New York’taki, ‘John Jay College of Criminal Justice’, adli bilim ve araştırmada dünyanın en önemli eğitim ve araştırma merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. John Jay Adli Bilimler Üniversitesi, verdiği eğitim ve araştırmalarıyla Amerikan ulusal ve uluslararası güvenlik güçlerinin en güvendiği eğitim ve araştırma kurumların başında yer alıyor.
Üniversitenin lisans ve lisansüstü eğitim alan yaklaşık 15 bin öğrencisi var. Üniversitenin öğrencileri arasında başta Amerikan güvenlik güçleri olmak üzere çok sayıda ülkenin polis, istihbarat, güvenlik görevlileri de yer alıyor.
Üniversitenin delil araştırma laboratuvarları, araştırma yöntemleri, araştırma analizleri, kullanılan ve geliştirilen suç araştırma ekipman ve aletleri, birçok ülkenin suç araştırma, olay yeri inceleme gibi laboratuvarlarının kuruluşunda model olarak seçiliyor.
Üniversitenin laboratuvarlarında kriminoloji bilimi konusunda en son teknoloji ve yenilikler uygulanıyor. Üniversitede yapılan araştırmalar ve uygulanan son teknikler, hem ABD’de hem de dünyada görevli güvenlik güçlerinin adli bilim konusundaki çalışmalarına büyük destek sağlıyor.
Aralarında Türk emniyet görevlilerinin de bulunduğu çok sayıda ülkedeki yüksekokullardan gelen polis ve güvenlik görevlisi, kriminoloji bilimiyle ilgili son araştırma tekniklerini bu üniversitede öğreniyor.
Üniversite adını, New York’un ikinci valisi olarak da görev yapan, Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin ilk başkanlığına getirilen ABD tarihinin ünlü devlet adamı John Jay’den almış.
CBS Televizyonun CSI dizisi bu üniversitedeki yapılan çalışmalardan ve araştırmalardan esinlenmiş. Hatta bazı bölümleri üniversitenin Manhattan’daki binasında çekilmiş. CSI, dizisinden etkilenen çok sayıda kişi üniversiteye başvurularda patlamaya yol açmış.
Dr. Koçak saç konusunda önemli araştırmalar yapıyor
Üniversitenin araştırma ve öğretim görevlilerinden biri de Dr. Ali Koçak. Oldukça maceralı bir yolculuktan sonra Saddam döneminde gördüğü baskılar, nedeniyle Irak’tan Türkiye gelen, daha sonra da ABD’ye yerleşen Koçak, yaklaşık 13 yıldır üniversitede görev yapıyor. Koçak, ABD’de ve birçok ülkede yerel emniyet güçleri tarafından düzenlenen seminer ve konferanslara da katılarak kriminoloji bilimiyle ilgili son araştırma ve gelişmeleri paylaşıyor.
Saç konusunda uzman olan Koçak, yaptığı son araştırmalar kapsamında delil olarak elde edilen saç kılında, kullanılan boya cinsleri ve dolaylı olarak boyanın hangi kuaförde yapıldığının saptanmasına kadar suçluya en hızla ulaşabilecek çeşitli araştırmaları yürütüyor.
Koçak’ın araştırmalarını sürdürdüğü yöntemlerde, kızıl ötesi ışınları ve bazı yazılımlar devreye sokularak analiz edilen bir saç kılından, suçlunun cinsi ve ırkı saptanacak.
Eğer saç teli boyalıysa bu boyanın hangi fabrikada üretildiği hatta hangi kuaförde saçın boyandığı bile öğrenilecek. Koçak’ın saç telinden yola çıkarak başlattığı araştırma tırnak ojesi ve toprak gibi delillere de uygulanabilecek. Oluşturulacak bilgi bankalarında, Koçak’ın araştırdığı kızıl ötesi ışın ve bilgisayar yardımıyla olay yerinde bulunacak saç, oje ve toprak gibi delillerin orijinleri bulunup güvenlik güçlerinin suçlulara ulaşması daha da kolaylaşacak.
Koçak, üniversitenin suç araştırma laboratuvarlarının kapılarını Amerika’nın Sesi ekibine açtı ve çeşitli soruları yanıtladı.
Amerika’nın Sesi ekibinin üniversitenin çok özel bölümlerde gerçekleştirdiği çekimler sırasında öğrenim gören, araştırma yapan öğrencilerin bazıları, halen Amerika’nın ulusal ve diğer ülkelerin güvenlik güçlerinde görevli olması nedeniyle video ve fotoğraf çekimlerinde okul öğrencileri yer almadı.
‘Hakim ve avukatlara da ders veriyoruz’
2005 yılından bu yana çalıştığı üniversiteyi ve kendi görevini şöyle anlatıyor Koçak: “Okulun tamamımı kriminolojiyle alakalı. Burada adli bilimler, adli psikoloji, kriminoloji, sorgulama bu gibi bütün alanlarda eğitim veriyor. Bende burada değişik konularda dersler veriyorum. Verdiğim derslerden biri de adli bilimin temelleri dersi. Bu dersin amacı öz geçmişinde adli bilim olmayan kişilere temel eğitim vermek. Bu dersleri adli bilimler konusunda bilgisi olmayan, hakim ve avukatlara da veriyoruz. Onlar, parmak izi, mürekkep izi konularında dersler veriyor. Bir olay yerinde nasıl delil toplanır bunları öğretiyoruz. Olay yerinde bir delilin toplandıktan sonra olay yerine götürülme süreci çok önemli. Delillerin mahkemeye sunulmasında arada bir kopukluk olmaması gerekiyor. O zaman mahkeme delili kabul etmiyor. Adli bilimsel analiz dersleri veriyoruz. Bir de bu kriminoloji laboratuvarlarında kullanılan aletlerle ilgili dersler var. Hangi alet hangi araştırma ve hangi analiz için kullanılır bunları öğretiyoruz.”
