Corona virüsü salgınından en fazla etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor.
Virüsün turizme vurduğu darbenin net bir tablosunu görebilmek için Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını içeren 2020 ikinci çeyrek turizm istatistiklerini açıklaması bekleniyordu. Ancak TÜİK, Corona tedbirleri kapsamında sınır kapılarının kapalı olması ve buralardan veri toplanamaması nedeniyle yılın ikinci çeyreğine ilişkin turizm istatistikleri haber bülteninin yayımlanamayacağını bildirdi.
Your browser doesn’t support HTML5
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, yaşanan günleri, “Yaprak bile kımıldamadı. Ne gelen vardı ne de giden” diye tanımladı. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan İşler, bu süreçte sektörün kendi birikimlerini yiyerek, erken rezervasyon gelirleriyle ve bankalardan aldığı kredilerle ayakta kalmaya çalıştığını söyledi.
İşler, “Antalya’da, Fethiye ve Marmaris’teki tesislerin yüzde 70-80’i açılmadı. Bodrum’daki tesislerin yüzde 70’e yakını, Çeşme’de yüzde 70-80’i, Foça’da yüzde 80-90’ı açıldı. Kuzey Ege’de butik tesislerin hemen hemen hepsi açıldı” diye konuştu.
Sektörün moralini yükselten gelişmeler
Ancak İşler, yaşanan bütün sıkıntılara rağmen turizmde bir hareketlenme olduğunu da şu sözlerle anlattı: “Bizim beklentimiz önce iç pazarın Kuzey Ege’den başlayıp aşağıya doğru yayılarak hareketlenmesiydi. Bu gerçekleşiyor. Arkasından gurbetçi diye tabir ettiğimiz yurtdışındaki vatandaşlarımızın gelmesini bekliyorduk. Uçakların açılmasıyla birlikte veya kendi özel araçlarıyla gelenler var. Onun arkasından İngiltere ve Rusya pazarından bekliyorduk. İngiltere’den turistler 25 Temmuz itibariyle gelmeye başladı. Rusya 1 Ağustos’ta Ankara ve İstanbul’a, 8 Ağustos’ta da Dalaman, Antalya ve Bodrum’a uçuşları başlatıyor. Ruslar da geliyor. Bunlar sektörün moralini yükselten havadisler” dedi. İşler’e göre yabancı turistlerin gelmeye başlamasıyla birlikte sezon da Ekim ayı sonuna kadar uzayacak.
ETİK Başkanı, başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi güvenilir ülkeler listesine almamasını ise sektör açısından karamsarlık yaratan bir durum olarak tanımlasa da bu durumun değişeceği inancında: “Biz hala umutluyuz. Çünkü Türkiye iyi bir pazar. Hem Alman tur operatörlerinin hem Alman vatandaşlarının fiyat kalite makasında iyi ürün satın aldıkları, dostluklarının olduğu bir pazar.”
Devletten destek beklentisi
Corona salgını nedeniyle uzun vadeli bir planlama yapmanın mümkün olmadığını vurgulayan İşler, turizmde başlayan hareketlenme için, “Bu yama, bu yırtığı kapamayacaktır. Ama hiç olmazsa bir merhem olacaktır” ifadesini kullandı.
İşler, sektörün devletten beklentileri olduğunu belirterek, turizmin aldığı ağır hasar nedeniyle diğer sektörlerden ayrılarak acil ve öncelikli sektör statüsüne alınması gerektiğini belirtti. ETİK Başkanı, turizm sektöründe çalışanlar için de kısa çalışma ödeneğinin ötesinde bir destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Turizm işverenlerinin beklentileri konusunda ise şunları söyledi: “2020 yılına ait kredi limitleri doldu. Limitlerin artırılması için bilançoların iyi olması lazım ama bilançolar kötü. Bu durumda devletin yeniden bir kredi limiti artırımına gitmesi lazım. Eximbank kredileri için gereken 800 bin dolar şartının kaldırılması gerekiyor. Böylece bu gemiyi 2021 yılına kadar taşıyabiliriz. Eğer taşırsak vergilerden ve istihdamdan dolayı yine devlet kazanacak. Aksi taktirde sektörde ciddi el değiştirmeler gündeme gelebilir. Yüzde 99’u milli olan turizm sektöründe yurtdışından fonlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu da kendi kaynaklarımızın yabancılar tarafından yönetilmesi riskini oluşturur.”
“Entübeden çıktık, yoğun bakımdayız”
Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı Yakup Demir de normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte turizmde de hareketlenme başladığını söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Demir, “Vaka sayıları düştükçe rezervasyon sayılarımız artıyor. Çeşme’de 28 bin yatak kapasitesiyle hizmet veriyoruz. Özellikle hafta sonları yer bulmak sıkıntı. Şu anda Kurban Bayramı rezervasyonlarımız da yoğun gidiyor. Birçok otelimiz dolmuş durumda” dedi.
Demir, “Pandemi sonrası duruma baktığımızda, evet, bize ciddi bir darbe vurdu. ‘Entübe olduk, solunum cihazına bağlıyız, bizi kurtarın’ diye feryat etmiştik. Şimdi entübeden çıktık, yoğun bakımdayız diyebiliriz. İyileşme sürecine girdik gibi görünüyoruz. Ama bu virüsün ne yapacağı belli değil, sürekli ihtiyat halindeyiz. Önümüze bakmaya çalışıyoruz ama maalesef göremiyoruz” diye konuştu.
“Bu sezonu kaçırmış olacağız”
Çeşme’nin ağırlıkla yerli turistlere hizmet eden bir destinasyon olmasının salgın sürecinde kendileri için bir avantaj olduğunu kaydeden Demir, daha çok yabancı turistlere hizmet veren Güney Ege ve Akdeniz’deki birçok otelin bu yıl açılmadığını hatırlattı. Çeşme’yi “iç turizmin kalbi” olarak tanımlayan Demir’e göre, bölgede izolasyona imkan sağlayan çok sayıda ve geniş plaj bulunması da gelen turist sayısının artmasında önemli bir etken.
Demir, Çeşme açısından olumlu bir tablo çizse de sektörün geneli için aynı derece iyimser değil: “Ateş düştüğü yeri yakar. Şu anda Antalya’da yüzbinlerce yatak kapasitesi kapalı. Sayısı milyona ulaşan personel devletimizin verdiği destekle ayakta durabiliyor. Yani turizm bu Covid 19’dan kurtulmuş değil, hala etkisi altında. Şimdi aşıdan bahsediliyor. Ben Eylül’e kadar her şeyin normale döneceğine inanıyorum. Ama biz kum, güneş, deniz destinasyonu olduğumuz için bu sezonu kaçırmış olacağız. Yeni sezon için 180 gün daha bekleyeceğiz. Bu da üzücü bir etki yapıyor.”