Rus Hava Kuvvetleri’ne ait uçağın 24 Kasım 2015’te düşürülmesinin ardından soğuyan Türk-Rus ilişkilerinde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeniden bahar havası esiyor.
2014 yılında beri konuşulan Türk Akımı Projesi’nde bugün imzalar atıldı.
23. Dünya Enerji Kongresi için İstanbul’a gelen Rusya lideri Vladimir Putin’le Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılan görüşmede son pürüzler giderilince Türk Akımı Anlaşması, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak tarafından imzalandı.
Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi, iki hattan oluşacak ve toplam 31,5 milyar metreküp kapasiteye sahip olacak.
Hatlardan biri Türkiye'ye uzanacak ve Türkiye'nin ihtiyaçları için kullanılacak. Diğer hattın ise Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıması planlanıyor.
Erdoğan: “Doğu Akdeniz projesi için en doğru güzergah Türkiye”
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da Dünya Enerji Kongresi’nde yaptığı konuşmada Türk Akımı ve TANAP sayesinde Türkiye’nin önemli bir enerji tedarikçisi olacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı, “Rusya'nın halihazırda Balkanlar üzerinden aldığımız gazı doğrudan Karadeniz üzerinden ülkemize sevk etmesini öngören Türk Akımı projesi de devam ediyor. Bu projenin ikinci aşaması da Avrupa'daki gelişmelere bağlı olarak geliştirilecektir. Yapılan araştırmalar, Doğu Akdeniz projesi için en doğru güzergahın Türkiye olduğunu gösteriyor. Yeni ve önemli yatırımların arifesindeyiz. Bu alanda büyük yatırımlar gerçekleştireceğiz. Avrupa'nın doğalgaz arz güvenliğine de böylece katkı sağlıyoruz. Avrupa'ya dördüncü gaz koridorunu birlikte oluşturma amacındayız,” dedi.
Aydın Sezer: “İtalya ve Yunanistan Türk Akım 2 için Brüksel’e baskı yapıyor”
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi Başkanı Aydın Sezer, ikinci hattın Güney Avrupa’ya ulaştırılmasının planlandığını söyledi.
Sezer, “Asıl önemli olan ikinci hat. Rusya, Ukrayna’yı devre dışı bırakarak 16 milyar metreküplük gazı Türkiye üzerinden Yunanistan ve İtalya’ya göndermek istiyor. İtalyan ve Yunan firmaları ve devletleri bu projeye çok sıcak bakıyorlar. Geçtiğimiz Şubat ayında Gazprom bu iki ülkeyle protokol imzaladı. Ancak burada Avrupa Birliği’nin Güney Koridoru Gaz Hattı’na yeşil ışık yakması gerekiyor. Her iki ülke Brüksel’e pres yapıyor,” dedi.
İki lider Mabeyn Köşkü’nde yaptıkları görüşmede Akkuyu Nükleer Santrali’ne dair çalışmalarının ilerlemesinde de mutabakat sağladı.
Ancak Erdoğan-Putin görüşmesinin en çok öne çıkan konular Suriye’nin geleceği ve savunma alanındaki işbirliği oldu. Bölgesel konuların görüşmede önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Rusya lideri Putin, Türkiye ile Rusya’nın Suriye’deki pozisyonu şöyle özetledi: “Rusya olarak Suriye’de siyasi çözüme en hızlı şekilde geçilmesini istiyoruz. Bize göre, Suriye’de barış isteyen herkes bunu desteklemeli. Halep’e insani yardımların götürülmesi için her türlü çabanın sergilenmesi konusunda Türkiye ile görüşümüz aynıdır. Tek konu insani yardımın güvendiğimiz kaynaklarca götürülmesidir. Halep’e insani yardımın ulaştırılması Kastello yolundan Suriye ordusunun muhalif güçlerin uzaklaştırılması konusunda Türk ortağıma bilgi verdim. ABD tarafına da ateş açılmasın ve provokasyon olmasın diye önerilerimiz oldu. Amerika tarafı fiilen bunu yapmak istemiyor ya da yapamıyor. Özellikle özel servisler ve askeri kurumlarımızın arasındaki temasların hızlandırılması için mutabık kalmıştık.”
Putin, Cumartesi günü İsviçre’de yapılacak görüşmelerde Halep’te akan kanın durdurulması için rejim muhaliflerinin Kastello yolundan uzaklaştırılmış olacağını bu konuda da Erdoğan’la uzlaşma sağladıklarını söyledi.
Erdoğan: “Halep’teki insanların rahata kavuşması için karşılıklı görevlendirmeler yaptık”
Görüşmeye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji Bakanı Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la birlikte katılan Erdoğan ise Suriye konusunda fazla ayrıntı vermedi: “Suriye konusunu etraflıca ele alma imkanımız oldu. Fırat Kalkanı operasyonunu kendileriyle görüştük. Bu konuda iş birliği yapabiliriz, bu konularda değerlendirmeler yaptık. Halep'teki gelişmelerde insani yardım konusunda ne gibi strateji uygulayalım ki insanlar rahata kavuşsunlar. Bu konuda karşılıklı olarak görevlendirmemizi yaptık.”
Putin: “Savunma sanayinde işbirliğine hazırız”
Görüşmede en büyük sürpriz ise Putin’in savunma sanayindeki işbirliği vurgusu oldu. Rusya liderinin “Biz savunma sanayinde işbirliğine hazırız. Her iki taraftan önerilen şeyler araştırılıyor. Bunları gerçekleştirmek için imkanlarımız var” demesi 2000’li yılların başında Türkiye’nin Rus S-400 füzelerine talip olmasını akıllara getirdi.
Aydın Sezer, “Türkiye 2005 yılında füze savunma sistemi ihalesi açtığında Rusya S-300’lerle ABD’nin patriot’larının önündeydi. Ancak Türkiye S-400’lere talipti. Bunları Türkiye’de üretmek istiyordu. Ancak Rusya Türkiye’ye S-300’leri teklif etti. Türkiye ihaleyi Çin firması lehine sonuçlandırdı ancak o ihaleyi sonra iptal etti. Bu, gerçekleşirse Türkiye ile ABD ilişkileri nasıl gelişir, bu tabii ki muamma” dedi.