‘Saç en önemli delil’
Kendi uzmanlık alanını da şöyle anlatıyor Koçak, “ Öğretim görevlisinin iki tane görevi var. Bir, ders vermek. Bir de araştırma yapmak. Üniversitede verdiğim derslerin dışında da araştırma konum saç kılları konusunda. Uyuşturucunun saçın üzerinde nasıl bir etki yarattığını araştırıyorum. Örneğin uyuşturucu saçın yapısında nasıl bir değişiklik yapıyor? Saçın çok karışık bir yapısı var. Önemli bir konu çünkü saç çok kolay elde edilebilen bir delil. Her yerde bulunabilir. Herkesten alınabilir. Bu delilin içeriğini ve analizini bulabilmek çok kolaydır. Biz daha fazla kokainin saç üzerindeki etkisi konusunda çalışıyoruz. Daha çok bunu araştırıyoruz. Topraktan elde edilen deliller konusunda araştırmalar yapıyoruz. Bir kişinin saçından alınan bir tek tel ile kimyasal bir etkiden geçip geçmediğini, uyuşturucu var mı? Hangi ırktan geliyor? Bu tip şeyleri araştırma imkanımız olabilir.”
‘Amerika’da polislere ‘COPS’ adı takılmasının aslı buradan geliyor’
Koçak, okulun nasıl kurulduğunu ve Amerika’da polisler için ‘COPS’ diye adlandırılmasını da şöyle anlatıyor, “Bu okul bir program olarak 1950’lerde başlamış. Eğitilmiş polislerin halkla ilişki kurmasını sağlamak için. Bu program daha da büyümüş ve büyüdükçe buranın bir üniversite olarak açılması istenmiş. İlk açıldığı zaman buranın ismi ise ‘College of Police Science’ olarak konulmuş. Bununda kısaltılmışı ‘COPS’. Genelde New York’taki ve ABD’de polislere COPS diyorlar. Bu ismin aslı buradan geliyor, ‘ College of Police Science’. Toplumda bilinmiyor ama ‘COPS’ nereden geliyor? ‘COPS’ işte buradan geliyor. Bu üniversiteyi sadece polislere eğitim veren bir yer olmaktan çıkartıp kapsamını geliştirmişler. Adını değiştirmişler John Jay College Criminal Justice yapmışlar.Bizde dünyanın her yerinden öğrenci var. Çok karışık bir okul her yerden öğrenciler var. 13 bin öğrencimiz var çoğunluğunu yüzde 40 oranla Hispanikler oluşturuyor. Siyahiler yüzde 15 -17, beyazlar yüzde 25, Uzakdoğulular yüzde 10 civarında.”
‘CSI dizisinden etkilenenlerden bazısı hayal kırıklığına uğradı’
CBS televizyonunun dünyaca ünlü dizisi ‘CSI’ten etkilenen çok sayıda kişi okula başvurmuş. Seçme öğrencilerin alındığı okula girebilenler bazıları ise dizide gördüklerini okulda görmek isteyince hayal kırıklığına uğramış. Koçak, dizinin etkisinde kalıp kriminoloji bilimine ilgi duyanları şöyle anlatıyor, “CSI dizisi çok büyük etki yarattı. Hatta bu dizinin bazı bölümlerini bizim okulda çektiler. Bu heyecan yaratan dizileri izleyenler ‘ben de giderim aynı şeyleri yaparım’ hevesiyle buraya gelmeye çalıştılar. Ancak gerçek bilim, dizide gördüğünüz gibi değil. Orada biri alıyor hemen numuneyi laboratuvara götürüyor hemen her şeyi çözüyor. Ama bu uzun bir süreç. Bunu yapabilmek için bilimsel bir temelin olması gerek. Buraya gelen bir öğrenci önce sıkı bir fizik, matematik, kimya, biyoloji gibi eğitimlerden geçiyor. Üç sene boyunca sıkı bir şekilde bunların temel eğitimlerini alıyor. Burada da üçüncü sınıftan sonra uzmanlaşma bölümüne geçiyor. Üç uzmanlaşma bölümü var: Biri kriminalistik değimiz, tabanca izi, bıçak izi parmak izi, saç gibi. İkinci alan ise toksikoloji dediğimiz uyuşturucu ve alkol gibi. Üçüncüsü ise DNA ile ilgili. Öğrenci, belli bir temel eğitimi alıp üçüncü sınıfa geldiği zaman bu üç temel bölümden birini seçiyor. Ancak bu aşamaya gelene kadar öğrenciler zor bir aşamadan geçiyor. Bazen sıkılıyor tabii, ‘ben bunu CSI’da görmemiştim’ diyor. Dolayısıyla her gelen buradan mezun olmuyor. Bırakanlar da oluyor.”