Amerikan piyasaları, istihdamda kayıp yaşamadan ve ekonominin resesyona girmesine izin vermeden enflasyonu düşürmeyi amaçlayan “yumuşak inişin” gerçekleşebileceğine ilişkin umutlarını yüksek tutmaya devam ediyor. Ancak Amerikalı tüketicilerin COVID-19 pandemisi döneminde yaptıkları tasarrufların erimeye başlaması, yumuşak inişin gerçekleşmesinin önünde engel oluşturabilir.
COVID-19 pandemisi sırasında uygulanan kapanma önlemleri sırasında tüketicilerin tasarruf ettiği nakit para ve hükümetlerin 2020-2021 yıllarında vatandaşlara sağladığı ekonomik yardımlar, uzmanlar ve merkez bankası yetkilileri tarafından ekonomilerin derin bir gerileme dönemine girmesini engelleyen etkenler arasında gösteriliyordu.
Ancak hızla yükselen enflasyon ve enflasyonu dizginlemek amacıyla uygulanan faiz arttırımı politikası, tüketicilerin tasarruflarının hızla erimesine yol açıyor.
San Francisco Merkez Bankası tahminlerine göre Amerika'daki fazladan tasarruflar, 2021 yılı Ağustos ayında 2 trilyon 100 milyar dolarken bu miktar, şu anda 500 milyar dolara gerilemiş durumda.
Avrupa'daysa Deutsche Bank, emlak piyasasındaki gerilemeyi kontrol altına almakta zorlanan İsveç'te tüketici tasarruflarının azaldığını bildirdi.
İngiltere'deyse Mayıs ayında tüketiciler, tasarruf ettikleri hesaplardan rekor hızla para çekmeye başladı.
İstihdam piyasasının hala sıkışık olduğu bu dönemde tasarrufların tükenmesinin resesyona yol açması beklenmiyor. Ancak tüketimde azalma, iş yatırımlarının gerilemesini ve sonrasında gelecek yüksek işsizlik oranını tetikleyebilir.
Varlık yönetimi firması Janus Henderson'dan portföy yöneticisi Oliver Blackbourn, “Amerika, İngiltere ve Euro bölgesinde iç tüketim, ekonomilerin büyük bir parçası. Tüketim düşmeye başladığında bu ekonomikler çok kısa süre içinde çok kırılgan hale gelebilir” dedi.
Pandemi dönemi tasarrufları eriyor
Fazla tasarrufun tanımı değişiklik gösterse de ekonomistler, bunun pandemi döneminde beklenen eğilimin ötesinde gerçekleşen tasarruf olduğu konusunda fikir birliği içinde.
Kripto para platformu Cardano'dan başekonomistl Shweta Singh, Amerika'daki pandemi dönemi tasarruflarının bu yılın sonuna kadar tükenmesi olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Buna göre Amerikalılar'ın pandemi döneminde biriktirdikleri fazla nakit para, aynı dönemde uygulanan eğitim kredisi geri ödeme programının sonlanacağı döneme denk gelecek ve tüketiciler açısından sıkıntı yaratacak.
Avrupa'daysa fazla tasarruflar, Amerika'ya kıyasla daha az harcandı. Euro bölgesi tüketicileri pandemi döneminde ilave 1 trilyon Euro biriktirdi. Avrupa'daki güçlü tasarruf kültürü ise ekonomistlere göre Avrupalı tüketicilerin paralarını kıyafet ya da tatile harcamasını önleyebilir.
İş faaliyetleri verilerine göre şimdiye kadar dayanıklılık sergileyen hizmet sektörü, zayıflama belirtileri göstermeye başladı. Avrupa havayolu firması Ryanair, kış aylarında Noel gibi tatiller öncesinde tüketici talebinin düşük seyrettiğini kaydederken JPMorgan CEO'su Jamie Dimon, “Amerikalı tüketiciler nakit tamponlarını yavaş yavaş eritiyor” uyarısında bulundu.
Özel bankacılık şirketi Arbuthnot Latham'dan varlık yönetimi direktörü Eren Osman, hem otomotiv firmaları gibi ihtiyari tüketim sektörü hisseleri hem de temizlik ürünü ve gıda gibi temel tüketici ürünleri satan firmaların hisselerine temkinli yaklaştığını söyledi.
