanlı durumunda bulunan Mehmet Ali Tulasoğlu, Başbakan Angela Merkel’le de bir araya gelmiş ve bu buluşmada kendisini “Almanya’daki aşırı sağ şiddetin kurbanı” olarak tanımlamıştı.
Söz konusu olay, Almanya’da gerçek anlamda yaşanan, her geçen gün artan ırkçı ve göçmen düşmanı saldırı ve eylemlere gölge düşürecek bir gelişme olarak niteleniyor.
Nitekim olayın kazandığı yeni boyut, sosyal medyada sağ popülist ve ırkçı çevreler tarafından suistimal ediliyor. Öte yandan Saksoyna eyaleti ve eyalette bulunan Chemnitz kenti, Almanya’da sağcıların en güçlü olduğu bölgelerden biri olarak biliniyor. Aşırı sağcı ‘Pegida’ hareketi eyalet başkenti Dresden kentinde, 2014'ten bu yana her Pazartesi günü binlerce kişinin katılımıyla yabancılara karşı protesto gösterileri düzenliyor. Sekizi Türk, biri Yunan, bir de Alman kadın polis olmak üzere toplamda on kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün 1998-2000 yılları arasında Chemnitz'de saklandığı ortaya çıkmıştı.