Eren Osman, harcanabilir gelirin azalmasıyla tüketici tasarruflarındaki erimenin devam etmesi durumunda bunun şirketlerin kar marjları üzerinde etkisi olacağını kaydetti.
“FED'in 'yumuşak inişi' için geri sayım çoktan başlamış olabilir”
ABD Merkez Bankası'nın (FED) enflasyonu dizginlemek amacıyla başlattığı faiz yükseltme politikası, hedefe ulaşmak için faizleri yeterince yükseltmeye ve bunu, kamuoyunun güvenini kaybetmemek için hızlı yapmaya odaklanmıştı.
Ancak enflasyonu, ekonomiyi resesyona sürüklemeden ya da büyük istihdam kaybına yol açmadan düşürmek yani ekonomide “yumuşak iniş” sağlamak, denklemin sadece bir tarafı. Diğer taraftaysa hem şirketler hem de hanehalklarını rahatlatmak için faizleri indirmenin zamanlamasını ayarlamak, enflasyonu düşürmek kadar önemli, ancak daha zor.
FED yönetim kurulu eski özel danışmanı ve varlık yönetimi şirketi Northern Trust uzmanı Antulio Bomfim, Merkez Bankası açısından enflasyonu ekonomi içinde kemikleşmesine izin vermenin büyük bir hata olduğunu söyledi. Uzman, FED yetkililerinin enflasyonu kontrol altına almak için faiz arttırımında ileri gitmeyi, bu uygulamayı kısa kesip enflasyonun geri dönmesi riskini göze almaya tercih ettiklerini kaydetti.
Yatırımcılar, FED'in faiz yükseltme politikasının sonuna geldiğini düşünse de faizler, en az bir kez daha arttırılabilir. FED, geçen hafta politika faizini yüzde 5,25-5,50 aralığına çıkarmıştı.
Maaşlar, ekonomik büyüme ve fiyatlara ilişkin son veriler, FED yetkililerinin, faiz oranının daha ne kadar artması ve ne kadar süreliğine yüksek seyretmesi gerektiği konusunda karşı karşıya olduğu zorluğu gözler önüne seriyor.
Para politikasında 16 ay süren sıkılaşma uygulaması sonrasında bile ekonomi, ikinci çeyrekte yıllık yüzde 2,4 oranında büyüyerek beklentilerin üzerinde performans gösterdi.
Amerika'da enflasyon, 2022'den bu yana düşse de hala FED'in yüzde 2'lik yıllık enflasyon hedefinin üzerinde seyrediyor.
FED Başkanı Jerome Powell, geçen haftaki açıklamasında, “Enflasyonun dayanıklı şekilde düştüğünü görmemiz gerekiyor. Çekirdek enflasyon hala yüksek. Politika faizini bir süre daha kısıtlayıcı seviyelerde tutmamız ve faizleri daha da yükseltmeye hazırlıklı olmamız gerekiyor” dedi.
Powell, FED'in politika faizini düşürme zamanının geldiğini anlamak için nasıl bir değerlendirme yapacağı konusunda doğrudan açıklama yapmadı, ancak ekonomi bir süreliğine yavaşlamadan ve bunun istihdam rakamları üzerinde doğrudan etkisi olmadan enflasyonun hedef orana geri dönmeyeceğini kaydetti.
Amerika'da işsizlik oranı düşük seyretse de istifalarda azalma, açık iş pozisyonlarında gerileme ve maaşlarda yavaşlama gözleniyor. Bu durum, istihdam piyasasının pandemi dönemine kıyasla soğumaya başladığının bir işareti.
Sıkı para politikası uygulamasını sürdürmek ise ekonominin yavaşlamakla kalmayıp ezilmeye başlaması riskini beraberinde getiriyor.
Yatırım bankacılığı firması Jefferies'den kıdemli ekonomist Thomas Simons, “Ekonomi son nefesini verme fazına girdi” dedi. Uzman, kredi maliyetlerindeki yükselmenin ve temerrütlerin artmasının”1980'den bu yana görülen tüm resesyon dönemlerinin başlangıcıyla örtüştüğünü” ifade etti.